İstanbul
AA muhabirinin Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Kuruluşundan (UNCTAD) derlediği bilgilere göre, 2023'te dünya çapında plastik üretimi 436 milyon metrik tona ulaşırken, ticaret değeri 1,1 trilyon doları aştı. Plastik, toplam mal ticaretinin yüzde 5'ini oluşturuyor.
Dünyada 2005-2023 döneminde plastik hacmi yüzde 48 artış gösterdi, bu durum, çevre kirliliğini artıran kritik unsur olarak görülüyor. Bugüne kadar üretilen plastiklerin yüzde 75'i atık haline gelirken, büyük kısmı okyanuslara ve ekosisteme karışıyor.
Bu tür bir kirlilik, özellikle başa çıkma kapasitesi sınırlı olan küçük ada ve kıyı ülkelerinde gıda sistemlerini ve insan refahını da tehdit ediyor.
Son 30 yılda, En Çok Kayrılan Ülke (MFN) kapsamındaki ülkelerin plastik ve kauçuk ürünlere uyguladığı ortalama tarifeler yüzde 34'ten yüzde 7,2'ye düştü. Bu durum kısmen fosil yakıt bazlı plastiklerin çok daha ucuz olmasını sağladı.
Buna karşılık, bambu, doğal lifler ve deniz yosunu gibi plastik dışı ikameler için MFN tarifeleri ortalama yüzde 14,4 düzeyinde bulunuyor. UNCTAD, söz konusu eşitsizliklerin alternatif ürünlere yatırımı engelleme, gelişmekte olan ülkelerde inovasyonu baltalama ve fosil yakıt bazlı plastiklerden uzaklaşma sürecini yavaşlatma riski taşıdığı konusunda uyarıda bulunuyor.
Plastiklerin yüzde 98'i fosil yakıtlardan türetildiği için bu durum kontrol altına alınmadığı takdirde emisyonlar ve çevreye verdiği zararlar daha da kötüleşme riski taşıyor. Buna karşılık birçok ülke, yasaklar, etiketleme gereklilikleri ve ürün standartları yoluyla zararlı plastiklerin akışını kısıtlamak için tarife dışı önlemler kullanıyor.
Dünyada plastik kirliliğini önlemek için uluslararası çapta kabul edilen ve bağlayıcı bir anlaşma olmaması, bu kritik ve büyüyen çevre sorunuyla mücadelede önemli bir bariyer oluşturuyor.
Son olarak Cenevre'de Hükümetlerarası Müzakere Komitesinin "Plastik Kirliliği Üzerine Uluslararası Bağlayıcı Bir Anlaşma"ya varılması için yürüttüğü beşinci oturumunun ikinci bölümü (INC-5.2) de başarısızlıkla sonuçlandı. Üye ülkelerin ortak metinde uzlaşamaması nedeniyle anlaşma sağlanamadı.
"Cesur ve iddialı bir anlaşmayla çevre ve sağlığımızı koruyabiliriz"
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Plastik Atıklar ve İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Erin Simon, plastik kirliliğine karşı küresel bir anlaşmayla mücadele etmenin daha fazla istihdam, daha iyi ekonomi ve daha düşük maliyet sağlayacağını söyledi.
Simon, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Plastik kirliliği konusunda iyi tasarlanmış küresel bir anlaşmaya sahip olduğumuzda esasen ülkeleri plastiklerin nasıl üretildiği ve kullanıldığı konusunda net ve tutarlı kurallar etrafında bir araya getireceğiz. Bu, birçok ülke için inanılmaz ekonomik fırsatlar sağlayabilir.
İstihdam açısından bakılırsa, geri dönüştürülmüş içeriğin küresel olarak yüzde 77 artması bekleniyor ve küresel bir anlaşmayla teşvik edilen modernleştirilmiş bir plastik döngüsel ekonomisiyle geri dönüşüm, yeniden kullanım ve atık yönetimi gibi sektörler, sürdürülebilir malzemelere olan artan talebe yanıt olarak hızla büyüyecek. Sadece ABD plastik değerler zincirinin bile yüzde 27'lik bir istihdam artışı görmesi bekleniyor."
Küresel bir anlaşmanın getireceği standartlaştırılmış gerekliliklerle daha fazla verimlilik ve daha düşük kamu atık yönetimi maliyetleri beklediklerini aktaran Simon, daha akıllı tasarım, daha düşük atık hacimleri ve Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (EPR) programları gibi planlarla, net kamu atık yönetimi maliyetlerinde tasarruf veya mevcut maliyet seviyelerinde düşüş sağlanabileceğini ifade etti.
Simon, daha az atığın, yerel bütçeler üzerindeki yükün de azalması anlamına geldiğini anlatarak, "Bazıları küresel bir anlaşmanın plastik üretiminde düşüşe neden olabileceğini iddia etse de bu düşüş çok küçük bir düşüştür ve geri dönüşüm, yeniden kullanım ve atık yönetimindeki büyümeyle büyük ölçüde telafi edilir. Cesur ve iddialı bir anlaşmayı destekleyerek çevremizi ve sağlığımızı koruyabilir, ekonomimizi canlandırabilir ve daha temiz, güvenli ve müreffeh bir geleceğe yatırım yapabiliriz" dedi.
Plastik kirliliğine karşı dönüşümde KOBİ'ler kritik öneme sahip...
Erin Simon, KOBİ'lerin herhangi bir anlaşmanın başarısı için hayati öneme sahip olduğuna işaret ederek, KOBİ'lerin dünya çapındaki işletmelerin yüzde 90'ını temsil ettiğini ve plastik endüstrisinin birçok alanında, özellikle de ambalajlama gibi yüksek etkili sektörlerde inovasyonun lokomotifi konumunda olduğunu vurguladı.
Simon, KOBİ'lerin önemine dikkati çekerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Araştırmalar, aşamalı olarak üretimin durdurulması ve ürün tasarımı gibi temel alanlardaki küresel kuralların etkili ve adil bir şekilde uygulanması halinde, KOBİ dünyasında önemli fırsatlar ve faydalar sağlayabileceğini göstermekte. Bu fırsatlar arasında, KOBİ'lerin kilit aktörler olduğu ürün teslimat modellerinin işletilmesi, alternatif malzeme üretimi ve atık yönetimi gibi sektörlerde yeni pazar fırsatları da yer almakta.
Ancak kısa vadede, değer zincirinin belirli bölümlerindeki KOBİ'lerin, plastik anlaşmasından çıkan yeni mevzuat nedeniyle daralan pazarlar, geçici fiyat artışları ve istihdam değişiklikleri gibi zorluklarla da karşılaşabileceğinin farkında olmak önemli.
KOBİ'ler için destekleyici tedbirler anlaşmaya dahil edilir ve etkili bir şekilde uygulanırsa, bu zorluklar kuralların dikkatli bir şekilde uygulanmasıyla yönetilebilir ve uzun vadede sunulan faydalar, bu zorlukların üstesinden gelinmesini sağlayacaktır."
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com