TBMM
"Kana susamışlıklarını gösteriyor"
"Askerlerimize zarar gelmesi halinde rejim güçlerini vuracağız"
Erdoğan yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, Suriye konusunda bitmez tükenmez toplantıların sonucunu beklemeden ne yapması gerekiyorsa buna yönelik adımları hemen şimdi atacağını vurguladı. Türkiye'nin, bu amaçla son günlerde İdlib'deki askeri gücünü ciddi oranda tahkim ettiğini belirten Erdoğan, bölgedeki muhalif gruplardan başı bozuk hareket ederek, rejime saldırı bahanesi verenlere de artık tavizsiz davranılacağının mesajının iletildiğini aktardı. "Geldiğimiz noktada, artık kimsenin taşkınlığına, bağnazlığına, satılmışlığına, provokasyonlarına göz yumacak değiliz." diyen Erdoğan, Türkiye ile birlikte mücadele eden Suriyelilerin, rejimi Soçi mutabakatı sınırlarının ötesine atmak için harekete geçtiklerini anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Hesap vermemiz gerekiyorsa onu da yaparız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib başta olmak üzere Suriye halkının hayatta kalma ve onurunu koruma mücadelesine destek vermenin, Türkiye'nin hem tarihi hem ahlaki hem de insani sorumluluğu olduğuna işaret etti. "Şayet bunun için hesap vermemiz gerekiyorsa, her platforma göğsümüzü gere gere ve her türlü bedeli ödeyerek onu da yaparız." ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mehmetçiklerin kanının döküldüğü bir yerde kendini ne kadar büyük görürse görsün, hiç kimsenin güvende olamayacağını da burada açıkça söylüyorum.
Eğer Suriye, terör örgütlerinin ve ipi başkalarının elinde kukla rejimlerin elinde kalırsa, bizim de burada güvenliğimiz ve istikrarımız tehdit altına girer. Suriye güvende olacak ki, biz de kendi evimizde rahat edebilelim." "Türkiye'nin Suriye'de ne işi var" sorusunu yöneltenler bulunduğunu belirten Erdoğan, "Kim olduğunu anlıyorsunuz. Aslına bakılırsa terör örgütlerinin niçin ülkemizde değil de hala Suriye'de faaliyet gösterdiğine hayıflananlardır.
Ülkemizin ne terör örgütlerinin eylem sahası haline getirilmesine ne de kukla rejimlerin burnunun dibinde sürekli tehdit unsuru olarak kalmasına izin vereceğiz." diye konuştu. Erdoğan, Türkiye'nin, kendisi ve Suriyeli kardeşleri için en hayırlısı ne ise onu yapmak için çalışmayı sürdüreceğine dikkati çekerek, "Milletimden, ülkemizin Suriye'deki mücadelesine bu gözle bakmasını ve desteklerini artırarak sürdürmesini bekliyorum.
Bugün gösterdiğimiz çabalarla gelecekte evlatlarımıza 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri bir ülke bırakmayı hedefliyoruz. Rabbim bu yolda gayret gösteren kahraman ordumuz başta olmak üzere herkese güç, kuvvet versin; zafer nasib eylesin." değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, kendilerinin milletle el ve gönül birliği içinde Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek büyük mücadele verirken birilerinin içeride sürekli fitne çıkarmanın, kafaları bulandırmanın peşinde olduğunu belirtti. "Üstelik bunu dışardan ve içeriden belli kesimlerle aynı anda, aynı argümanlarla aynı hedeflere saldırarak yapıyorlar.
Açık söylüyorum, bunun adı tetikçiliktir, alçaklıktır, fırsatçılıktır." ifadesini kullanan Erdoğan, siyasetçinin görevinin tetikçiliğe soyunmak değil, ülkesinin ve milletinin ortak menfaatleri çerçevesinde hitap ettiği kesimin sözcülüğünü yapmak olduğunu vurguladı. Erdoğan, şöyle konuştu: "Türkiye'nin en büyük sorunlarından birinin ana muhalefet ve onun başındaki zat olduğunu söylemekten dilimizde tüy bitti.
