MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından açıklamalarda bulundu. Bahçeli, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bu akşam mübarek Regaib Kadili’ni hüzünlü ve buruk bir yürekle idrak ediyoruz. Yine acılara bulandık, yine şahadetlerle karşılaştık! Mardin Nusaybin’de bir Binbaşımız, iki emniyet amirimiz ve iki polis memurumuz şehit düştü. Beş evladımız da yaralandı. Acı üstüne acı yaşıyoruz. Şehitler yalnızca baba ocaklarını değil, hepimizi mateme boğuyor. Ve bir millet için için ağlıyor. Manevi mükâfat ve ihsanların cömertçe dağıtılacağı bu gece semaya açtık ellerimizi; bu şiddetin, bu illetin bitmesi için dua ediyoruz. Tarih boyunca nice badire ve belaları alt ettik. Fakat sokaklara barikat dikip evleri bombayla tuzaklayan canilere ilk defa rastladık. İşkence ne zaman bitecek? Bu fitne kuyusu daha ne kadar açık kalacak? Nereden doğacak umut ışığı, nerede kaldı zafer parıltısı? Terörle huzur arasında tarafsız bölge yoktur. Herkes tercihini, durduğu yeri gözden geçirmeli, muhakeme ve muhasebesini yapmalıdır. Demiştim ki, ‘taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakılmasın.’ Yani ‘ya devlet başa ya kuzgun leşe.’ Başka bir alternatif yoktur, kalmamıştır.”
“YAŞAMAK BİZİM KADERİMİZDİR”
“Son terörist teslim alınana, son hendek kapatılıp, son barikat yıkılana kadar bu aziz vatan köşe bucak temizlenmeli, hainlerden arınmalıdır” diyen Bahçeli, açıklamasında “Türk Polis Teşkilatı’nın 171. Yıldönümünde tüm kahraman polislerimizin ve Mehmetçiklerin alnından öpüyor, yanlarında olduğumu ifade ediyorum. Bu kutlu gecede tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet; ailelerine, milletimize, silah arkadaşlarına başsağlığı diliyorum. Aziz milletimizin, Türk-İslam dünyasının hem Regaib Kandili’ni hem de yarın karşılayacağımız Üç Ayları’nı tebrik ediyorum. Allah bizi iyide buluştursun, iyilik yolunda kavuştursun, vatan ve millete hizmet uğrunda birlik ve dayanışmamızı güçlendirsin. Büyük düşünürümüz Yusuf Has Hacip bakınız ne güzel de söylemiş, ne veciz ifadelerle asırlar öncesinden bizlere seslenmiş: ‘Eğer iki dünya diler isen ilacı iyiliktir, yapar isen. Eğer iyilik bulmak diler ise özün, yürü iyilik yap, bırak gerisini sözün.’ Kurtuluşumuzun temelde iki yolu vardır: Ya bütün haklarımızı en son zerresine kadar savunacağız, ki gerçek kurtuluş budur. Ya da tehditlere boyun bükerek tarihi hak ve ülkülerimizden vazgeçeceğiz, ki ölüm de aynen bu olacaktır. Bilmeyen varsa söyleyeyim: Türk milleti ikinci yolu hiç denemediği gibi, aklının ucuna bile getirmemiştir. Yaşamak bizim kaderimizdir. İstiklalimizi ödünç vermeyiz, istikbalimizden ödün veremeyiz. Bedeli her neyse öderiz, gene de şerefimizi, milli namusumuzu kirletmeyiz” ifadelerini kullandı.