Istanbul Hadis ilmi alanında tartışmasız otorite olarak kabul edilen Buhari, 1149 yıl önce bugün vefat etti.
AA muhabirinin kaynaklardan derlediği bilgilere göre, asıl adı Muhammed bin İsmail olan Buhari, 20 Temmuz 810'da Buhara’da doğdu. Babası İsmail, Malik bin Enes ve Abdullah bin Mübarek gibi alimlerden hadis öğrenen bir kişidir. Buhari henüz çocuk yaştayken babasının vefatı üzerine dindar bir kadın olarak bilinen annesi tarafından yetiştirildi.
Buhari on yaşına doğru Muhammed b. Selam el-Bikendi, Abdullah b. Muhammed el-Müsnedi gibi Buharalı muhaddislerden hadis öğrenmeye başladı. On bir yaşlarında iken hocası Dahili'nin rivayet sırasında yaptığı bazı hataları tashih etmesiyle dikkatleri çekti. On altı yaşına geldiği zaman İbnü’l-Mübarek ve Veki b. Cerrah'ın kitaplarını tamamen ezberlemişti. Bu sırada annesi ve kardeşi Ahmed ile birlikte hacca gitti. Hac sonrası onlar memleketlerine döndükleri halde Buhari Mekke’de kaldı ve Hallad b. Yahya, Humeydi gibi alimlerden hadis tahsil etti. Daha sonra bu maksatla ilim merkezlerini dolaşmaya başladı. Bağdat, Basra, Belh, Şam, Humus, Kufe, Nişabur gibi birçok ilim merkezine seyahatler yaptı.
Tek nüshası İrlanda'da bulunan İbn Mende’ye ait bir eserde, Buhari’nin kendisinden rivayette bulunduğu hocalarından 309 muhaddisin adı, yaşadıkları şehirler ve ölüm tarihleri verilmektedir. Talebesi Firebri, el-Camiu'ṣ-Saḥiḥ'i Buhari'den 90 bin talebenin dinlediğini söylemektedir. En tanınmış diğer talebeleri ise İmam Müslim, Tirmizi, Ebu Hatim, Ebu Zür'a er-Razi, Muhammed b. Nasr el-Mervezi, Salih Cezere, İbn Huzeyme gibi muhaddislerdir.
Buhari uzun seyahatleri sonunda derlediği hadislerle geniş bir kütüphane oluşturdu. Seyahatleri esnasında da kitaplarının önemli bir kısmını yanında taşıdı.
Yazdığı hadisleri yalnızca kitaplara yazmayıp hafızasına da nakşetmiştir. İbn Adi'nin rivayetine göre, Buhari'nin Bağdat'a geldiğini duyan muhaddisler 100 hadisin sened ve metinlerini birbirine karıştırarak bunları on kişiye verdiler. Buhari, sorulan her hadisi sened ve metinleriyle doğrusunu söyleyerek ilmi birikimini gösterdi.
Valinin oğlunu okutmadığı için memleketinden sürüldüBuhari, sırasıyla Nişabur, Merv ve Buhara'ya gitti. Kendisinden ilim tahsil etmek isteyen herkese bildiğini esirgemeden vermesine rağmen devlet adamlarından uzak durdu. İlmi küçük düşüremeyeceğini, onu başkalarının ayağına götüremeyeceğini, gerçekten arzu ediyorsa hadis okuttuğu mescide veya evine gelmesini, bunu da istemiyorsa hadis okutmasını yasaklayabileceğini söylerdi.
Buhara valisinin sadece kendi çocuklarına ders vermesi yolundaki isteğini de ilmi belli insanlara tahsis edemeyeceği gerekçesiyle reddetti. Bunun üzerine vali, yakın adamlarından bazılarının Buhari’nin Ehl-i sünnet görüşüyle bağdaşmayan fikirlere sahip olduğunu iddia etmelerini sağladı. Sonra da bu iddiaya dayanarak onu kendi memleketinden sürdü. Buhari oradan Semerkant’a gitmek üzere yola çıktı. Semerkant yakınlarındaki Hartenk kasabasındaki akrabalarını ziyaret etti. Fakat orada hastalandı ve Semerkant'a gidemedi. 31 Ağustos 870'te ramazan bayramı gecesi vefat etti. Ertesi gün de orada toprağa verildi.
Ailesi hakkında bütün bilinenler, Ahmed adında bir oğlu olduğudur.
Buhari, orta boylu olup zayıf ve ince bir yapıya sahipti. Az konuşur, başkalarının sahip olduğu imkanlara özenmez, yiyip içmeye de önem vermezdi.
