Örgütün Afrika'daki zenginlerin, bürokratların ve siyasetçilerin çocuklarını hedef alarak kıtada siyasi etkinlik kazanmaya çalıştığını vurgulayan Torun, “Gana gibi yarıya yakını Müslüman olan bir ülkede bile din dersini papaza verdiriyorlardı. Hiçbir dini kaygıları yok.” diye konuştu.
Afrika ülkelerinin, FETÖ kurumlarına yönelik atması gereken adımlara ilişkin Torun, “Türkiye, Afrika'da etkin bir ülke. Türkiye'nin Afrika'da ticari ve kalkınma faaliyetleri var. Bu açıdan Afrika ülkeleri bir örgüt için bir ülkeyle olan ilişkilerini feda etmez.” dedi. Söz konusu bölgede demokrasiler yerleşik olmadığı için kişisel ilişkilerin çok fazla ön planda olduğunun altını çizen Torun, örgütün söz konusu ülkeler için de benzer tehlikeler yarattığının yöneticilere anlatılması gerektiğini söyledi.
Somali hükumetinin FETÖ'nün tüm faaliyetlerini durdurduğunu hatırlatan Torun, diğer Afrika ülkelerindeki okulların Maarif Vakfı'na veya yerel makamlara devredilmesi ve örgüt üyelerinin sınır dışı edilmeleri konusunda da ciddi çalışma yapılması gerektiğine işaret etti.
"Gülen'in Afrika ülkesine kaçmasına ihtimal vermiyorum"
Torun, Gülen'in Afrika ülkelerinden birine kaçabileceğine yönelik iddialarla ilgili şunları kaydetti:
“Bir Afrika ülkesine kaçmasına pek ihtimal vermiyorum. Afrika ülkelerinde bunlar iki şeyi sağlayamazlar. Bir, iade edilmeme garantisini sağlayamazlar. Afrika ülkelerinin hiçbiri bu anlamda stabil ülkeler değiller. Yönetim değiştiğinde birçok tavır değişebiliyor. İkincisi ise güvenlik anlamında Afrika'ya güvenmezler. Bence ABD onunla daha işi varsa iade etmeyecek ama işi bittiyse, 'bu aktörle devam etmeyeceğiz' derse teslim edecektir. Başka bir ülkeye gitse bile ben bunun bir Batı ülkesi olacağını düşünüyorum.”
dikGAZETE.com