Atılım Üniversitesi’nin ev sahipliğinde “Anadolu’da Kültür ve İletişim Sempozyumu: Geçmiş, Günümüz, Gelecek” başlıklı uluslararası toplantı akademik dünyayı Ankara’da buluşturdu. Orhan Zaim Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen sempozyum hakkında bilgi veren Atılım Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, özel olarak Anadolu ve Ankara’ya odaklandıklarını ifade ederek, “Buradaki amacımız uluslararası alanda bilgi paylaşımı.
Son zamanlarda yaşanan terör olaylarının her alanda olumsuz etkisi olduğuna değinen Erdoğan şunları söyledi: “Özellikle terör meselesi ciddi bir sorun. Amerika’dan uzun süredir tanıdığım arkadaşlarımı buraya davet ettim. Önce kabul ettiler ve sonra bombalar patlamaya başladı. Yaşanan üçüncü bombalı saldırıda da iki arkadaşım birdenbire hasta oldu ve gelmediler. Terörün bu tür organizasyonlara etkisi büyük oldu diyebiliriz.
''TÜRKİYE'YE KARŞI AÇILMIŞ BİR KAMPANYA VAR''
“TÜRKİYE’DE OLAN TERÖR SON POLİTİK DURUMLARIN GELİŞTİRDİĞİ BİR TERÖR VE BUNUNLA MÜCADELE ETMEK LAZIM”
Yakar, terör konusuna da değindi. Terörün bugün bütün ülkelerde az veya çok olduğunu belirten Yakar, “Türkiye’de olan terör son politik durumların geliştirdiği bir terör ve bununla mücadele etmek lazım. Bütün dünyada terör ile mücadele ediliyor ve Türkiye’de de terörle mücadele edilmesi lazım. Fakat terörün hiçbir şekilde insanların yaşantısına, planlarına, hayat görüşlerine etkisi olmaması lazım, sadece mücadele edilmesi lazım.
Atılım Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Korkmaz Alemdar, Atılım Üniversitesi’nin bugün “Anadolu’da Kültür ve İletişim: Dün, Bugün, Yarın” başlıklı toplantının ilkini yaptığını aktardı. Anadolu coğrafyasının tarih boyunca çok önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Alemdar, “Bu geçmişe ilgi aslında bugünlerde çok dikkat çeken bir konu değil. Geçmişten söz etmek yaşlıların işi gibi geliyor.
“SOSYAL MEDYA, GAZETE GİBİ BİZE KAPİTALİZMİN HEDİYESİ”
Sosyal medyanın bugün çok yeni ve benzersiz bir teknoloji olduğunu belirten Alemdar şunları kaydetti: “Ama Pers Uygarlığı'nda Ahamenid sülalesi Anadolu’yu bir uçtan bir uca geçen 2 bin kilometrelik Kral Yolu’nu yapmıştır. Bu Atinalılara karşı düzenlediği askeri harekatın en önemli alt yapısıydı. Fakat o dönemin teknolojisi sadece askerlerinin hareketini sağlamadı, bilgiyi, kültürü, aynı coğrafyada bir uçtan bir uca yaygınlaştırma fırsatı buldu. O kadar önemli oldu ki sonradan İskender dönüp İranlılara saldırma fırsatı buldu.
Gelişen kapitalizm bize önce 19. yy’da gazeteyi bugünde sosyal medyayı getirdi. Maalesef buna direnmek ya da, bunları kullanmamak gibi bir lüksümüz olmuyor. Ama Atılım Üniversitesi’nin bu sempozyumdaki bir amacı da bilelim, öğrenelim ve bunu kendi istediğimiz doğrultu da nasıl kullanacağımız birikimini geliştirelim ve yeni kuşaklara aktaralım.” Mütevelli Heyet Başkanı Yalçın Zaim, Anadolu ve Ankara’ya odaklanan uluslararası sempozyum düzenlenmesi konusunda uzun yıllardır düşünce sahibi olduğunu vurguladı. Zaim, sempozyumu oluşturan süreci şöyle açıkladı:
“Tarihe, özellikle Türkiye tarihine, Türklerin kökenine ve Anadolu’ya gelişlerinin tarihine tutkum var. Tarih okumalarımda, İstanbul’un tarihi üzerine çok sayıda araştırma yapıldığını ve kitap yazıldığını buna karşılık Ankara tarihi konusunda yeterli çalışma olmadığını fark ettim. Ankara’da yaşadığımıza, üniversitemiz Ankara’da olduğuna göre, dahası kentimiz Türkiye’nin başkenti olduğuna göre, tarihinin belirsizliğinin utanç verici olduğunu düşünüyorum. Üniversitemizin 20’nci kuruluş yılı dolayısıyla bu tarihin karanlık noktalarını aydınlatmak üzere bir dizi sempozyum düzenlemeye karar verdim. Bugün bu maceranın başlangıcındayız. Bunun zor bir görev olduğunu biliyorum. Hepinize teşekkür ederim.”
“MERAK VE TETİKLEDİĞİ BİLGİ TARİHİ OLUŞTURUYOR”
Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ ise, “Bilgi, bilgiye erişim, iletişim, 21’nci yüzyılı belki de simgeleyen sözcükler. Her biri artık yaşamamızın ayrılmaz birer parçası ve her biri insanlık tarihinde hiç olmadığı ölçüde öne çıkmış durumda. Bilgi, insanlık tarihi sürecinde kümülatif olarak ama eksponansiyel hızda artan bir kavram. Merak denilen ve insan beynini sürekli bilinmeyeni keşfe yönelten niteliğin ortaya çıkardığı kaçınılmaz olgu. Sanıyorum tarihini, insanlığın tarihiyle özdeşleştirmek yanlış olmaz” diye konuştu.
dikGAZETE.com