Rus Çarlığına isyan ederek Osmanlı Devleti'ne sığınan ve 1740 yılında Manyas Gölü kenarındaki kırsal Kocagöl Mahallesi'ne yerleşen topluluk, kendi yörelerine has fasulyeyi de getirdi.
Yetiştirdikleri fasulyeyi yöre halkı ve çiftçileriyle paylaşan Don Kazaklarının torunları, 1962'de Türkiye'den göç ederek ana yurtlarına döndü.
Kendilerine miras kalan fasulyenin üretimine devam eden mahalle halkı, geçimlerini yıllardır bu işten sağlıyor.
Kolay pişmesi ve lezzetiyle diğer cinslerinden farklılık gösteren, yıllık ortalama 150 ton rekolteye sahip "Kazak fasulyesi"nin kilogramı 15 liradan satılıyor.
"Kolay pişer, lezzetlidir" Manyas Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Danç, AA muhabirine, göl civarında bin dekar alanda fasulye üretildiğini söyledi.
Çiftçilerin bu üründen memnun edici düzeyde gelir elde ettiğini belirten Danç, "Dışarıdan gelen gurbetçiler bile buradan Kazak fasulyesi alır götürür. Manyas'a özgü bir çeşittir. Göl boyunda kara toprakta yetiştiği için çok lezizdir." dedi.
Üreticilerden Şenol Ayyıldız da dedelerinin başlattığı üretimi devam ettirdiklerini anlattı.
Kazak fasulyesinin diğer cinslerden farklılık gösterdiğini vurgulayan Ayyıldız, şunları kaydetti:
"Bizim fasulyemiz kolay pişmesi ve lezzetli olması dolayısıyla çok talep görüyor. Bu yıl hasadımız da çok güzel, dönümünden 200-250 kilogram ürün alanlar var. 3 dönümlük bir yerimiz var, 800 kilogram civarında fasulye hasadımız oldu. Kilosu 15 liradan satılıyor, insanlar tercih edip alıyorlar. Talep çok fazla, herkesin fasulyesi satılıyor. Kimsenin elinde fasulye kalmıyor."
Ankara'ya kargoyla fasulye gönderiyorlarNezahat Ayyıldız ise il dışından da rağbet gören Kazak fasulyesini, Ankara'dan sipariş eden müşterilerine kargoyla gönderdiklerini aktardı.
Bu fasulyenin alıcısının hazır olduğunu dile getiren Ayyıldız, "Müşterilerimiz sabit belli, alanlar hep aynı kişiler. Biz çok fazla çıkartamıyoruz, iki kişi çalışıyoruz, en fazla 1 ton alabiliyoruz. Müşterilerimiz hazırda bekliyor. Akşam çıkarttık, kuruttuk hemen satışa hazır hale geldi. Bizim fasulyemiz hiç ıslatmadan tencereye konulup pişiriliyor. 20 dakikada pişer, hiç düdüklü tencere istemez." ifadelerini kullandı.
Bölgede yaşayan Don Kazaklarından Yavarko Baran, eskiden köy statüsünde olan Kocagöl'de atalarının yaşadığını, dedelerinin ektikleri fasulyeyi Türklerle paylaştığını belirterek, "Fasulyeyi Manyas Gölü kenarındaki tarlalara ekiyorduk. Bu fasulye Don Kazaklarından buraya miras gibi kaldı. Belki yıllarca da bu isimle burada olmaya devam edecek." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com