Izmir
Zarafet, güzellik ve iradenin sembolü olarak bilinen bale sanatı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde, boy aynası ve bale barı ile çevrelenmiş sınıflardan evlerin salonlarına, oturma odalarına taşındı.
Tüm dünyada önce sağlık sektörünü derinden sarsan ve ardından ekonomiden siyasete, eğitimden kültüre her alanda olumsuz izler bırakan salgın, sanatın birçok kolunda da değişime yol açtı.
Estetik bir duruşa, sunuma ulaşabilmek için yıllar boyu her gün saatler süren zor bir eğitimi gerektiren bale de bu sanat dalları arasında yer aldı.
Vücut disiplini ve fiziksel gelişim açısından sürekliliği büyük önem taşıyan balenin eğitimini alan öğrenciler, salgına karşı önlemlerin izin verdiği ölçüde sınıflardaki derslerini sürdürdü.
Salgın döneminde sokağa çıkma kısıtlaması gibi nedenlerle bale sınıflarına ulaşamayan öğrenciler de sanat okullarının sunduğu çevrimiçi eğitimden faydalanmaya başladı.
Bale eğitimi veren kurumlarda koronavirüs önlemleri kapsamında sınıflarda bazı öğrenciler yüz yüze eğitim almaya başlasa da bazı öğrenciler bilgisayar programlarının sağladığı altyapı ve dev ekranlar sayesinde evlerinin salonunda ders görüyor.
Öğrenciler bilgilerini güncel tutuyor
Tan Sağtürk Akademi Mavişehir Bale ve Dans Eğitim Merkezi Başöğretmeni İpek Sanıtürk, salgın sürecinde çevrimiçi destek programlarına devam ettiklerini, bu sayede öğrencilerin eğitmenleriyle bağlarını sürdürüp bilgilerini güncel tutabildiklerini söyledi.
Çevrimiçi eğitimin olumlu ve olumsuz yönleri bulunduğunu aktaran Sanıtürk, bale öğretmenleri olarak öğrencilerin süreci en az zararla atlatmaları için çaba sarf ettiklerini, özellikle psikolojik etkileri en aza indirmek istediklerini kaydetti.
Sanıtürk, zorlu dönemde öğrencilerinin iç motivasyonlarını bulmaya, baleye tutkuyla bağlanmaya başladığını ifade ederek, "Eğitmenlerimizse ekran karşısından onlara en iyi ve verimli şekilde ulaşabilmek için öğretme tekniklerini çeşitlendirdiler." dedi.
Dünyada da profesyonel dansçılar ve konservatuvar öğrencilerinin derslerini çevrimiçi olarak sürdürdüğüne dikkati çeken Sanıtürk, özellikle balenin bedensel olarak sürekli formda olmayı gerektirdiğinin altını çizdi.
Birçok bale okulu kapandı
Sanıtürk, balede "aktif kalabilmenin" önemli bir kavram olduğuna işaret ederek, "Bu sanat dalını ayakta tutabilmek çok önemli.
Herkesin özverili şekilde çalışması gerekiyor. Türkiye'de hem konservatuar öğrencileri hem de bale sanatçıları evlerinde uygun zemin ayarlayıp gerekli araç ve gereçle çalışmalarına devam ediyorlar." diye konuştu.
Salgının tüm alanlarda olduğu gibi bale eğitimi üzerinde de olumsuz etki gösterdiğine değinen Sanıtürk, "Çok eski, köklü bale okulları, sanat okulları bu dönemde kapandı. Geriye dönüşü çok zor yıkımlar yaşandı." ifadelerini kullandı.
Sanıtürk, bir ders bile kaçırmanın bale eğitiminde eksiklik yarattığına dikkati çekerek, "Öğretme ve öğrenme şekillerini çeşitlendirmemizin bundan sonraki eğitim sürecimizi de olumlu etkileyeceğine inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Öğrenciler daha sıkı çalışıyor
İpek Sanıtürk'ün öğrencilerinden 14 yaşındaki Duru Süyece de evinin salonundan çevrimiçi eğitimle bale dersi alıyor.
Gün boyu lise eğitimi aldığını daha sonra da kostüm giyip bale yapmaya başladığını belirten Süyece, "Salgın nedeniyle daha sıkı çalışmak zorunda kalıyoruz ama baleden kopmak istemiyorum.
Koronavirüs salgınının sona ermesini ve yüz yüze eğitime katılmayı istiyorum." dedi.
Duru'nun annesi Ayşen Süyece ise kızının 6 yıldır bale eğitimi aldığını, dansı çok sevdiğini, sürekli performans gerektiren bu sanat dalında emeğinin boşa gitmesini istemedikleri için çevrimiçi dersleri tercih ettiklerini aktardı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com