İstanbul
Yumaklı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sıfır Atık Vakfı tarafından Üsküdar'daki bir otelde düzenlenen "22 Mart Dünya Su Günü: Su Verimliliği Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, bu yıl Birleşmiş Milletler'in (BM) Dünya Su Günü temasını, "buzulların korunması" olarak belirlediğini söyledi.
Buzulların, dünyanın ısı dengesini sağlayan doğal aynalar olduğunu ancak son 50 yılda benzeri görülmemiş bir hızla eridiklerini kaydeden Yumaklı, "Buzullar, 2023 yılında tarihin en büyük su ve kütle kaybına uğradı. Küresel iklim değişikliğinin su döngüsünü geri dönüşü olmayacak bir şekilde değiştirmesi de bunun üzerine eklenmiş durumda." dedi.
Yumaklı, buzulların erimesinin sadece buzullar bölgesini etkilemediğine değinerek, "Daha sıcak yazlar, artan kuraklıklar, tarımsal üretim riskleri ve su kaynaklarının azalması bu değişimlerin doğrudan etkileri. Buzulların erimesiyle deniz seviyeleri yükselirken, içme suyu kaynaklarının da çok önemli bir şekilde azaldığını ve risk altına girdiğini görüyoruz. Kısacası iklim krizinin, su krizine dönüşmemesi için bugünden itibaren çalışmaya başlamak zorundayız." diye konuştu.
Su yönetiminin sadece çevresel bir mesele olmadığına dikkati çeken Yumaklı, "Su yönetiminin ekonomik ve sosyal kalkınmayla ilgili çok önemli boyutları vardır. Ülkemiz Akdeniz Havzası'nda ve iklim değişikliğinden en fazla etkilenen ülkelerin arasındayız. Bugün su stresi altında bir ülkeyiz ancak toplumun tüm kesimleriyle ortak bir bilinç, güçlü bir iş birliğiyle su kıtlığı çeken ülkeler kategorisine düşmemek için gayret sarf ediyoruz." ifadesini kullandı.
"Su depolama hacmimiz 50 milyar metreküp arttı"
Bakan Yumaklı, suyun artık sınırsız bir kaynak değil korunması gereken hayati bir değer olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
"Bu sebeple son 22 yılda sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyoner liderliğinde suyun akışına yön veren politikalar geliştirildi. Bu süre içerisinde bugünün rakamlarıyla 3 trilyon 350 milyar liralık yatırımla 11 binin üzerinde su ve sulama tesisi hizmete alınmış oldu. Şöyle örnekleyelim; Cumhuriyet tarihimizde bu başlıkta yapılan bütün yatırımların yüzde 60'ı son 22 yıl içerisinde gerçekleştirilmiş oldu. Böylece su depolama hacmimiz 50 milyar metreküp arttı ve 183,4 milyar metreküplük bir su kaynağına sahip olduk. Tarımda su verimliliğini, özellikle suyun 77'sini kullanması hasebiyle ülkemiz için devrim niteliğinde bir gelişmeyle, Tarım Kanunu'nda değişiklik yaparak suyu tam da tarımsal üretimin merkezine oturttuk. Stratejik ürünlerin en uygun yerde, en olası şekilde üretim planlamasıyla bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretiminde ülkemiz adına önemli bir dönüm noktasını da aşmış olduk." açıklamalarında bulundu.
Bitkisel üretimde yeni destek modeli uyguladıklarını belirten Yumaklı, "Havzalarda planlanan üretimin yapılmasıyla ilgili destekleri vermemizin yanı sıra Türkiye'de su kısıtı bulunan 52 ilçede, üretim planlamasına uyulduğu takdirde, ilave su kısıtı desteği ödemeye başladık." dedi.
Yumaklı, tarımda su verimliliğinin arttırılması için modern ve basınçlı sulama sistemlerinin öneminin çok fazla olduğunu kaydederek, "Hali hazırda bu oranımız yüzde 35 ancak bütün hedefimiz 2028 yılında bunu yüzde 45'e yükseltmek. Özellikle vahşi sulamadan modern sulama sistemlerine geçişle ilgili de desteklerimiz yüzde 50'inin üzerinde devam ediyor. Çiftçilerimizi hibe destekleriyle desteklemeye devam edeceğiz. Şu ana kadar yaklaşık 10,5 milyar liralık destek ödemesi yapıldı. Yüzde 50'sini de çiftçilerimizin kendisinin yaptığını söylemiş olursak, yaklaşık 21 milyar liralık bir yatırım faaliyete geçmiş durumda." diye konuştu.
