?>

Han Şeyhun kimyasal katliamın 3. yılına Esed rejiminin esaretinde girdi

Esed rejiminin Han Şeyhun katliamının üzerinden geçen 3 yılda, siviller yaşadıkları dehşeti unutamazken, terk etmek zorunda kaldıkları topraklarının rejimin kontrolüne girmiş olmasından derin üzüntü duyarak, evlerine dönecekleri günü hayal ediyor.

Genel - 5 yıl önce

İDLİB(AA) - Esed rejimi, 4 Nisan 2017'de İdlib'in Han Şeyhun ilçesine kimyasal silah saldırısı düzenlemiş, 100'den fazla sivil hayatını kaybetmişti.
Katliamdan sonra da rejim ve destekçilerinin yoğun saldırılarına maruz kalmaya devam eden ilçenin sakinleri, İdlib'in kuzeyinde, Suriye-Türkiye sınır hattındaki kamplarda barınıyor.
Rejim, Astana anlaşmaları ve Soçi mutabakatını hiçe sayarak Mayıs 2019'da başlattığı kapsamlı operasyonda, Han Şeyhun'u tümüyle ele geçirdi.
Han Şeyhun'dan göç eden siviller, kimyasal katliamın 3. yılında topraklarının rejim tarafından ele geçirilmiş olması nedeniyle üzüntülerinin katlandığını söylüyor.
AA muhabirine konuşan sivillerden Muhammed Ebu Ahmed, kimyasal silah katliamına ilişkin, "Sabahın erken saatlerinde, 07.30 sularında uçak sesine uyandık. Yarım saat, 45 dakika sonra insanlar yollar da hayatlarını kaybetmiş bir şekilde yatıyorlardı." dedi.
Han Şeyhun'a kimyasal saldırı olduğunu duyduktan sonra caddeye çıktıklarını belirten Ebu Ahmed, "Kadınlar, çocuklar dışarı çıkmışlar. Evlerinde ölenler de olmuştu. Akıl almaz bir şeydi. Katliam... Sivil Savunma ekipleri yaralıları hastaneye sevk ediyordu." ifadelerini kullandı.
"Cesetler birbirinin üzerindeydi"
Telsizlerden kimyasal silah saldırısı yapıldığı yönünde anons duyduğunu aktaran Ebu Ahmed, şöyle devam etti:
"İki saat bekledikten sonra insanlar halen caddede yatıyorlardı. Kimse kaldırmamıştı. Kurtarmaya gelenler de (gazdan) etkilenerek yerde yatıyordu. Sivil Savunma'dan da etkilenenler vardı. Sağlık noktasına benzer bir yer vardı. Cesetleri gördük. Cesetler birbirinin üzerindeydi. Ayak basacak yer yoktu. Gördüğüm manzarayı akıl hayal edemezdi."
Ebu Ahmed, Han Şeyhun'un rejim güçleri tarafından işgal edildiğini belirterek, "Tamamen yıkılmış. Her şeyi yaktılar, insanları, evleri, ağaçları. Caddeler bomboş çünkü merhametleri yok. Han Şeyhun, harabeye dönüşmüş. Akıl almaz bir şey. Han Şeyhun sakinleri dağıldı. Kamplara geldik. Çadır kurduk. Dört duvar ördük burada. Çocuklarla yaşamaya başladık. Biz bir gün evimize, mahallemize geri dönmeyi istiyoruz. Komşularımıza kavuşmayı istiyoruz." diye konuştu.
"Hepsi arkadaşlarımız, komşularımız, akrabalarımız"
Bir diğer Han Şeyhunlu Ahmed Ebu Diyab da 3 yıl önce yaşanan kimyasal katliamı hiçbir zaman unutmadıklarını söyledi.
Ebu Diyab, "Saldırı anında uyuyorduk. Uçak sesi duyduk. Dışarıya çıktık. Fırın civarına hava saldırısı düzenlemişti. Bir anda sarı bir duman yükseldi, toz gibi. Sonra ambulanslar olay yerinde yaralıları taşıdı. Çığlıklar duyduk." dedi.
İlk yardım ekibinin de yaralıları kurtarmaya çalışırken saldırıdan etkilendiğini belirten Ebu Diyab, şunları anlattı:
"Herkes bir tarafa koşuyordu. 'Kimyasal saldırı düzenlendi' diye bağırıyordu. Olay biraz yatıştıktan sonra ben olay yerine gittim. Kız kardeşimin, kuzenlerimin, dedemin evleri de fırın civarındaydı. Gazın kokusundan gözlerim yanıyordu. Kendimi boğulacak gibi hissediyordum. Allah’a hamd olsun ki çok az etkilendim. Çünkü motosikletle olay yerine gelmiştim. Hemen geri döndüm. Olay yerine ulaşamadım. İnsanlar 'klor' diye bağırıyorlardı."
Ebu Diyab, "Ölen insanları hatırlıyoruz. Gazdan etkilenenleri... Hepsi arkadaşlarımız, komşularımız, akrabalarımız." dedi.
Katliamın sorumlusu yargılanamadı
Birleşmiş Milletler (BM) ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütünce oluşturulan Suriye'de kimyasal silah kullanımını soruşturan ortak soruşturma misyonu, 6 Eylül 2017'de Han Şeyhun'da sarin gazı kullanıldığını, 27 Ekim 2017'de de saldırının rejim tarafından düzenlendiğini teyit etmişti.
Bu kararlar, Beşşar Esed yönetiminin uluslararası hukuk nezdinde savaş suçu işlediğini ortaya koymuş olsa da katliamın sorumlularının Uluslararası Ceza Mahkemesinde (UCM) yargılanmasının yolunu açamamıştı. Suriye, UCM üyesi olmadığı için BM Güvenlik Konseyinin rejimi, bu mahkemeye sevk etmesi gerekiyordu ancak Rusya, veto yetkisini kullanarak bu sürecin önünü tıkamıştı.
Haftanın Öne Çıkanları

