İSTANBUL
Gala gösterimi öncesinde açıklama yapan yönetmen Gizem Kızıl, filmin senaryosunu aynı adlı romanın yazarı Burcu Yılmaz'ın kaleme aldığını, daha sonra birlikte okuyup senaryoyu oluşturduklarını söyledi.
Oyuncuların da ekibe katılmasıyla senaryo üzerine çalışmaların devam ettiğini ve sonrasında çekimler için 18 günde 3 şehir gezdiklerini belirten Kızıl, "Görüntü yönetmeni Akın Çetin'in de ilk draması. Özellikle ilk defa drama yapan biriyle çalışmak onu da şevklendirdi" dedi.
"Çok naif, eskiden izlediğimiz romantik filmler gibi bir film yaptık"
Filmin müziklerini genç müzisyen Çetin Özen'in hazırladığına işaret eden Kızıl, "O da ilk defa bir dramanın müziklerini yaptı. Güzel genç bir ekip kurduk, çoğu reklamdan gelme. O yüzden prodüksiyon anlamında da çekimlerimiz zengin oldu." diye konuştu.
Kızıl, filmin ilk galasının Azerbaycan'da yapıldığını ve çok iyi tepkiler aldıklarını aktararak, şöyle devam etti:
"Aynı tepkiler umarım Türkiye'de de olur. Asıl buradaki seyirciyi çok merak ediyoruz. Çok heyecanlıyım, özellikle sinemanın bu kadar artık izlenmediği bir dönemde film yapabiliyor olduğum için çok mutluyum ve daha da film yapabiliyor olmak istiyorum. Çok naif, eskiden izlediğimiz romantik filmler gibi bir film yaptık. Böylesine güzel bir film yapabildiğimiz için de mutluyum."
"Çok temiz ve saf bir aşkı anlatıyor filmimiz"
Başrol oyuncularından Bilal Yiğit Koçak, filmde tertemiz bir ruha sahip Can karakterini oynadığını dile getirerek, "Can, insanları kendinden daha çok düşünen ve aşık olduğu insanın yaralarını, dertlerini, sıkıntılarını çözmek için yaşayan bir adam." dedi.
Çekimlerin İstanbul, Ankara ve İzmir'de gerçekleştirildiğini söyleyen Koçak, şunları kaydetti:
"Kısa sürede çektik ama çok keyifli ve güzel anılarımız oldu. Zaten ilk filmim olduğundan benim için her zaman özel kalacak bir film. Ekiple hemen birbirimize alıştık, hepsi pırlanta gibi insanlardı ve ortak dili çabuk bulduk, hemen kaynaştık. Çok temiz ve saf bir aşkı anlatıyor filmimiz ve filmin sonunda da izleyicilerin boğazlarında bir düğüm bırakacağımızı düşünüyorum. O hissiyatı yaşamalarını istiyorum. Çünkü hayatta da öyle noktalarımız çok oluyor."
"Filmin eğlenceli olmasının yanında buruk bir hüznü de var"
Diğer başrol oyuncusu Eylül Tumbar ise tekrar tekrar okuduğu senaryonun tatlı bir hüzün ile aşkın saf halini hissettirdiğini, bu anlamda da projede kesinlikle yer almak istediğini anlattı.
Filmi çekerken de aynı duyguları paylaştığını ifade eden Tumbar, "Ekibimiz çok keyifliydi, yönetmenimiz, senaristimiz, yapımcımız hepsi ayrı ayrı bize çok konforlar sağladılar. O yüzden oyunculuk anlamında da kendimi çok rahat ve özgür hissettim. O da bana çok şey kattı. Filmin eğlenceli olmasının yanında buruk bir hüznü de var" dedi.
Provaların çok yoğun, setin de rahat ve hızlı geçtiğini dile getiren Tumbar, "Hiç zorlanmadan bu güzel serüveni bitirdik diyebilirim. Umarım bizim hissettiğimiz hüznü, mutluluğu ve bu samimi aşk hikayesini onlar da hisseder ve beğenir" diye konuştu.
Burcu Yılmaz'ın aynı isimli romanından uyarlanan romantik drama filmi " Bir Ömrün Sonbaharı", 7 Şubat'ta sinemaseverlerle buluşacak.
Film, çocukluk travmaları ve kaybetme korkusuyla mücadele eden Zeynep'in, Can ile tanıştıktan sonra aşkı ve umudu keşfetme hikayesini konu alıyor.
Filmin kadrosunda Eylül Tumbar ve Bilal Yiğit Koçak'ın yanı sı ra Lal Ensari, Efe Eroğlu, Sedef Akalın, Taner Rumeli, Sevim Erdoğan, Meriç Özkaya, Göktuğ Yıldırım ve Liya Su Elez yer alıyor.