?>

Gelişen teknolojiler sayesinde böbrek taşından kurtulmak daha kolay

2,5 litreden az su içilmemesi ve tuz tüketiminin azaltılması gerekiyor. Ayrıca böbreklerdeki taşın vücuttan uzaklaştırılması kadar, tekrarlamaması da önem taşıyor"

Yerel haber-Şirket Haber - 4 yıl önce

İSTANBUL

Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır İçerenköy Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayfun Gürpınar, "Böbrek taşı, bulantı, kusma, idrar yolu enfeksiyonu, idrar yollarında kanama gibi şikayetlere yol açabiliyor. Ayrıca yeterli tedavi görmeyen taş hastalarında, kronik böbrek hastalıkları da ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle düzenli kontroller büyük önem taşıyor." ifadelerini kullandı.
Bayındır Sağlık Grubu'ndan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Gürpınar, böbrek taşlarının tek bir nedenle değil, birçok nedenin bir araya gelmesiyle oluştuğunu belirterek, diyet, iklim şartları, çalışma koşulları, genetik yatkınlık ve bazı metabolik hastalıkların böbrek taşı oluşturabileceğini kaydetti.
Böbrek taşı oluşumunda en çok suçlanan nedenlerin, yetersiz sıvı alınması, aşırı tuz tüketimi ve obezite olduğunu dile getiren Gürpınar, "Böbrek taşı, bulantı, kusma, idrar yolu enfeksiyonu, idrar yollarında kanama gibi şikayetlere yol açabiliyor. Ayrıca yeterli tedavi görmeyen taş hastalarında, kronik böbrek hastalıkları da ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle düzenli kontroller büyük önem taşıyor." açıklamasında bulundu.
Gürpınar, teknolojik gelişmeler ile birlikte böbreklerin ve idrar yollarının içindeki bütün noktalara endoskopik olarak ulaşmanın, buradaki taşları lazer ile kırarak özel aletlerle çıkarmanın mümkün olduğunu ve bu nedenle açık ameliyatlara artık nadiren başvurulduğunu hatırlatarak şu bilgileri paylaştı:
"ESWL’de şok dalgalarıyla taşın küçük parçalara ayrılması ve bu parçaların idrar yoluyla atılması amaçlanıyor. Eğer taş büyükse ya da kırılan parçaların atılmasında engel oluşturacak anatomik bir sorun varsa, perkütan nefrolitotomi ilk seçenek olarak akla gelmelidir. Ayrıca sistin ya da kalsiyum oksalat monohidrat taşı gibi sert taşlarda da ESWL yetersiz kalabiliyor.
Perkütan nefrolitotomi (PCNL) ile genel aneztezi altında sırt bölgesinden, floroskopi ya da ultrasonografi kontrolü altında, böbreğin içerisinde planlanan noktaya bir iğne ile girilip, bu iğne yardımı ile böbrek toplayıcı sistemine bir kılavuz tel yerleştiriliyor. Bu tel üzerinden özel kateterlerle dokular genişletilerek, böbrek içerisine bir tüp yerleştirilip, bu tüpten nefroskop denilen yaklaşık bir dolmakalem kalınlığında bir endoskopi cihazı yerleştiriliyor. Perkütan nefrolitotomi ameliyatında görüntüler endokamera ile bir ekrana büyütülmüş olarak yansıtılıyor. Taşlar bir bütün halinde veya kırılarak çıkartılıyor. Kırma işlemi lazer ya da pnömatik taş kırma cihazı ile yapılabiliyor. İşlem sonrası böbreğe genellikle bir kateter yerleştiriliyor. Bu kateter 2 ya da 3 gün hastada kalıyor. Ameliyat sonrası hastanın normal hayata dönmesi çok çabuk gerçekleşiyor. Açık cerrahiye kıyasla ameliyat sonrası ağrı çok az oluyor, ameliyat yeri süratle iyileşiyor, yara enfeksiyonu gibi sorunlar genellikle görülmüyor.
Üreteroskopik tedavi ile üretereskop, vücutta herhangi bir kesi yapılmadan idrar yollarından girilerek böbreğin idrarı toplayan kısmını ve idrarı böbrekten mesaneye taşıyan organ olan üreterin içini gösteren bir endoskopik cihaz olarak tanımlanıyor. Operasyonlarda taşın yerine ve özelliklerine uygun üreterorenoskop kullanılıyor. Üreter veya böbrekteki taşlara ulaşılıyor, taşlar lazer cihazı ile toz haline getiriliyor veya parçalara ayırılıyor, taş basketleri ve yakalama cihazları ile vücut dışına alınıyor. Yapılan işleme bağlı olarak bazı operasyonlardan sonra hastalara geçici stentler (double J stent) takılabiliyor. Bu stentler taş parçalarının düşmesini kolaylaştırıp, böbrek fonksiyonlarının korunmasını ve operasyon sahasının iyileşmesini sağlıyor. Stentler genelikle 1 ya da 2 hafta sonra kısa bir işlemle çıkarılıyor. Bütün bu işlemler sırasında floroskopi cihazı ile operasyon radyolojik olarak da kontrol ediliyor."
Gürpınar, az sıvı alınması, fazla tuz tüketimi, batı tipi beslenmenin yaygınlaşması, düşük sosyo-ekonomik koşullar ve genetik yatkınlığın böbrek taşı oluşumunu artıran faktörler olduğunu ifade ederek, “Öncelikle 2,5 litreden az su içilmemesi ve tuz tüketiminin azaltılması gerekiyor. Ayrıca böbreklerdeki taşın vücuttan uzaklaştırılması kadar, tekrarlamaması da önem taşıyor. Bu nedenle tekrarlayan taş hastalığı olan bireylerin metabolik değerlendirmeden geçirilmesi yararlı olacaktır. Periyodik kontroller ile böbreklerin sağlığı mutlaka değerlendirilmelidir.” şeklinde konuştu.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

