Düzce
İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu Gazetecilik Bölümü'nden mezun olduktan sonra 90'lı yıllarda farklı gazete ve televizyonlarda mesleğini sürdüren Keşir, 9 yıl önce Türkiye'de yaşanan ve "kara gece" olarak anılan darbe girişiminde asil milletin hür iradesiyle farklı bölgelerde şerefli mücadelesini verdiğini söyledi.
FETÖ'nün darbe girişiminin üzerinden 9 yıl geçti
Keşir, darbe girişimi gecesi gazeteci ve milletvekili refleksiyle TBMM'ye giderek yaşananları aktarmak, Türk halkına milletvekillerinin Meclis'e sahip çıktığını göstermek istediğini belirtti.
Meclis'e gitmekle aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vatandaşları sokağa davet ettikten sonra "Milletvekilleri nerede?" sorusuna cevap vermeyi amaçladığını dile getiren Keşir, parti gözetmeksizin diğer vekil arkadaşlarıyla TBMM'ye gittiklerini anlattı.
Keşir, böylece sandıkta kendilerine verilen emanete sahip çıkmayı amaçladıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Meclis bombalanmaya başladığında meslek (gazetecilik) refleksiyle cep telefonuyla yayın açtım. Sonradan fark ediyorum ki, o yayın halkımızın üzerinde bir etki yaratmış. Yani birkaç partiden milletvekilinin orada olması, her bir partinin seçmeninin nezdinde 'Vekillerimiz de bizim irademize sahip çıkıyor' duygusu oluşturmuş ama asıl hafızamda kalan Meclis'e bombaların atıldığı an.
İlk bomba atıldı. Tabii biz içeride olunca bahçedeki gürültüyü duyduk. Bomba atılacağı aklımıza gelmezdi ve haber alamıyorduk. Kaotik durum vardı. Her şey bittiğinde bahçeye bomba atıldığını gördük. Meclis bahçesinde iki insan boyunda çukur ve duvarlarda şarapnel parçaları vardı. Benzetme yapmak istemem ama ne yazık ki bugün savaş bölgelerinde gördüğünüz, Filistin'de gördüğünüz o kurşunlanmış binaların bir benzeriydi."
Keşir, 15 Temmuz gecesi yaşananları sadece darbe girişimi olarak nitelemenin yetersiz kalacağına değinerek, "O gece yaşananlar bir darbe girişimi değildi çünkü darbe tarihlerine baktığınızda, Türkiye'de ya da başka ülkelerde kamu binalarına zarar verilmez. Darbecilerin amacı yönetimi ele geçirmektir ve o binaları kullanmak isterler. O gece yaşadığımız, Filistin, Suriye'de gördüğümüz gibi aslında Türkiye'yi Suriyelileştirme, Filistinleştirme, bölgeden tamamen yok etme üzerine çok büyük bir plandı. Onu fark ediyoruz. Çünkü Meclis'in şarapnel parçalı duvarı bana hep onu hatırlatıyor." diye konuştu.
Milletin canıyla, kanıyla mücadele ettiğini anımsatan Keşir, "Söz konusu vatansa, vatanın bağımsızlığıysa bu millet son derece doğal şekilde genlerinden, kanından, hafızasından gelen ruhla nasıl mücadele ettiğinin yakın tarihteki en iyi göstergelerinden birini sergiledi." değerlendirmesinde bulundu.
Keşir, darbe girişimi sırasında Gölbaşı'ndaki Özel Harekat Daire Başkanlığına düzenlenen saldırıda şehit edilen Düzceli 3. Sınıf Emniyet Müdürü Ufuk Baysan'ı da rahmetle andı. Şehidin babası Ramazan Baysan'ın, "Benim oğlum terörün yoğun olduğu çok farklı bölgelerde, zorlu coğrafi koşullarda çatıştı. Böyle tepeden bomba atılarak haince öldürülmeyi hak etmedi. Vuruşarak ölmek nasip olmadı oğluma." dediğini aktaran Keşir, "Bir babanın oğlunu nasıl yetiştirdiğinin, o evladın bu vatan için nasıl yetiştiğinin en güzel örneğidir bu söz." ifadelerini kullandı.
Milletvekili Keşir, tüm şehitlerin adını yaşatmanın ve kahramanlıklarını gelecek nesillere aktarmanın görevleri olduğunu sözlerine ekledi.