Bu şahıs, son günlerde FETÖ'nün siyasi ayağı diye esip gürlemeye başladı. Madem bu kadar istiyor, bugün burada FETÖ'nün siyasi ayağını açıklıyorum." Tolstoy'un "Birine çamur atmadan önce düşün ve sakın unutma, önce senin ellerin kirlenecektir." sözünü hatırlatan Erdoğan, "Kılıçdaroğlu, bize çamur atmaya çalışırken elinde çamurla yakalanmıştır çünkü bu ülkede FETÖ'nün en önemli siyasi ayağı bizatihi Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisi ve ekibidir." diye konuştu.
"Seni oraya getiren FETÖ"
Sayın Baykal'ın genel başkanlıktan ayrılması ve yerine Kılıçdaroğlu'nun gelmesiyle birlikte CHP bu işin tam göbeğine yerleşmiştir. Kılıçdaroğlu, kendisini genel başkanlığa taşıyan o kaset kumpasının dahi sorumluluğunu üzerimize yıkmaya çalışarak, FETÖ'nün istediği yolda yürümeye başlamıştır. Seni oraya getiren FETÖ, ne konuşuyorsun?" dedi. "Sayın Baykal'a kurulan kaset kumpasının savcısı FETÖ'den ihraç edildiği halde Kılıçdaroğlu'nun bunun hiç sözünü ettiğini duydunuz mu?" diye soran Erdoğan, tam tersine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun FETÖ tetikçisi savcının görevden alınmasına şiddetle karşı çıktığını söyledi.
"FETÖ vesayetine teslim olmadık"
Bunu tüm delilleriyle anlatacağını belirten Erdoğan, şunları söyledi: "FETÖ denilen yapı, ülkemizde uzunca bir süre hayır, eğitim, dayanışma faaliyeti yürüten bir sivil toplum yapısı görüntüsüyle varlık göstermiştir.
"CHP, FETÖ'nün safında yer aldı"
17-25 Aralık'tan sonra CHP grup kürsüsünün aylar boyunca Kılıçdaroğlu tarafından FETÖ mensuplarının montaj ve iftira kasetlerinin dinletildiği bir mecraya çevrildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: "FETÖ ne demişse, Kılıçdaroğlu aynını tekrar etmiştir. Biz, Paralel Devlet Yapısı adıyla FETÖ'nün üzerine giderken Kılıçdaroğlu, emniyet ve yargı içinde çöreklenmiş bu yapıyı devletin vicdanı diye tarif ediyordu.
Devleti bu terör örgütünün mensuplarından temizleme çalışmalarımızın hepsinde karşımızda öncelikle CHP'yi ve başındaki zatı bulduk. Allah aşkına bundan ala siyasi ayak olur mu?" Erdoğan, 2014 yılındaki mahalli idareler seçimleri ile cumhurbaşkanlığı seçimlerinde FETÖ'nün CHP'yi desteklediğini bizzat bu partinin milletvekillerinin açıkladığını da anımsattı.
Adana'daki MİT tırlarının durdurulması
CHP ile FETÖ'nün ilişkisinin çok net göründüğü hadiselerden birinin de Adana'daki MİT tırlarının durdurulması olayı olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu kumpasın amacı, Türkiye'yi Suriye'deki radikal gruplara silah gönderen bir ülke göstererek uluslararası müdahaleye açık hale getirmekti.
Kılıçdaroğlu, doğrudan devletimizi hedef alan bu kumpası, 'Savcının görevi bu değil mi?' diye savunarak FETÖ'nün siyasi ayağı olduğunu bir kez daha göstermiştir." CHP'nin yayın organı gibi çalışan Cumhuriyet gazetesinin, bu operasyonu yürüten savcı görevden alınınca hemen kendisiyle röportaj yapıp "MİT suç işledi" başlığını attığını kaydeden Erdoğan, "Şimdi (Cumhuriyet gazetesi) genel yayın yönetmeni nerede?
