?>

Bir karış toprak, bir damla su, bir nefes: 'Mavi vatan'

"Mavi vatan", Artvin'den Hatay'a üç denizde, egemenlik haklarının korunmasıyla ilgili bir kavramdır. Vatan dendiğinde akla gelen toprağı "karış" ibaresiyle ölçeklendiren savunma azmi, denizlerde "damla", hava sahasındaki "nefes" ile genişletilmiştir

Analiz/Röportaj/Dizi/Rapor - 2 ay önce

İstanbul

Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Kıdemli Araştırmacısı Doç. Dr. Murat Aslan, Türkiye'nin deniz yetki alanları bağlamında mavi vatan stratejisinin ortaya çıkışını ve güncel yansımalarını kaleme aldı.

***

Gidemediğin yer senin değildir. (Halil Rifat Paşa)
Deniz Kuvvetlerinin 2000'li yılların başında geliştirdiği ve tüm Türkiye'nin benimsediği mavi vatan kavramı, hem Türkiye'de hem de civar ülkelerde en çok konuşulan kavram oldu. Türkiye'yi kıyılarına hapsetmeye çalışan, Ege Denizi ve Akdeniz'den soyutlayan anlayışa meydan okuyan bu konsept, ENOSİS'e karşı haritaları mavi renge boyadı. Türk kara ve hava sahasını denizlerdeki egemenlik haklarıyla tamamlayan bu anlayış, yayılmacı değil, "hak edilenin iddia edilmesi" argümanına odaklandı.

"Mavi vatan" nedir?

Öncelikle "mavi vatan" kavramının ne olduğunun anlaşılması gerekiyor. mavi vatan maksimalist bir iddia değil, Türkiye'nin, uluslararası hukuk çerçevesinde hak ettiği deniz alanıdır. Bu çerçevede temel kavramlara burada kısaca değinmek faydalı olacaktır. Mavi vatan, Türkiye'nin iç denizlerinden başlayan geniş bir deniz alanını ifade eder. Örneğin Marmara Denizi bir Türk iç denizidir.
Türk karasuları da kara parçası gibi devletin tartışmasız egemenlik alanıdır. Bu noktada karasuları genişliği ilanı ile ilgili karşılıklı kıyıdaş devletlerin, hakkaniyet ve nesafet dahilinde haklarına saygı göstermesi beklenir. Yunanistan'ın yaptığı gibi adaların karasularını artırma yoluyla kıyıdaş devletin denize erişiminin kısıtlanması hukuka aykırı bir durum yaratmaktadır. Karasuları ötesinde, suçun önlenmesi ve suçlunun takibi maksadıyla bitişik bölge ilanı mümkündür. Ancak devletler artık böyle bir bölgeyi nadiren ilan etmektedir.
Kıyı çizgisinin çekildiği uzak noktadan itibaren 200 deniz miline kadar deniz tabanı ile su yüzeyi arasında ekonomik faaliyetler münhasır ekonomik bölgede yürütülmektedir. Bu çerçevede egemen devletler, balıkçılık, boru ve haberleşme hatları üzerinde hak iddia edebilir. Deniz tabanında denizin aniden derinleştiği ve 350 deniz miline kadar mesafeye uzanabilecek deniz alanı ise kıta sahanlığıdır. Bu alanlarda deniz tabanı altında maden, enerji gibi kaynakları işletme hakkı egemen devlete aittir. Bu alanlarda denizin satıh üstü "açık deniz" olup tüm devletlerin istifadesine açıktır.
Türkiye'nin mavi vatan kavramı iç deniz, karasuları, bitişik bölge, münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı dahil egemenlik haklarının, uluslararası hukuk çerçevesinde kullanılması ve aleyhte bir durumun yaratılmasına müsaade edilmemesi esasına dayanmaktadır. Öte yandan mavi vatan sadece mesafe ile değil, aynı zamanda derinliğe sahiptir. Diğer bir ifadeyle iki değil üç boyutlu bir alandır.

Mavi vatanın mevcut durumu...

