Hatay
Cebrail Mahallesi'ndeki Emlakbank 1. Etap Konutları'nın depremlerde yıkılması sonucu enkazdan eşi ve çocuğuyla yaralı kurtulan Neşeli, aynı sitede yaşayan annesi Emine ve babası Hayrettin Neşeli ile eşinin ailesini kaybetti.
Çocukken yerleştikleri sitede yaklaşık 20 yılını geçiren Neşeli, hem meslektaşı avukat babası ile annesinin hem de çocukluğundan beri tanıdığı komşularının ölümü nedeniyle sorumluların cezalandırılması için yoğun mesai harcıyor.
Neşeli, yaşadıkları sitenin yıkılması sonucu 169 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin davada sanıkların "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan yargılanmasında hem müşteki hem de müşteki avukatı olarak yer alıyor.
En büyük isteği kendisine meslekte rol model olan babasına yakışır şekilde onların haklarını savunmak olan Neşeli, hukuk mücadelesini kazanmak istiyor.
"Psikolojik olarak büyük ağırlık"
Yaklaşık 13 yıldır avukatlık yapan Neşeli, AA muhabirine, annesini ve babasını kaybettiği sitenin enkazından kendisinin de 6 saat sonra ağır yaralı kurtulduğunu söyledi.
Neşeli, ailesinin cenazesine depremin 5. gününde ulaşabildiğini ifade ederek, o günden bu yana verdiği hukuk mücadelesini şöyle anlattı:
"Benim hayatta müdahil olduğum en zor dava diyebilirim çünkü içerisinde annem ve babamın da hakları var. Onların rahat uyuması ve benim de geceleri rahat uyuyabilmem için elindem gelen her şeyi yapmak zorunda olduğum bir dava. Tabii bu davada hukuk mücadelemizin yanı sıra kendi içimizde psikolojik mücadelemiz de var."
Sitede komşularından oluşan büyük bir aileyi kaybetmiş olduklarını anlatan Neşeli, "Tabii bunların hepsini savunmak bir yerde en çok bana düşen görevlerden biri. 1-2 meslektaşımız da var bize destek olan, bunları savunmak bize psikolojik olarak büyük ağırlık ama ne olursa olsun günün sonunda gece rahat uyuyabilmek adına elimizden ne geliyorsa, bilgi ve birikimimizle imkanlarımızı seferber ediyoruz." diye konuştu.
Babasıyla uzun yıllar aynı mesleği sürdürme hayali yarım kaldı
Neşeli, birçok meslektaşının kendisine destek olmak istediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Duygusallık açısından 'Sen girme, biz girelim duruşmalara' diyen çok yakın meslektaşlarım oldu. Hep 'Onlara haksızlık edilir mi, acaba ben girmezsem ruhları huzursuz olur mu' diye vicdanen rahatsızlık hissettiğim için kendim takip ettim. Bizi izliyorlarsa umarım bir şekilde bizimle gurur duyuyorlardır. Biz bu işleri tamamen manevi sorumluluklarımız gereği yerine getirmeye çalışıyoruz. Allah bu konuda hepimizin yar ve yardımcısı olsun çünkü çok zor bir süreç. Babam yaklaşık 40 yıllık avukat, onun avukatlığına hayran olarak mesleği seçtik. Hayalimiz de babamızla beraber uzun yıllar mesleğimizi sürdürmekti ancak olmadı."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com