"FETÖ elebaşının kitaplarının toplatılmasına da karşı çıkmıştı"
Genel başkanı başta olmak üzere CHP milletvekillerinin kapatılan FETÖ gazetelerinin binalarına giderek dayanışma gösterisi yaparken, aynı zamanda siyasi ayağın kimliğini ilan ettiklerini belirten Erdoğan, yine CHP'nin cumhurbaşkanı adayının, yapılan operasyonları "Cemaati sindirme operasyonu" olarak niteleyip, devamında CHP'nin mallarına el konacağını iddia etmesinin de aradaki ilişkinin bir ikrarı olduğunu ifade etti. Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun, 15 Temmuz'dan sonra FETÖ elebaşının kitaplarının toplatılmasına karşı çıktığı hatırlandığında da bu tavrın gayet bilinçli olduğunun anlaşılacağını kaydetti. Erdoğan, şöyle devam etti: "Kendilerini yıllarca Atatürkçü olarak pazarlayan CHP destekçisi kimi yazarların bir anda en büyük FETÖ sevdalısı kesilmeleri, projenin kapsamının genişliğini gösteriyor.
Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edilmesinden, Büyükelçi Karlov suikastine ve 6-8 Ekim hendek olaylarına kadar ülkemizin karşı karşıya kaldığı her krizde CHP yönetimiyle FETÖ ortak dil ve tavır geliştirmiştir. 15 Temmuz'u 'kontrollü darbe' olarak niteleyen Kılıçdaroğlu'na bu aklı ve tabiri veren kim? O da FETÖ. Halen ByLock dahil pek çok delille FETÖ üyeliğinden hapiste olan Kılıçdaroğlu'nun bir danışmanının yazışmalarında bu durum zaten anlatılıyor.
Kılıçdaroğlu'nun "adalet yürüyüşü"
Kılıçdaroğlu'nun sözde adalet yürüyüşünü zahirde kendi milletvekili ama aslında FETÖ'cüler için yaptığını söyleyen Erdoğan, yollarda, FETÖ'cüler ile PKK destekçilerinin kol kola yürüdüğünü ifade etti. Erdoğan, "Dünyada terör örgütüne destek için bunca yol yürüyen bir siyasetçinin aynı yapının bir ayağı olmadığına kimseyi inandıramazsınız." dedi. CHP yönetiminin, sadece 15 Temmuz'u itibarsızlaştırma çabası ile darbe girişiminin ardından FETÖ'yü devletten ve toplum hayatından tasfiyeye yönelik her adımı engelleme çabasının, örgütün siyasi ayağı olduğunun en büyük delili olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Ağızlarını her açtıklarında bizi FETÖ konusunda ikaz ettiklerini söyleyenler FETÖ'nün hain yüzü ortaya çıktıktan sonra bu yapının en büyük sözcüsü, taşeronu ve müdafileri haline geldi.
"Sen kaçarsın ama ben buradayım"
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda, "FETÖ'nün siyasi ayağı CHP" başlıklı videoyu izletti. Partililer, Erdoğan'ın, "Gezi'den önce hükümete tehdit, FETÖ lobisiyle toplantılar, FETÖ kanalından şahsıma tehditler. Kaçarsam dışarıda beni yakalayacakmış.
Sen kendini tarif ediyorsun." sözlerini, bir süre ayakta alkışladı. Söz konusu videodaki "FETÖ'cü gazetecilere destek", "ByLockçu başdanışman", "FETÖ'cülerle yoğun telefon görüşmesi", "ByLock üzerinden FETÖ-CHP yazışması" başlıklı kesitlere işaret eden Erdoğan, "Buyurun kendi adamı söylüyor.
Nereye bakarsan bak, FETÖ'nün siyasi ayağı tamamen Bay Kemal'in yatak odasına girmiş, haberi yok." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "FETÖ'nün siyasi ayağı" tartışmasına ilişkin şu soruları sıraladı: "FETÖ'nün siyasi ayağı, bu yapı terör örgütü olarak tanımlanmadan önce görüntü veren midir, devlet aynı yapıyı terör örgütü olarak tanımladıktan sonra yanından ayrılmayan mıdır?