Cömert, yardımsever ve dünya malına değer vermezdi. Kendisine 25 bin dirhem borcu olan birisine karşı gösterdiği müsamaha dikkati çekicidir. Uzun zamandan beri borcunu ödemeyen bu şahıstan bazı idareciler vasıtasıyla alacağını tahsil etmesini tavsiye edenlere, "Ben onlardan yardım istersem onlar da benden işlerine geldiği gibi fetva vermemi isterler; dünya için dinimi satamam" demiştir. Fakat bazı dostları ona rağmen bu konuyu yöneticilere söylediler. Buhari bunu haber alınca ilgililere mektup yazarak borçluya bir kötülük yapılmamasını istedi ve onunla her yıl kendisine sadece 10 dirhem ödemek üzere anlaşma yaptı.
Buhari, tenkit ettiği raviler hakkında son derece mutedil ve insaflı sözler söylerdi. Hadis uydurmakla tanınan kimseler hakkında bile yalancı ifadesini pek nadir kullanmıştır. Gıybetten sakınarak kimseyi çekiştirmediğini söylemesi ve, "Allah Teala’nın beni gıybetten dolayı hesaba çekmeyeceğini umarım" demesi bu konudaki titizliğini gösterir.
Buhari'nin oğlu gibi sevip ilgilendiği katibi Muhammed b. Ebu Hatim, onun ok atmayı çok sevdiğini, yanında bulunduğu uzun yıllar boyunca attığı oklardan sadece ikisinin hedefe isabet etmediğini ve bu hususta kimsenin onunla boy ölçüşemeyeceğini söyler.
Henüz 18 yaşında hadis alimlerine hakemlik yaptıBuhari'yi yakından tanıyan alimlerin takdirkar ifadeleri, onun ilmi şahsiyeti ve otoritesi hakkında fikir verir. Hadis ve fıkıh ilimlerindeki derin bilgisiyle tanınan hocası İshak b. Rahuye muhaddislere, "Bu gençten hadis yazınız" diye tavsiyede bulunduktan sonra eğer Buhari, Hasan-ı Basri zamanında gelmiş olsaydı hadis ve fıkhı çok iyi bildiği için herkesin ona başvurmak zorunda kalacağını söylerdi. Hocalarından Amr b. Ali el-Fellas ise onun bilmediği hadise hadis denilemeyeceğini söylerdi. İbn Huzeyme ise, "Şu gök kubbenin altında Resulullah'ın hadislerini Buhari'den daha iyi bilen ve daha iyi ezberlemiş olan birini görmedim" derdi.
Hocalarından Humeydi hadise dair bir meselede muhaddislerden biriyle anlaşmazlığa düşünce henüz on sekiz yaşında bulunan talebesi Buhari'yi hakem tayin etmişti.
Hadis alanında tartışmasız otoriteHadis alanında tanınan önemli şahsiyetler arasında Buhari'nin ön planda gelmesinin sebebi, sahih hadisleri ilk defa bir araya getirmesinin yanında hadis ilmindeki tartışmasız otoritesidir. Metot ve diğer yönlerden hiçbir muhaddisin onunla boy ölçüşemediği kabul edilir. Bunlardan başka hadislerden elde ettiği fıkhi görüşlerini bab başlıklarında göstermeye çalışması, bir hadisin ihtiva ettiği birkaç hükmü ilgili yerlerde zikretmek için onu tekrardan kaçınmaması gibi ilmi özellikleri sebebiyle el-Cami'u'ṣ-ṣaḥiḥ, diğer hadis kitaplarına tercih edilir.
Büyük bir hadis imamı olarak şöhret bulan Buhari aynı zamanda bir fakihtir. Hayatı ve ilmi şahsiyetinden bahseden tabakat kitaplarında kendisinin "fakihlerin efendisi", "bu ümmetin fakihi" ve "Allah'ın yarattığı kullar içerisinde en fakih olanı" diye nitelendirildiği nakledilir.
EserleriEl-Camiu's-Saḥiḥ, et-Tariḫu'l-kebir, et-Tariḫu'l-evsaṭ, et-Tariḫu'ṣ-ṣagir, Kitabü'ḍ-Ḍu'afa'i'ṣ-ṣağir, Kitabü'l-Küna, et-Tevariḫ ve'l-ensab, el-Edebü'l-müfred, Ḫalḳu ef'ali'l-ibad, Ref'u'l-yedeyn fi'ṣ-salat. Kitabü'l-Ḳıra'ati ḫalfe'l-imam.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com