İstanbul
Türkiye tarihine "postmodern darbe" olarak geçen ve sonuçları uzun yıllar tartışılan 28 Şubat 1997'deki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının üzerinden 28 yıl geçti.
Askeri müdahalenin doğrudan tanklarla, silahlarla değil, daha çok medya, bürokrasi ve ekonomik baskılarla şekillendiği 28 Şubat sürecinde, geleneksel darbe anlayışından farklı olarak toplumun bazı kesimleri üzerinde baskı oluşturulup kılık kıyafete, yaşam ve düşünce özgürlüğüne müdahale edildi.
Başörtüsü yasağında olduğu gibi dönemin tartışmalı uygulamaları, yaşanılan zorluklar, davalar, eylemler, protestolar ve direnişler, Anadolu Ajansının arşivlerinde de yerini aldı.
AA'nın 15 Mart 1998 tarihli haberinde, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörlüğünün eğitim yılı sonuna kadar ertelediği başörtüsü ve sakal yasağının, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde düzenlenen bir gösteriyle protesto edildiği aktarıldı.
Bu haberde, "Fakülte kantini önünde toplanan grup, 'Kışla değil, üniversite istiyoruz' ve 'Rektör kışlana geri dön' şeklinde pankartlar açıp, üzerinde 'Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım' mısralarının yazılı olduğu yelekler giydi." bilgisi yer aldı.
Dönemin İÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun açıklaması ise 9 Mayıs 1998 tarihli haberde şöyle aktarıldı:
"Kılık ve kıyafet konusunun, 'Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm üniversitelerinde kapanan bir konu olduğunu' belirten İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, 'Yani üniversitelerde kılık, kıyafet serbestisi yoktur. Diğer bir deyişle hiç kimse üniversitede başörtüsüyle eğitime devam edemez. Bu konu, YÖK kararından sonra yetkili kurum ve kişilerin beyanları ile sözlü ve yazılı olarak tüm üniversite yönetimi tarafından öğretim görevlilerine duyurulmuştur' dedi."
Başörtülü öğrenciler eğitim haklarını eylemlerle savundu
Manisa İmam Hatip ve Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde başörtüyle derslere giren 112 kız öğrenciye 1 ve 3 gün süreyle okuldan uzaklaştırma cezası verilmesi 8 Mart 1999 tarihli haberde, Atatürk Üniversitesi'ne bağlı Ağrı Eğitim Fakültesi'nde okuyan 27 öğrencinin, kılık-kıyafet yönetmeliğine uymadıkları gerekçesiyle 1 ay fakülteden uzaklaştırılması da 23 Aralık 1999 tarihli haberde yer aldı.
Kılık kıyafet yönetmeliğine uymadıkları gerekçesiyle Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi'ne alınmayan başörtülü öğrencilerin, okulun açıldığı günden beri yaptıkları oturma eyleminin amacının medyada çarpıtıldığını ileri sürerek gazete yakmaları, 13 Ekim 1999 tarihli haberde sunuldu.
Yüksek mahkemelerin yasakçı kararları...
Danıştayın, bir üniversite öğrencisinin başörtüsüyle okula alınmamasını hukuka aykırı bulmadığı karara ilişkin gerekçe, 8 Aralık 1999 tarihli haberle duyuruldu. Bu haberde Danıştayın, "Yükseköğrenim düzeninin sağlanmasına aykırılık teşkil eden eylemlerin demokratik bir hak olduğu savunulamaz. Çağdaş görüşlü ve görünümlü insan yetiştirme amacına aykırılık teşkil etmeyen işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır." şeklinde karar verdiği aktarıldı.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin başörtüsünün yükseköğretim kurumlarında serbest sayılan kıyafet kapsamında düşünülemeyeceğine ilişkin kararı da AA'nın haberinde yer aldı.
Kaynak: AA