FETÖ'nün siyasi ayağı, FETÖ ile kavgada saldırıya uğrayan parti midir, FETÖ adına yumruk sallayan parti midir? FETÖ'nün siyasi ayağı, bu yapıyla topyekün mücadeleye giriştiği için hedef alınan parti midir, FETÖ'nün organlarına, kurumlarına, adamlarına sahip çıkan, onlara göğüslerini siper edenler midir? FETÖ'nün siyasi ayağı, 2012 MİT operasyonundan, 2013 17-25 Aralık yargı kumpasından, 2014 Milli Güvenlik Kurulu bildirisinden ve Bakanlar Kurulu kararından, 2016 darbe girişiminden sonra FETÖ'ye kol kanat geren, FETÖ'nün propagandasına hizmet eden, FETÖ'cülerin argümanlarını kullanan değil midir?
"Vesayet döneminin hastalıklarının kalıntısı"
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "sürekli yalan söyleyerek, sürekli altı boş ithamlarla kamuoyunu meşgul ederek suçunu bastırmaya çalıştığını" söyledi. Bugünlerde eski genelkurmay başkanlarından biri vasıtasıyla, doğrudan Meclisin yasama dokunulmazlığına saldırı anlamına gelen bir kampanya başlattıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu: "Mecliste tam kadro destek verdikleri bir düzenlemeyi, hemen ardından iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine götürenlerin kulaklarının, bu arada kimler tarafından çekildiği ortadadır.
Bu bildiri yetmez. Şimdi soruyorum, her ikisinin de Genelkurmay Başkanlığı döneminde çıksınlar şunu söylesinler, 'Biz şu kadar FETÖ'cü subayı ordudan ihraç ettik.' Bu görev kimin? Benim görevim değil, sizin görevinizdi. Niye ihraç etmediniz? Kimi aldatıyorsunuz? Yüksek Askeri Şura'da önümüze imza için getiriyorlardı. Şahsım, Milli Savunma Bakanım ve generaller... Her şey hazırlanır, önümüze gelir. Önümüze geldikten sonra da imzalar atılır.
"FETÖ'cüler Silahlı Kuvvetlerimizden büyük oranda temizlendi"
Orduda sivilleşme süreci kapsamında Genelkurmay Başkanı'nı, Savunma Bakanı yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Çünkü bu onların işine gelmiyordu, bunu istemiyorlardı. Şimdi bu beyefendi de istemiyor aslında. İşine gelmiyor ve bundan rahatsız. Ama biz bu adımı atarak nitekim Avrupa Birliğinin de 2014 sonuna kadar tamamıyla savunma bakanlıklarının sivil olması noktasında ortaya koyduğu tezi de halletmiş olduk. Neyle birlikte?
15 Temmuz'la birlikte de görüldüğü gibi FETÖ'cüler Silahlı Kuvvetlerimizden büyük oranda temizlenmiş oldu. Daha bitmedi, daha yapacağımız işler var. Ama 'Yanlış iş yaptın ve şimdi bu yanlışı düzelt.' Avukatlığına da Kılıçdaroğlu soyunuyor. Çok anlamlı değil mi? Herhalde bir şeyler vadettiler ve sırtında resmi kispeti, kıyafeti varken boruyu çıkarıp medya mensuplarına gösteriyordu.
Şimdi onun savunmasını yapan partinin de destek verdiği o düzenlemeyi, şimdi onlar da inkar ediyor. Kusura bakmasınlar, ne gerekiyorsa yaparız, yapacağız." Erdoğan, "yıllarca bu ülkenin ve milletin adeta kanını, iliğini, enerjisini sömüren vesayet anlayışının sesi olan CHP'nin, aynı role FETÖ soyunduğunda bu kez de oraya demir atmakta tereddüt etmediğini" ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vesayete, darbelere, cuntalara karşı verdiğimiz mücadelede dün de karşımızda CHP vardı, bugün de karşımızda CHP var. Vesayetin, darbecinin kimliği değişiyor ama CHP'nin oradaki konumu hiç değişmiyor.