Haftanın Öne Çıkanları

Mübariz Mansimov, işinin başına geçti

2021-07-05 18:18 - Özel Haber

Doğaseverlerin uğrak noktası: Çetmi Şelalesi

2021-07-03 14:37 - Çevre-Hayat

Engin Altan Düzyatan: Toplumsal bağışıklığımızı bir an önce kazanmamız için lütfen aşı olun

2021-07-08 16:41 - Sağlık

ABD'nin Afganistan'dan çekilme sürecinin yüzde 90'ından fazlası tamamlandı

2021-07-06 22:36 - Dünya

“Toyota Hayalimdeki Araba“ resim yarışmasının sonuçları belli oldu

2021-07-02 20:08 - Genel

İsrail’in hedefindeki mahalle: Silvan

2021-07-02 14:21 - Dünya

İran, 1988'de 290 kişinin hayatını kaybettiği yolcu uçağını vuran ABD'den özür ve tazminat

2021-07-03 19:06 - Dünya

Normalleşme seyahat trafiğini artırdı

2021-07-02 14:10 - Çevre & Seyahat

Hindistan'da Kovid-19 salgınında hasta sayısındaki düşüş sürüyor

2021-07-06 12:26 - Dünya

Fed için en zorlu dönem yeni başlıyor

2021-07-08 14:16 - Dünya

İlgili Haberler
Günün Manşetleri

Balkon bahçeciliğine artan ilgi süs bitkisi satışlarını artırdı

11:43 - Ekonomi

İstanbul Havalimanı günlük 1468 uçuşla Avrupa'nın en yoğun havalimanı oldu

11:38 - Ekonomi

Türkiye tarımda 7 üründe dünya lideri oldu, 22 üründe ilk üçte yer aldı

11:33 - Ekonomi

Aşırı hava olayları en fazla tahıl ürünlerini olumsuz etkiliyor

11:27 - Ekonomi

Finansal Hizmetler Güven Endeksi kasımda arttı

11:23 - Ekonomi