İklim değişikliği etkisiyle Türkiye'de göllerin de kurumaya başladığını gözlemlediklerini aktaran Yumaklı, "Bu kapsamda attığımız yeni bir adımı da buradan sizlerle paylaşmak istiyorum. 2025 yılında Eğirdir ve Eber Gölü havzalarını iyileştirmeye yönelik bireysel sulama sistemlerine yaklaşık 1 milyar liralık bir bütçe ayırmış durumdayız. Bütün bunları yaparken elbette suyun verimli kullanılmasına dönük çok büyük ve önemli projelerimiz hayata geçmeye başladı." ifadesini kullandı.
"Türkiye'de suyun yönetimi için Ulusal Su Kurulu'nu kurduk"
Bakan Yumaklı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın 2023 yılının Ocak ayında başlattığı "Su Verimliliği Seferberliği"nin önemli olduğunu belirterek, seferberlik kapsamında yaptıkları çalışmaları aktardı.
Kentsel, tarımsal ve endüstriyel su kullanımını verimli hale getirmek için birçok projeyi hayata geçirdiklerini dile getiren Yumaklı, "Türkiye'de suyun yönetimi için Ulusal Su Kurulu'nu kurduk. Havza bazlı su kullanım stratejileri geliştirdik. Kuraklık Tahmini ve Erken Uyarı Sistemi'ni geliştirerek su kaynaklarının izlenmesini sağlamaya başladık. Taşkın ve su baskınlarına karşı taşkın, tehlike ve risk haritaları hazırladık. Yerli ve milli Hidrotürk Modeli ile su kaynaklarının daha etkin yönetimiyle ilgili çalışmalara başladık. En önemlisi de bu yılın içerisinde devreye alacağımız Akıllı Su Yönetim Sistemi ile suyun kaynağından, kullanıcısına kadar takibini sağlamış olacağız." bilgisini verdi.
Yumaklı, tüm bunları yaparken amaçlarının asla suyun kullanımının kısıtlanması olmadığı vurgulayarak, "Suyu sadece bir kaynak olarak görmedik. Su medeniyettir dedik ve tek gayemiz de suyu verimli kullanmak oldu. Hep söyledik bir kez daha tekrar edelim. Su bize miras değil, çocuklarımızdan emanettir." ifadelerini kullandı.
Yaşam kaynağı olan suyun verimli kullanımı için atılacak her adımda "Ben de varım." dediği için Emine Erdoğan'a şükranlarını sunan Yumaklı, programa katılanlara teşekkür etti.
"Suyun verimli kullanımının küresel bir sorumluluk olduğuna inanıyoruz"
Sıfır Atık Vakfı Başkanı Samed Ağırbaş, suyun, sadece yaşamın değil, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmanın, sağlığın, gıdanın ve toplumsal refahın da kaynağı olduğunu söyledi.
Bu sebeple su verimliliğini konuşmanın aslında geleceği konuşmak olduğunu belirten Ağırbaş, Sıfır Atık Vakfı olarak suyun etkin ve verimli kullanımının yalnızca ulusal bir mesele değil, küresel bir sorumluluk olduğuna inandıklarını dile getirdi.
Ağırbaş, Su Verimliliği Seferberliği'nin, suyun korunması ve sürdürülebilir yönetimi açısından büyük önem taşıyan bir hareket olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bugün burada bu önemli sürecin güçlenerek devam ettiğine tanıklık etmek sadece ülkemiz için değil tüm dünya için ilham verici bir adımdır. Bu seferberliğin tıpkı Sıfır Atık hareketinde olduğu gibi kısa sürede sınırları aşarak küresel bir dönüşümün öncüsü olacağına yürekten inanıyorum."
BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu Başkanlığını yürüten Emine Erdoğan'a, çevresel farkındalığın artmasına ve dünya çapında Sıfır Atık anlayışının yaygınlaşmasına verdiği öncülük için teşekkür eden Ağırbaş, "Kendisinin güçlü liderliği ve vizyonu yalnızca atık yönetimi değil, su verimliliği gibi tüm çevresel mücadelemize de ilham olmaktadır." dedi.
Ağırbaş, zirvenin hayata geçirilmesindeki katkılarından dolayı Tarım ve Orman Bakanlığı'na da teşekkür ederek, "Bizler, kurumlar ve bireyler olarak su kaynaklarımızı korumak, verimli kullanmak ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmakla yükümlüyüz. Su bir miras değil, hep birlikte korumamız gereken bir emanettir. Bugün atılan her adım suya verdiğimiz değerin ve gelecek nesillere olan borcumuzun bir göstergesidir." şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com