"Eşim, başörtülü olduğu için Nejat Uygur'u GATA'da ziyarete gidemedi"
Başbakanlığı döneminde yaşadığı bir anısını paylaşan Erdoğan, şunları kaydetti: "Yaşadığımız bir Yüksek Askeri Şura. Rahmetli Nejat Uygur, GATA'da yatıyor. Eşim, eşiyle arkadaşlar, dostlar onu ziyarete gitmek istiyor. Hastanenin başında tabii bir general var.
"Bir kez daha bu felaket senaryolarını yırtıp attık"
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi. Erdoğan, AK Parti olarak Türkiye'ye yaptıkları en büyük hizmetlerden birinin de içeride ve dışarıda ne yaşanırsa yaşansın, hedeflerinden kopmama iradesini temel bir ilke olarak yerleştirmeleri olduğunu belirtti.
Erdoğan, yaşadıkları onca tarihi hadiseye rağmen, ülkede tüm çarkların işlemesini bu kabiliyete borçlu olduklarını söyledi. Türkiye'nin, son açıklamaya göre artık 83 milyonu geçen nüfusunun her birinin, bu gerçek ışığında yönünün daima geleceğe dönük olarak hayatını sürdürdüğünü vurgulayan Erdoğan, "Hatırlarsanız 2019 yılına başladığımızda, birileri yine milletimizin umudunu kırmak için kendilerine biçilmiş rollerini oynuyorlardı.
Bunların hiçbiri oldu mu? Aldığımız kararlar, uygulamaya koyduğumuz tedbirler, iş dünyamızın dirayetli duruşu ve en önemlisi milletimizin desteğiyle, hamdolsun bir kez daha bu felaket senaryolarını yırtıp attık." diye konuştu. Türkiye'yi hızla bir toparlama sürecine sokarak, 3. çeyrekte ekonomiyi yeniden artı büyümeye geçirdiklerini dile getiren Erdoğan, öncü göstergelerin, 4. çeyrek rakamı da açıklandığında 2019'un tamamını da artı büyümeyle kapatacaklarına işaret ettiğini belirtti. Erdoğan, 2019'da tarihte eşine nadir yaklaşacak şekilde faizlerin 4 ayrı indirimle yılı yüzde 12 ile kapattığını anımsatarak, bu yılın ilk ayında faiz rakamının yüzde 11,25'e gerilediğini, piyasa faizlerinin yüzde 8-10 aralığında olduğunu, Gezi olayları döneminin gerisindeki seviyeye kadar düştüğünü anlattı. Risk göstergesinin 235'e gerilediğini, borsanın tarihin en yüksek seviyesi olan 120 binleri bulduğunu, ocak ayında yıllık bazda Tüketici Fiyatları Endeksi'nin yüzde 12,2, Üretici Fiyatları Endeksi'nin yüzde yüzde 8,8 olarak gerçekleştiğini dile getiren Erdoğan, "İnşallah enflasyonda yıl sonu hedefimiz olan yüzde 8,5'un bile altına ineceğiz." dedi.
"51,7 milyon turist, 34,5 milyar dolar turizm geliri"
Erdoğan, Merkez Bankası döviz rezervinin Ağustos 2018'in rakamının üzerine çıkarak 105 milyar dolar seviyesinde seyrettiğine dikkati çekerek, Başbakanlığı döneminde 135 milyar doları bulduklarını, bunu tekrar yakalayacaklarını belirtti. Turizmde yılı 51,7 milyon turist ve 34,5 milyar dolar turizm geliriyle kapattıklarının altını çizen Erdoğan, bunu, "Turizmde patlama" olarak nitelendirdi.