Soğuk Savaş döneminde Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerle yapılan anlaşmalar münhasır ekonomik bölgelerin sınırlarını belirlemiştir. Bu nedenle Sakarya gaz sahası başta olmak üzere bölgenin ekonomik kaynaklarının ve balıkçılık imkanlarının işletilmesinde sorun yaşanmamaktadır. Nitekim, Karadeniz'de meydana gelen gerginlikler ve Ukrayna-Rusya Savaşı gibi çatışmalara rağmen söz konusu anlaşmalar yoluyla Türk mavi vatanı güvence altına alınmıştır.
Ege ve Akdeniz'de ise durum farklı istikamette gelişmiştir. Akdeniz doğusunda, 1999 yılında keşfedilen gaz yatakları, Rumları Annan Planını reddetmeye iterken, deniz egemenlik alanları üzerine büyük bir mücadeleyi tetiklemiştir. Türkiye ile Ege Denizi üzerinde karasuları, kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölge gibi karşılıklı deniz yetki alanı kısıtlanmasında, Yunanistan; ABD, AB, bir kısım Avrupa ülkeleri ile İsrail'in desteğini arkasına almaya çalışmıştır. Avrupa kıtasına bağlı anakarasına rağmen, kendini bir ‘adalar ülkesi’ şeklinde gören Yunanistan, tüm Ege Denizi üzerinde hak iddia etmektedir.
Propagandasına dayanak teşkil etmek üzere Yunanistan, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Yunanistan Hidrografi Servisine maksimalist haritalar sipariş etmiştir. Bu haritalardaki "Münhasır Ekonomik Bölge" ibaresinin önüne Yunanistan değil "Avrupa Birliği" tamlayanı getirmiş, yarattığı sorunu Türkiye-AB meselesi haline getirmek istemiştir. Ayrıca Ege ve Akdeniz'de Türkiye'nin taraf olmadığı BM Deniz Hukuku Sözleşmesini bağlayıcıymış gibi öne çıkararak, AB kisvesiyle sahiplenme yoluna gitmiştir.
Diğer taraftan Akdeniz doğusunda Mısır, Libya, Lübnan, Tunus, Suriye ve Filistin'de Akdeniz'in yeniden kurgulanması projeleri başlatılmıştır. Bu çatışma, gerginlik ve mücadeleler enerji şirketlerinin iktidarda olan veya iktidara taşınan hükümetlerle anlaşmalar yapmasıyla sonuçlanmıştır. Dolayısıyla Akdeniz doğusunda enerji ve egemenlik boyutu olan iki farklı mücadele aynı anda yaşanmıştır. Bu mücadelede İsrail-Yunanistan-GKRY üçlüsü bir blok oluşturup Türkiye aleyhine "durumlar" yaratmaya çalışmıştır.
İmza edilen deniz yetki alanlarının karşılıklı sınırlandırılmasına yönelik anlaşmalar, Türkiye'nin ve KKTC'nin egemenlik hakları ve çıkarları dikkate alınmadan tasarlanmıştır. Türkiye ve KKTC'yi kendi kara sularına hapsetmeye ve "olta balıkçılığına" mahrum bırakmaya çalışırken enerji kaynaklarından da uzak tutmaya çılan bu habis anlayış, Türkiye'nin daha aktif bir siyaset izlemesine yol açmıştır. Bu minvalde Türkiye bir yandan normalleşme çabaları ile Türkiye karşıtı bloku parçalamış, diğer yandan Libya ile imzalanan deniz yetki alanlarını sınırlandırma anlaşmasıyla ENOSİS'i tarihe gömmüştür. Ancak aynı dönemden çıkarılması gereken aslî ders mavi vatan için kapasite ve kabiliyet inşasının elzem olduğudur.

Mavi vatan için savunma konsepti...

Mavi vatan için mevcut anlayış,

- Askeri, ekonomik, toplumsal veya siyasi tüm kapasitenin geri bölgeden mavi vatan ötesine uzanan, uyumlu ve bütüncül bir harekat temposuna sahip olması,
- Devletin entegre kabiliyetlerinin birbirlerini tamamlayarak sinerji yaratması, böylece caydırıcı ve kararlı bir siyasi duruş ortaya konması,
- Rekabet halinde olunan devletler ile askeri veya gayri nizami müdahalelerine karşı sürekli hazırlık halinde bulunulması,
- Siyaseten tehdidin caydırılamaması ihtimaline karşı askerî hazırlık seviyesinin en üst düzeyde tutulması,
- Gerektiğinde bu kapasitenin, askeri kabiliyetleri hareket geçirmesi üzerine inşa edilmiştir.
Böyle bir anlayış, kara, deniz, hava ve özel kuvvetlerin gerektiğinde 'kuvvet sevki' harekatı icra ederek birliklerini ikinci derece ilgi alanındaki kriz bölgelerine göndermesini gerektirmektedir. İntikali müteakip mavi vatanın güvenliği ve devamlılığı için gerektiğinde askeri müdahaleler, yerel unsurlarla başarılmalıdır. Diğer bir ifadeyle, askeri seçeneği mümkün kılacak kara, deniz, hava ve özel kuvvetler kabiliyetlerin barışta hazır tutulmalı, gerginlikte hareketlendirilmeli, gerektiğinde siyasi hedefleri yerine getirmelidir.

Mavi vatan için nasıl bir savunma kabiliyeti tesis edilmeli?

