Kartalkaya mağdurları sorumluların en ağır cezayı almasını istiyor

Bolu'nun Kartalkaya ilçesinde 21 Ocak'ta Grand Kartal Otel'de çıkan yangın sonucu 78 kişi hayatını kaybetmiş, 133 kişi yaralanmıştı.

Yangında eşiyle beraber yaşamını yitiren 49 yaşındaki iş adamı Kürşat Yıldız'ın kardeşi müşteki Erkan Yıldız, sorumluların en ağır cezayı almasını istiyor.

olay günü yaşadıklarını anlatan Yıldız, yangın faciasını kardeşinin aramasıyla öğrendiğini belirterek, "Sabah saat 03.41 civarıydı. Telefonu açtığımda kardeşim, 'Erkan abi, otel yanıyor çabuk gel bizi kurtar' dedi. Hızlı bir şekilde giyindim, panik oldum ve 2 dakika sonra tekrar aradım. Korkarak konuşuyorduk, aracıma bindim ve bir daha aradım, bana 'Abi gel, bizim ölümüzü al' dedi. Konuşamıyordu zaten, ben de konuşamadım." ifadelerini kullandı.

Telefon konuşmasının ardından olay yerine 1 saat 20 dakika sonra vardığını anlatan Yıldız, yol boyunca hiçbir itfaiye aracının olmadığını, yalnızca küçük bir su tankeri gördüğünü söyledi.

Eşiyle birlikte sabah saat 06.00'ya doğru olay yerine vardıklarını belirten Yıldız, şöyle konuştu:

"Otel tamamen yanıyordu. Jandarma ve polis otelin etrafını sarmıştı. 20'ye yakın ambulans ve cenaze aracı vardı ama o saatte hala itfaiye yoktu. İtfaiye geldiğinde zaten iş işten geçmişti. Otelden çıkabilenleri ve bizi yan otele aldılar. Otelin 12'nci katından yani yönetim katından çıkanları gördüm. O süre zarfında otelden kimsenin çıkabileceğini düşünmüyordum inanılmaz korkunç bir yangın vardı. Kesinlikle tek suçluyu itfaiye olarak görüyorum, itfaiye hiçbir müdahale yapamadı. En son duyduğum, itfaiyenin su deposunu dolduramadığı söyleniyor, bu korkunç bir şey. Kartalkaya dik ve karlı bir yer. Oraya kadar çıkamadıkları için yangın iyice büyüdü zaten. Otelin sahipleri, yönetim katındakiler kurtuluyor, aşağı hiçbir ses vermiyorlar. Otelin her tarafı ahşap ve yangınla alakalı hiçbir önlem yok."

Erkan Yıldız, kardeşi Kürşat Yıldız'ın iki kızı olduğunu, büyük kızının İstanbul'da okuduğunu, sınavları nedeniyle tatile gidemediğini belirtti.

Küçük kızının ise olaydan bir hafta önce yavru kedi aldığını söyleyen Yıldız, "Kürşat'ın kızı, kedileri çok seviyordu o yüzden bırakamadı 'ben bakacağım ona' diye anne ve babasıyla beraber tatile gitmedi. İyi ki de gitmemiş. Acımızı çok büyük ama yeğenimin hayatta olması bir nebze olsun teselli kaynağımız. Şu an yanımızda. Bizimle kalıyor ama onların acıları çok farklı. Bizim acımızda başka bir boyutta, 4 ay oldu hala toparlayamadık." diye konuştu.

Müşteki Yıldız'ın avukatı Emre Altun da Bolu Cumhuriyet Başsavcılığının aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 13 şüpheli hakkında 1998'er yıla, 19 kişi hakkında ise 22 yıl 6'şar aya kadar hapis istemiyle iddianame hazırladığını anımsattı.

İddianamenin kısa sürede kapsamlı bir şekilde hazırlanmasının umut verici olduğu belirten Altun, şunları kaydetti:

"Alınacak cezayı düşünürsek bu en azından yakınlarını kaybeden aileler içinde bir nebze vicdanlara su serpecek cinsten olur. Olayı ikiye ayırıp değerlendirmek hukuki olarak daha doğru olur. Bir, yangından önce alınması gereken tedbirler, yükümlülükler noktasındaki hukuki ve cezai sorumluluk, bir de yangının çıkış anından söndürülme anına kadar geçen süreçte devlet kademelerinde doğan hukuki ve cezai yönden sorumluluk var.

Olayın üstünden 4 ay gibi bir süre geçti. Olay, müşteki ve ölen kişi sayısı ile alınan raporlar kapsamında çok nitelikli. Kısa denecek bir sürede bu kadar kapsamlı olayda Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı titiz çalıştı ve objektif bir iddianame düzenlendi. Artık kovuşturma aşamasına geçilecek. İnşallah kovuşturma aşamasında da bu titiz çalışma ivedi ve öncelikli şekilde karara, sorumlular yönünden ise ağır ve örnek olacak bir cezaya döner."

Kamu görevlileriyle ilgili soruşturma izin sürecinin devam ettiğini ve Danıştay'ın onay vermesi halinde bakanlık personeli hakkında da ek iddianame düzenlenebileceğini belirten Altun, "Umarım aile yakınları ve kamuoyunun da beklediği şekilde hak edilen cezalar en ağır şekilde verilir ve örnek bir karar olur." diye konuştu.

Kaynak: AA