İSTANBUL
Milli Saraylar Başkanlığı ev sahipliğinde düzenlenen serginin küratörlüğünü Betül Tekiner üstlendi.
Sergide, ebru sanatının usta ismi Hikmet Barutçugil'in sergiye özel hazırladığı barut ebru zeminler üzerine, farklı disiplinlerden 11 sanatçının yorumladığı 70 eser sanatseverlerin beğenisine sunuldu.
Hayvan figürlerinden mimariye, tasavvufi ögelerden sembolik anlamlara kadar geniş ve zengin bir anlatım alanı sunan sergide Barutçugil'in yanı sıra Reza Hemmatirad, Begüm Coşkun, F. Hande Topbaş, Hatice Uzun, Feyza Şen, Nihal İpekçi, Nevin Karaca, Canan Sancak, Füsun Yılmaz, Esra Aydın ve Berrin Şahinoğlu'nun eserleri yer alıyor.
Açılışta konuşan Hikmet Barutçugil, sergiden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek, açılışı yapılan serginin geleneksel sanatların görünürlüğü açışından oldukça önemli olduğunu söyledi.
"Modern sanat ürünlerinin çoğunluğunun bir aldatmaca olduğu anlaşıldı"
Türkiye'nin yüzünü hem kültürel hem de siyasal olarak sadece Batı'ya döndüğünün altını çizen Barutçugil, şöyle konuştu:
"Bizler nasıl bir hazinenin üstünde oturduğumuzun ne yazık ki uzun yıllar boyunca farkında değildik. İçinde bulunduğumuz zamanlarda ise kültür hazinemizin sandığı açıldı ve çok güzel eserler ortaya çıktı. Buna paralel olarak da şu anda bütün dünyada geleneksel sanatlara karışı büyük bir ilgi söz konusu."
Sanatçı Barutçugil, modern sanat ürünlerinin çoğunluğunun bir aldatmaca olduğunun anlaşıldığını vurgulayarak, "İnsan ruhuna hitap etmeyen, altyapısı olmayan eserler ne yazık ki sanat eseri olarak kabul edildi. Geçtiğimiz günlerde Tataristan'daydım. Katıldığım toplantı 'Rusya-İslam Entegrasyonu' başlığını taşıyordu. Bu başlık beni cezbetti ve hattat olmadığım halde, bir hat sevdalısı olarak, hat sanatı üzere orada bir konuşma yaptım" dedi.
Hat sanatına dair bazı önemli bilgilerin uzunca bir zaman herkesten gizlendiğini aktaran Barutçugil, sözlerine şöyle devam etti:
"Benim hat sanatına ilgim, rahmetli ustam, hattat Emin Barın hocamızla başladı. O süreçte Picasso'nun hat sanatıyla ilgili yorumlarını duyduğumda çok şaşırmıştım. Picasso hat sanatına dair iltifatta bulunarak, 'Tüm sanat hayatım boyunca, Arap alfabesinin ulaştığı zirveye ulaşmaya çalıştım. Eğer hat sanatını resimden önce fark etseydim asla resim yapmazdım.' demiştir. Bu bizlerin nasıl bir hazineye sahip olduğumuzun çok net bir ifadesidir."
"Çok büyük bir güzelliği kaçırmışsın, sen nasıl bir sanatçısın"
Usta sanatçı, hocalarından birisi olan Nurullah Berke'nin Picasso'yla Paris'te karşılaştığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Picasso, Nurullah Hoca'nın Türk olduğunu öğrenince ona, 'Alfabenizi hiç incelendin mi?' diye sormuş. Hocanın 'Yok, incelemedim.' cevabı üzerine, 'Çok büyük bir güzelliği kaçırmışsın.
Sen nasıl bir sanatçısın?' diye kızmış. Picasso'ya göre, Arap harfleri içindeki boşluk ve estetik, Batı resminde yoktur. Batı resminde doluluk vardır. Oysa bizim geleneksel sanatımızda bu yoktur ve gerçek sanat budur. Ben de katıldığım etkinlikte Picasso'nun bu yorumlarını aktardım."
Osmanlı'nın önemli geleneklere sahip olduğunu vurgulayan sanatçı, "Bunlardan birisi de erkek çocuğu dünyaya geldiğinde, evlendiğinde evine assın diye, bir hattata hilyeyi şerif sipariş edilirdi. Hilyeyi şerif, Hazreti Peygamber'in şemailini anlatan bir levhadır. Dolayısıyla bu siparişin anlamı, o çocuğun Hazreti Peygamber'in ahlakıyla ahlaklanmasına vesile olmaktır. Benzer şeklide kız çocukları için de Kur'an-ı Kerim hediye edilirdi" dedi.
Hikmet Barutçugil, geleneksel sanatların yaygınlaşmasında serginin önemine dikkati çekerek, emeği geçenlere teşekkür etti.
Sanatçı Reza Hemmatirad ise serginin bir parçası olmaktan dolayı onur duyduğunu belirterek, "Hikmet Hocamızın olduğu yerde bizlere konuşmak düşmez. Kendisine bizi dergahına kabul ettiği için minnettarız. Onun sayesinde çok güzel eserler ortaya çıktı. İnşallah buradaki eserler sanatseverlerin beğenisine mazhar olur." diye konuştu.
Açılışta Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız ve sanat dünyasından isimler hazır bulundu.