ASELSAN dijital takograf üretimini artırıyor

2020-04-01 14:05 - Ekonomi

Ahlatçı Holding istihdamı artıracak

2020-04-01 19:42 - Ekonomi

ASELSAN sinyalizasyon sistemleriyle yolculuk başlıyor

2020-03-31 14:47 - Gündem

Anadolu'nun sağlık kapısı: Urla Tahaffuzhanesi

2020-03-29 19:12 - Çevre-Hayat

Devletin şefkat eli Hollandalı yaşlı kadının üstünde

2020-03-31 15:32 - Çevre-Hayat

Rusya’nın ABD’ye gönderdiği malzemelere ilişkin 'yardım mı satın alma mı' tartışması

2020-04-02 18:17 - Dünya

Vatandaşlar uyarıları dinledi 'evde kaldı'

2020-03-29 19:07 - Gündem

Polis çağırarak Milli Dayanışma Kampanyası'na bağış yaptı

2020-04-02 22:52 - Gündem

Gençlerbirliği Başkanı Murat Cavcav'ın kız kardeşi vefat etti

2020-04-02 13:12 - Spor

'Evde kal' çağrısına yurt genelinde uyuluyor

2020-03-30 20:27 - Gündem

İlgili Haberler

Balıkesir'de art arda depremler meydana geldi

23:58 - Genel

'77', Gazze'de yaşanan dramı 'sessiz bir çığlık' olarak gözler önüne seriyor

16:01 - Genel

Lahey'deki zirvede Trump engeli sebebiyle Ukrayna'nın üyelik yolunda ilerlemesi beklenmiyor

11:21 - Genel

MEB, 15 bin sözleşmeli öğretmen alımına ilişkin sözlü sınav duyurusu yayımladı

10:41 - Genel

İsrail Başbakanı Netanyahu, UCM'nin tutuklama kararına rağmen Macaristan'ı ziyaret edecek

22:37 - Genel

Günün Manşetleri

Ekrem İmamoğlu hakkında "hakaret" suçundan hazırlanan iddianame kabul edildi

20:02 - Gündem

Kütahya'da yol kontrolü yaparken otomobilin çarptığı jandarma trafik personeli şehit oldu

19:52 - Gündem

Kasımpaşa, Fatih Karagümrük'ü mağlup etti

19:38 - Spor

Galatasaray, Eyüpspor'u 2-0 ile geçerek "5'te 5" yaptı

19:37 - Spor

Arda Güler'in gol attığı maçta 10 kişi kalan Real Madrid, Real Sociedad'ı 2-1 yendi

19:32 - Spor