Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi'nde donörlerin yüzde 13'ünü babalar oluşturdu

Antalya'daki Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Merkezi'nde yapılan 5 bin 196 canlı vericili naklin 640'ını çocukları için gönüllü olan babalar oluşturdu.

Organ nakli merkezinde 1982'de böbrek, 1997'de karaciğer, 1998'de kalp, 2002'de pankreas, 2010'da Türkiye'nin ilk çift kol, 2011'de dünyanın ilk kadavradan rahim, 2012'de ise Türkiye'nin ilk yüz nakli yapıldı.

"İlklerin merkezi" olarak ifade edilen merkezde, kurulduğu günden bu yana binlerce organ bekleyen hasta sağlığına kavuştu.

Kadavradan ve donörlerden (canlı verici) şu ana kadar 6 bin 800 organ naklinin yapıldığı merkezde, nakillerin 5 bin 196'sını canlı vericili operasyonlar oluşturdu. 640 baba, böbreğini veya karaciğerinden parça vererek, çocuklarını hayata bağladı.

2024'te 208 böbrek, 33 karaciğer, 5 kalp, bu yıl ise 76 böbrek, 21 karaciğer ve 7 kalp naklinin yapıldığı merkezde son 1,5 yılda 32 baba, çocuklarına böbreğini ya da karaciğerinden parça verdi. Merkezdeki canlı vericili nakillerde donörlerin yüzde 13'ünü yeni babalar oluşturdu.

Organ nakli merkezinin Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan, nakillerde insanların sevdiklerini yaşatmak için organlarını hediye ettiğini söyledi.

Organ bağışı yapmanın önemine işaret eden Özkan, "İnsanlar, sevdiklerine tereddüt etmeden böbreğini, karaciğerini veriyor. Babalar Günü'nde sembolik olarak hep çikolatanın ya da başka şeylerin reklamı olur ama organ bağışı yapan birinin reklamı olmaz. Bağış yapabilmek çok erdemli harekettir." dedi.

Özkan, özellikle günün önemi anısına farkındalık yaratılması açısından bu tür haberlerin, farkındalık çalışmalarının çok önemli olduğunu ifade etti.

Özellikle son günlerde merkezlerinde kadavradan nakillerde artış olduğunu vurgulayan Özkan, ancak bunun yeterli düzeyde olmadığını dile getirdi.

Bağışların düzenli olmasının önemine işaret eden Özkan, Avrupa'da olduğu gibi toprağa gidecek organların başkasına can olması gerektiğini belirtti.

Özkan, Babalar Günü'nü kutlayarak, herkesin sevdikleriyle, çocuklarıyla sağlıklı ömür geçirmesi temennisinde bulundu.

Merkezin Organ Nakli Koordinatörü ve koordinasyon birimi sorumlusu öğretim görevlisi Nilgün Bilal da Türkiye'nin canlı verici nakillerde dünyada ilk sırada yer aldığını söyledi.

Canlı nakillerde özellikle çocuklar için yaşları ve sağlık durumları uygunsa anne babanın doğal verici olduğuna değinen Bilal, şöyle konuştu:

"Eşler, kardeşler, kuzenler, kayınpederler, kayınvalideler, yakınları da verebiliyor. Aslında gönül bağı, sevgi, fedakarlık ve merhamet olan herkes yakınlarına organ bağışı yaparak, onları kurtarmak için çabalıyor. Fedakar, merhametli bir ülkeyiz. Ama bizim istediğimiz, insanların yakınlarından almak değil. Zaten vefat etmiş, toprağa teslim edeceğimiz bedenlerden organ bağışı yapılsın. Bir bedenden 5, 6, 8 hastaya hayat verelim, yaşam kalitesini yükseltelim istiyoruz. Bunun için çalışıyoruz. Çünkü organ bağışlamak en büyük iyilik."

Oğluna 10 yıl önce böbreğini veren Mehmet Büyükaydın ise nakilden sonra çocuğunun hayatının değiştiğini söyledi.

Diyalizden kurtularak eski günlerine döndüğünü belirten Büyükaydın, "Evlendirdim, gelinim de böbrek nakilli. İhtiyaçlarını kendileri karşılayabiliyor, kontrollere birlikte gidiyorlar. İyi ki böbreğimi vermişim. Herkes hasta çocuklarına böbreğini versin. Benim hiçbir şikayetim olmadı, tek böbrekle de yaşanabiliyor." diye konuştu.

Barış Büyükaydın ise babası sayesinde sağlığına ve özgürlüğüne kavuştuğunu, eşiyle istediği yere gidip, gelebildiğini, gönül rahatlığıyla su içebildiğini dile getirdi.

Kaynak: AA