Depremzede kedi "Püsük" kendisine kucak açan anaokulunun neşesi oldu

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'te meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki 11 ilde yıkıma yol açan depremlerde yüzlerce hayvan da sahipsiz ya da yuvasız kaldı.

Depremin hemen ardından Kahramanmaraş'taki Sosyal Bilimler Lisesinin bahçesinde henüz yavruyken bulunan, tuvalet eğitiminden dolayı evde yaşadığı düşünülen kedi, okulda korumaya alındı.

Ataşehir'deki Lemanana Anaokulu Müdürü Cemil Sezer, yardım çalışmaları için gittiği kentteki okulda "Püsük" adı verilen kediyle karşılaştı. Yaklaşık 20 gün boyunca depremzedelere destek çalışmalarının yanı sıra kediyle de vakit geçirerek bağ kuran Sezer, Püsük'ü İstanbul'a getirmek istedi.

Bakımını üstlenen okul yöneticisinin vermek istememesi üzerine bir süre daha Kahramanmaraş'ta kalan Püsük, hamile olduğunun anlaşılması üzerine daha iyi şartlarda yavrularını dünyaya getirebilmesi için İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü aracılığıyla kente getirildi.

Kendisine kapılarını açarak sıcak yuva olan Lemanana Anaokulunda yaşamını sürdürmeye başlayan Püsük, ilk geldiğinde yaşadığı tedirginlik ve ürkekliği kısa sürede üzerinden attı.

Hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin sevgisini kazanarak okulun maskotu haline gelen, sınıf sınıf dolaşarak derslere giren sevimli kedi, öğrencilerin yanı sıra okulun köpeği "Sunny" ile de gün içerisinde eğlenceli vakit geçiriyor.

Öte yandan, Püsük'ün dünyaya getirdiği 6 yavrudan 5'i sahiplendirildi. Kendisiyle benzer renklere sahip "Pisik" adı verilen yavrusu ise annesiyle anaokulunda yaşamını sürdürüyor.

Püsük'le yollarının nasıl kesiştiğini AA muhabirine anlatan Lemanana Anaokulu Müdürü Cemil Sezer, depremden sonra Kahramanmaraş Sosyal Bilimler Lisesine yemekhane sorumlusu olarak gönüllü gittiğinde bahçede Püsük'le karşılaştığını, 20 günlük süreçte kediyle de vakit geçirdiğini kaydetti.

Küçük ve çok hareketli olan Püsük'ün ev kedisi olduğunu düşündüklerini aktaran Sezer, "Çünkü tuvalet eğitimi vardı. Hamileliği anlaşıldıktan sonra Püsük, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü aracıyla İstanbul'a getirildi." dedi.

Sezer, Püsük'ün anaokulunda kendi içinde günlük bir rutininin oluştuğunu, genelde uyumayı tercih ettiğini, uyumadığı zamanlarda da okuldaki diğer hayvanlarla keyifli vakit geçirdiğini anlattı.

Püsük'ün okuldaki çocuklarla iyi bir ilişki kurduğunu aktaran Sezer, "Gayet sıcak ilişkisi var. Çocuklarımız Püsük'ü çok seviyor. Gün içinde vakit geçirebiliyorlar." diye konuştu.

Aynı zamanda okulda bir köpeğin de olduğunu ifade eden Sezer, "Çocukların hayvanlarla teması bu yaşlarda kurmaları bizim için çok önemli. Karşılıklı hem güven bağları oluşuyor hem hayvan sevgisini birinci elden burada kazanmış oluyorlar. O güvenli bağını sağlamış oluyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Sezer, Püsük'ün bir kez kaybolduğunu anlatarak, şöyle devam etti:

"Tasması da var ama bir hafta kadar haber alamadık. Dışarıdayken mahalleden birisi sahipsiz zannedip almış, götürmüş. O sıra tabii ilan çıktık 'aranıyor' diye. O şekilde kendisine ulaştık. Çocuklara fark ettirmemeye çalıştık. Bizler de aslında 'bulacağız' inancındaydık. Çünkü o an o durumla pek yüzleşmek istemedik. Çok kıymetli, çok değerli bizim için. Karakteristik bir kedi, huyu da öyle. Kendini ayrıca sevdiriyor."

Sezer, okulda hayvan beslenmesine olumsuz bakan bazı velilerin, düzenli veteriner kontrolünü öğrendiklerinde zamanla düşüncelerinin değiştiğini kaydetti.

Püsük'le ilgilenen okul görevlisi Güler Salise Ahçıoğlu da 6 Şubat'taki depremin herkesi çok derinden etkilediğini, yardımlaşma ve dayanışmayla bir olunduğunu, maddi, manevi oradaki insanları ve hayvanları düşündüklerini söyledi.

Kedinin okula gelişini anlatan Ahçıoğlu, "Cemil Hocam 'Bir kediyi sahiplenelim' deyince, hiç düşünmeden 'Hocam bakarız okulda' dedim. Sonra geldi. Hamileydi. Çok ürkek, tedirgin... Sevgimizle şu an çok mutlu. Çok seviyoruz onu. Yavruları çok güzel yerlere sahiplendirdik. Mutluyuz, şu an onun sıcak bir yuvası var. İnşallah bütün oradaki canlıların sıcak bir yuvası olur." diye konuştu.

Ahçıoğlu, okula her geldiğinde kendisini karşılayan Püsük'ün kaybolmasına çok üzüldüğünü dile getirerek, şunları anlattı:

"Bir gün geldim, yok. Ertesi gün geldim, bulamıyorum. 'Hocam, Püsük kayboldu herhalde yok' dedim. Sonra mahalleye sordum, başına bir şey mi geldi diye. Püsük çok güzel bir kedi. Göze görünen bir kedi. Sonra resimlerini okulun kenarına astım. Sonra biri telefonla ulaştı. Dışarıda kaldığı için sokak kedisi sanmış. Hemen gittim, aldım."

Rahatsızlanan kedinin nefes darlığı çektiğini ve 5 gün yoğun bakımda kaldığını ifade eden Ahçıoğlu, o dönem Püsük'ü kaybetmekten çok korktuklarını ifade etti.

Ahçıoğlu, "Onu izlerken hoşuma gidiyor. Onun oynaması hoşuma gidiyor. Hani mutsuzsam onu seyrederken huzur buluyorum. Yorgunken, mutsuzken onların bir oynayışı, bir hareketi mutlu ediyor beni." şeklinde konuştu.

Kaynak: AA