Mavi vatanın savunulmasında kara unsurları ve özel kuvvetler kıyıdaş ülkeler ile işbirliği yapabilmektedir. Ancak mavi vatanın kontrolünün sağlanmasında ve hava üstünlüğünün tesisinde asli unsurlar hava ve deniz kuvvetleridir. Bu unsurlar mavi vatanın her noktasında varlık göstermek ve habis girişimleri caydırmak ve önlemek durumundadır. Bu nedenle Türkiye'nin mevcut donanması ve devam eden donanma inşası aynı anda birçok deniz alanında etkinlik sağlamayı amaçlamaktadır. Deniz Kuvvetleri envanterine dahil edilen TCG ANADOLU ile deniz havacılık ve diğer muharip, MİLGEM'ler ile su üstü muharebe, deniz altılar ile sualtı muharebe unsurları mavi vatanda deniz kontrolü sağlamak üzere tasarlanmıştır.
Türkiye'nin doğal bir uçak gemisine benzeyen coğrafi yapısı nedeniyle Hava Kuvvetleri muharip uçakları Türkiye'yi çevreleyen üç denizde hava-hava muharebelerine uygun bir konuşlanma içindedir. Öte yandan ANKA-S, ANKA-III, AKSUNGUR gibi SİH'lar ile ROKETSAN'ın ARKA, ORKA veya ATMACA gibi uzun menzilli mühimmatları mavi vatanın her noktasına erişebilecek şekilde tasarlanmıştır. Mavi vatanı oluşturan kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgenin uç noktalarına, gerektiğinde ötesine erişmek üzere bu sistemler uzayda yörüngede olan GÖKTÜRK uyduları ile desteklenmektedir.
Sonuç olarak mavi vatan, Artvin'den Hatay'a uzanan üç denizde, Türk su ülkesinde üç boyutlu egemenlik haklarının korunması ile ilgili bir kavramdır. Vatan dendiğinde akla gelen ve toprağı "karış" ibaresi ile ölçeğe tabi tutan savunma azmi, Türk Denizlerinde "damla" ve hava sahasındaki "nefes" ile genişletilmiştir. Bu nedenle Halil Rifat Paşa'nın "Gidemediğin yer senin değildir." söylemine uygun bir askeri mimari yaratılmış, mavi vatanın her noktasına erişebilen, konuşlanabilen ve gerektiğinde müdahale edebilen bir askeri yapı kurulmuştur.

[Doç. Dr. Murat Aslan, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Kıdemli Araştırmacısıdır.]

Kaynak: AA

.

dikGAZETE.com

Haftanın Öne Çıkanları

Galatasaray, Kayserispor'u farklı geçti

2025-08-25 00:28 - Spor

Voleybolda 2025-2026 sezonun fikstür çekimi yapıldı

2025-08-20 15:07 - Spor

İsrailliler, Gazze kentini işgal kararına karşı esir takası anlaşması talebiyle protesto düzenledi

2025-08-24 01:18 - Dünya

Çanakkale'deki orman yangını 150 ağaç bulunan zeytinliği teğet geçti

2025-08-23 15:28 - Gündem

Halkbank Kadınlar Basketbol Süper Ligi'nde yeni sezonun fikstürü çekildi

2025-08-19 14:24 - Spor

Konya'da keşfedilen yeni bitki türü "Konya Sümbülü" ismiyle literatüre kazandırıldı

2025-08-22 12:38 - Çevre-Hayat

Nostalji tutkunları Antalya'daki antika pazarında buluşuyor

2025-08-19 12:48 - Çevre-Hayat

Washington'da 'suç oranlarını düşürmek' amacıyla düzenlenen operasyonlarda 465 kişi yakalandı

2025-08-20 09:18 - Dünya

TCG Anadolu liderliğinde İstanbul Boğazı'ndaki geçit töreni sona erdi

2025-08-24 17:43 - Teknoloji

Reklam Kurulu, kırtasiye ve okul ürünlerine yönelik tanıtımları yakın takibe aldı

2025-08-24 11:12 - Ekonomi

İlgili Haberler

İsrail'in Gazze'de Filistinlileri öldürmek için çizdiği hayali sınır: Sarı Hat

17:03 - Analiz/Röportaj/Dizi/Rapor

Uluslararası hukuk uzmanlarına göre Gazze'deki yıkımın maliyetini İsrail karşılamalı

12:07 - Analiz/Röportaj/Dizi/Rapor

Uzmanlara göre Türkiye-Afrika ilişkileri, ticaretin ötesine geçti

11:58 - Analiz/Röportaj/Dizi/Rapor

MİT, Pakistan ile Afganistan arasındaki ateşkesin sağlanmasında aktif rol oynadı

09:03 - Analiz/Röportaj/Dizi/Rapor

KKTC'li eski Bakan Bozkurt, Türk askerinin Kıbrıs'taki varlığının önemini vurguladı

18:13 - Analiz/Röportaj/Dizi/Rapor

Günün Manşetleri

Dünya Bankası: Suriye'nin yeniden inşa maliyetinin 216 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor

00:53 - Dünya

Almanya'da "askerlik hizmetinin modernizasyonu" tartışılıyor

00:48 - Dünya

Türk askerinin Irak ve Suriye'deki görev süresi 3 yıl daha uzatıldı

00:33 - Gündem

ABD Başkanı Trump, Putin ile görüşme konusunu değerlendirdi: Boşuna bir görüşme yapmak istemiyorum

00:28 - Dünya

Şampiyonlar Ligi'nin üçüncü haftası 9 maçla başladı

00:23 - Spor