Balıkçılık ile su ürünleri konusunda bilgi ve teknoloji üretmek amacıyla 1980'de kurulan enstitüde, iç kısımlardaki göllerin balıklandırılması amacıyla 44 yıldır yarı kontrollü bir şekilde sağım yöntemiyle sazan üretiliyor.
Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretme ve Eğitim Enstitüsü Müdürü Serkan Erkan, enstitünün kurulduğu ilk günden itibaren sürdürdüğü üretim ve balıklandırma faaliyetleri, üstlendiği araştırma ve eğitim misyonuyla su ürünleri sektörünün gelişmesine öncülük ettiğini söyledi.
Türkiye'nin iç sularının balıklandırılması, iç kısımlarda yaşayanların balığa rahat ulaşabilmesi amacıyla sazan ürettiklerini belirten Erkan, bu uygulamayı son 4 yıldır 6 kuruluşun daha yapmaya başladığını ifade etti.
Ülke genelindeki 7 kuruluşun 2023'te Cumhuriyet'in 100. yılı dolayısıyla 100 milyon sazan yavrusu ürettiğini aktaran Erkan, bu yılki hedefin ise toplam 75 milyon olduğunu kaydetti.
Bu yıl için de üretim faaliyetinin başladığını dile getiren Erkan, hem eğitim almak hem de faaliyetlere katılmak amacıyla Şanlıurfa, Edirne, Bolu, İzmir'den ekiplerin Antalya'ya geldiğini söyledi.
Üretim için ilk aşamanın döllenmeden başladığını anlatan Erkan, şöyle devam etti:
"Anaçlarımız hazırlandı. Dişi balıktaki yumurta, sağım metoduyla sağılıyor, erkek balığın spermi sağılıyor. Yaklaşık 1 saate yakın süre döllenme için karıştırılıyor. Bütün bir ekip çalışıyor. Şu anda yaklaşık 50 kişilik bir ekip bu iş için çalışıyor. Döllenme sağladıktan sonra inkübasyon tüplerine konuluyor. 3-4 gün içinde larvalar yumurtadan çıkış sağladıktan sonra özel besinleri var, tatlı su karidesi dediğimiz bir canlıyla besliyoruz. Ondan sonra yeme alıştırıyoruz. Sonra da büyümeleri için havuzlara bırakıyoruz."
"Daha az balık yumurtası kullanarak daha fazla yavru elde ediyoruz"
Erkan, havuzlarda belli bir aşamaya gelen balıkları haziranın başından temmuz ayının ortasına kadar Edirne'den Kars'a kadar iç kısımlardaki göllere bırakacaklarını kaydetti.
Bu yöntem ile daha fazla balık ürettiklerini vurgulayan Erkan, "Normalde sazan doğada yumurtasını bıraktığında yavruların yüzde 90'ından fazlası yaşayamaz. Bizim yaptığımız bu yarı kontrollü sistemde yüzde 90'ından fazlasını yaşatıyoruz. Avantajı bu. Daha az balık yumurtası kullanarak daha fazla yavru elde ediyoruz." dedi.
Sazanın deniz balıkları kadar besin değerinin yüksek olduğuna dikkati çeken Erkan, tüketim için tercih eden kişi sayısının da yüksek olduğunu söyledi.