Erdoğan, geçen yıl ihracatın yüzde 2'nin üzerinde artarak 180,7 milyar dolara yükseldiğini, dış ticaret açığının yüzde 45 düşerken, ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 76'dan yüzde 86'ya çıktığını ifade etti. Erdoğan, Türkiye'nin çok uzun süre cari dengede fazla verir hale gelmeye başladığını vurgulayarak, kasım itibarıyla 2,7 milyar dolar cari fazla elde ettiklerini belirtti. Erdoğan, geçen hafta açıklanan ocak ayı dış ticaret rakamlarının ise bu ivmenin devam ettiğini gösterdiğini söyledi
"Otomobil satışlarında yüzde 100'ün üzerinde artış"
Ocakta ihracatın aylık bazda yüzde 6,1 artarak 14,8 milyar dolara, yıllık olarak 181,6 milyar dolara ulaştığını bildiren Erdoğan, bunun şimdiye kadarki en yüksek ocak ayı ihracat rakamına tekabül ettiğini vurguladı. Erdoğan, ocak ayında otomobil satışlarında yüzde 100'ün üzerinde bir artış yaşandığına dikkati çekerek, "Görüldüğü gibi faizler indiği halde ne döviz kuru patladı ne enflasyon zıpladı ne piyasalar karıştı ne başka bir sıkıntı yaşandı.
"2020 yılını Patara yılı ilan ettik"
Grup toplantısında Erdoğan, turizm sektörü açısından önem taşıyan bir müjdeyi paylaşmak istediğini belirterek, 2020 yılını Patara yılı ilan ettiklerini açıkladı. Patara antik kentinin, Fethiye-Kalkan arasında bulunduğuna işaret eden Erdoğan, "Anadolu'nun saklı anıtları gün yüzüne çıkıyor. 2020 Patara Yılı" yazan bir videoyu da grup toplantısında izletti. Erdoğan, Likya'nın ana liman şehri olan Patara'nın, tarihlerinin de önemli sembollerinden biri olduğunu söyledi. Osmanlı Devleti'nin, kuzey Afrika ile olan telgraf bağlantısını, Patara Telsiz Telgraf istasyonu aracılığıyla sağladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Yaklaşık 850 kilometrelik uzunluğuyla Avrupa'nın en büyük hattının ucunda yer alan Patara istasyonu, İtalyanlar tarafından bombalana kadar ülkemize çok önemli hizmetler vermiştir.
"İdlib'de devam eden süreci sayın Putin ile değerlendirdik"
Erdoğan, partisinin grup toplantısı çıkışında, gazetecilerin sorularını cevapladı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yaptığı telefon görüşmesine ilişkin soruya Erdoğan, "İdlib'de devam eden süreci Sayın Putin ile değerlendirdik. Bu değerlendirmede özellikle askerlerimizin, rejim güçleri hatta hatta Rusya'nın vermiş olduğu hasarları ele aldık.
Putin ile görüşmede verilen sözlerin tutulmaması durumunda Barış Pınarı Harekatı'nın genişletilmesinin gündeme gelip gelmediğine yönelik soru üzerine Erdoğan, şunlar söyledi: "Barış Pınarı Harekatı aynı kararlılıkla devam ediyor. Bu konuda geri adım atma söz konusu değil. Tel Abyad'tan Rasulayn ve zaman zaman Tel Rıfat'a kadar çalışmalar belli bir zeminde yürüyor.
Bunu engellemek için de Suriye topraklarında bazı çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmaları yaparak da insanları orada iskan etmek istiyoruz." Erdoğan, "Bugün itibarıyla yeni bir süreç başlıyor mu? Yeni bir harekat süreci olarak mı bakmamız gerekiyor?" şeklindeki soruyu "Şu anda o minvaldeyiz." diye yanıtladı. Başka bir soru üzerine ABD Başkanı Donald Trump'la her an görüşmesinin olabileceğini ifade eden Erdoğan, Türk heyetinin NATO ile görüşmelerini sürdürdüğünü belirterek, "Şu an bizim ekip NATO'da, Hulusi Paşa şu anda NATO'da, orada görüşmeler yapılıyor.
Hulusi Paşa, NATO'dan Pakistan'a gelecek, Pakistan'da devam edeceğiz." dedi. Erdoğan, Konya'da Kadir Şeker'in, parkta sevgilisini darbeden kişiyi engellemek isterken bıçakla öldürmesine ilişkin soru üzerine "Kadir, insani ve vicdani bir durum sergiledi.
Kaynak: AA . dikGAZETE.com