ANKARA
Gecede, koreograflar Deniz Alp ve Guido Markowitz'in imzasını taşıyan "Çatı" ve "Kuğu" adlı iki ayrı eser izleyiciyle buluşacak.
Geceye adını veren Ambivalans, iki farklı estetik ve anlatım diliyle şekillenen bir dans anlatısı olarak izleyiciyle buluşuyor.
Topluluğun aynı dansçılarla sahneleyeceği her iki eser, modern dansın çok yönlü doğasını ve duygusal derinliğini ortaya koymayı amaçlıyor.
Prova öncesi konuşan koreograflar Deniz Alp ve Guido Markowitz, çalışmalara ve eserlerine ilişkin bilgi verdi.
Ambivalans gecesinde sahnelenecek iki eserden "Çatı"nın koreografisini üstlenen Deniz Alp, gecenin yapısını şöyle anlattı:
"Çatının koreografisini ben yaptım. Diğeri de Kuğu adlı eser. Aslında birbirinden çok farklı iki eser. Çatı, soyut bir anlayışın somut bir yapıya dönüşme hikayesini anlatıyor. Diğer koreograf Guida'nın eseri 'Kuğu' da daha mistik bir havası olan bir eser ve biz ilk defa 24 Mayıs'ta dünya prömiyerini gerçekleştireceğiz ve bu iki eserle seyirciyle buluşmak için heyecanlıyız."
Eserde çeşitli büyüklüklerde ve farklı formlarda yapılar kullanıldığını belirten Alp, şöyle devam etti:
"Zaten eserin genel teması da bu yapıların bir araya gelerek bir bütünü oluşturması üzerine kurulu. Materyal kullandığımız zaman dansçılarla birlikte bir araştırma süreci de oluyor. O araştırma sürecinin üzerinden bir yapı koreografi tasarlamaya başlıyorsunuz.
Çok keyifli bir çalışma oldu ama bir yandan da zor bir çalışma oldu. Çünkü materyallerimiz büyük, onları kontrol etmek, yönlendirmek, yön vermek, bir bütünü oluşturmak açısından biraz zaman isteyen bir dönem oldu ama çok keyifli çalıştık."
Alp, aynı dansçıların her iki koreografide de yer aldığını söyleyerek, bu durumun dansçılar için de farklı duyguları yansıtmak için güzel deneyim sunduğunu belirtti.
"Modern dans, uçsuz bucaksız bir yere gitmeye başladı"
Modern dansın Türkiye ve dünyadaki gelişimine de değinen Alp, pandemi sonrası dansa olan ilginin arttığına dikkati çekti.
Pandemide insanların hareket etmeye, dans etmeye yöneldiğini ifade eden Alp, şöyle konuştu:
"Bu dönemden sonra ben Türkiye'deki dansın özellikle modern dansın herkes için bir kanal oluşturduğunu, bir kaçış noktası yarattığını düşünüyorum. Modern dans gerçekten artık uçsuz bucaksız bir yere gitmeye başladı. Sadece tek stilde değil bütün stilleri içine alan bir forma dönüşmeye başladı.
Bu bence etkileyici bir yöne doğru gittiğinin göstergesi. Modern ve çağdaş dansın ucu o kadar açık ki yani her gün gelişen, her gün üstüne bir şey koyulan, her gün yenilikleri araştıran, geliştiren bir tarz olduğu için önü daha da geniş ve daha da ileriye gideceğine inanıyorum."
Kuğu Gölü Balesi'nden müzikler ve modern besteler bir arada sunulacak...
Gecenin ikinci yarısında sahnelenecek "Kuğu" adlı eserin koreografı sanatçı Guido Markowitz de Türkiye'ye ilk kez geldiğini ve çok sıcak karşılandığını belirtti.
Markowitz, "Kendimi evimde gibi hissettim, bu toplulukla çalışmak benim için çok etkileyici oldu. Böyle yetenekli dansçılarla karşılaşmayı beklemiyordum ama gerçekten çok etkilendim, çok şaşırdım. Tüm bu sanatçılarla çalışmak harikaydı." dedi.
Çalışma ortamının kendisi için son derece üretken geçtiğini dile getiren Markowitz, "Ben genellikle dansçılarla birlikte üretmeyi seven biriyim. Yani modern dans bazen sadece koreografın değil, dansçıların da aktif katkı sunduğu bir süreçtir. Burada da öyle oldu, çok açık fikirliydiler ve beni gerçekten hoş karşıladılar. Ve bu yüzden bale stilinde dansçılarla gerçekten güzel, başarılı bir zaman geçirdim." diye konuştu
Markowitz, eserin ilk kez sahneleneceğini söyleyerek, şunları kaydetti:
"Aslında Almanya'da kafamda bir fikir vardı. Sonra bir telefon geldi. 'Kuğu' ve 'Kuğu Gölü' ile ilgili bir şeyler yapmanın güzel bir fikir olabileceğini düşündüm. Eserde, Kuğu Gölü'nden müzik de duyacaksınız, aynı zamanda Fabian'dan modern besteler de. Bence bu modern müzik ile çok geleneksel müziğin çok güzel bir kombinasyonu. Ve Fabian bunu birleştirmenin çok güzel bir yolunu buldu ve bunun üzerine ben de koreografiyi kuğular etrafında inşa ettim."
Ankara'da izlediği bir başka gösteride ne kadar çok insan olduğunu görünce çok şaşırdığını ifade eden Markowitz, "Her zaman biletleri tükeniyor, her zaman çok sayıda insan geliyor. İnsanlar ayakta alkışlıyorlar, sanatçılar büyük alkış alıyorlar. Bu yüzden bence dans Türkiye'de çok hoş karşılanıyor. Bu çok önemli bir şey." ifadelerini kullandı.
Ambivalans gecesi, 24 Mayıs Cumartesi akşamı saat 20.00'de Ankara Devlet Opera ve Balesi sahnesinde prömiyerini yapacak.