Ankara
Konferansın "Küresel ve Bölgesel Düzen" oturumu öncesi, Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ayşe Berris Ekinci, Hindistan'ın Ankara Büyükelçisi Muktesh Pardeshi, SETA Genel Koordinatörü Nebi Miş, Uluslararası Diyalog ve Diplomasi Vakfı (IDDF) Direktörü Aftab Kemal Pasha açılış konuşması yaptı.
Ekinci, iki gün sürecek konferansın düzenlenmesini sağlayan yetkililere ve kurumlara teşekkür ederek, Türkiye ve Hindistan'dan uzmanların görüş alışverişinde bulunmasına fırsat sağlanmasının önemli olduğunu dile getirdi.
Tarihi ve modern bakış açılarının anlaşılmasının önemli olduğunu vurgulayan Ekinci, iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihte uzun yıllar boyunca inşa edildiğini, ticaret, eğitim ve sanat alanlarında etkileşimler olduğunu ifade etti.
Ekinci, ilişkilerin daha da gelişmesi için akademisyenler, iş insanları, kültür ve sivil toplum alanındaki temsilcilerin bir araya gelerek diyalog platformları oluşturulmasında düşünce kuruluşlarının önemli rol oynadığını kaydederek, ilişkilerin potansiyeli üzerine çalıştıkça zorlukların üstesinden daha kolay gelinebileceğini söyledi.
"Türkiye-Hindistan ilişkileri gelecek için önemli"
Ekinci, tarih boyunca süren karşılıklı destek ve dostluk ruhunun hala devam ettiğini vurgulayarak, "Bugün burada bir araya gelirken, Türkiye ile Hindistan arasındaki ilişkilerin sadece tarihi bir çıkar meselesi değil, aynı zamanda gelecek için önemli bir mesele olduğu ortak anlayışıyla hareket ediyoruz." ifadesini kullandı.
İki ülkenin küresel alanda ana aktörler haline gelmeye başladığının altını çizen Ekinci, Birleşmiş Milletler ve G20 gibi çoklu platformlarda ortak öncelikler bulunduğunu belirtti.
Ekinci, 2000'de ikili ticaret hacminin 500 milyon dolar olduğunu ve mevcut durumda yaklaşık 10 milyar dolara kadar yükseldiğini kaydederek, iki ülke liderlerinin ticarette 20 milyar dolar hedefi belirlediğine işaret etti.
İki ülkenin büyük potansiyele sahip olduğuna dikkati çeken Ekinci, iki ülke ilişkilerinin güçlenmesinin sadece Türkiye ve Hindistan'a değil, Güney Asya'ya fayda sağlayacağını, barış ve istikrara katkıda bulunacağını söyledi.
İki ülke arasındaki tarihi bağlar
Büyükelçi Pardeshi, bu konferansın kendisi için çok anlamlı olduğunu söyleyerek, Hindistan'ın Ankara Büyükelçisi olarak Türkiye'de üçüncü ayını geçirdiğini ifade etti.
Bu süreçte, Türkiye'nin doğal güzellikleriyle, tarihiyle, zengin kültürüyle, Türk halkının samimiyetini hissettiğini dile getiren Pardeshi, ülkesinin tarihine ilişkin bilgiler paylaştı.
Pardeshi, Hindistan'ın, 1947'de bağımsızlığını kazandığını, yıllar içerisinde kolektif başarılar elde ettiğini, 1,4 milyar nüfusuyla, farklı dinleri, etnik kökenleri, dilleri ve kültürleri kucaklayan bir ülke olduğunu aktardı.
Bunun yanı sıra, Hindistan'ın dünyanın beşinci büyük ekonomisine sahip olduğunu vurgulayan Pardeshi, ülkesinin yıllar içinde geliştiğine dikkati çekti.
Pardeshi, Türkiye'de son 20 yılda savunma sanayisi başta olmak üzere diğer alanlarda yaşanan gelişmeleri anlattı.
Konferansın, Türkiye-Hindistan arasındaki ilişkinin tarihini ele almayı amaçladığını ifade eden Pardeshi, iki ülke arasındaki ilişkilerin köklü bağlara sahip olduğunu, bu bağlar neticesinde çok sayıda ortak kelimenin var olduğunu söyledi.
"Türkiye'nin küresel jeopolitikte ağırlığı her yeni sınamada daha da pekişmekte"
SETA Genel Koordinatörü Miş, çok kutuplu uluslararası sistemin şekillendiği bir dönemin yaşandığını ifade ederek, "Belirsizliklerin artmasıyla birlikte birçok devlet kendi stratejik, özerklik arayışına girmiş durumda. Devletler kendilerini yeni güç dengelerine göre konumlandırma telaşındalar." dedi.
Bu nedenle güç merkezlerinin çoğaldığı jeopolitik gerilimlerin yaşandığını belirten Miş, Türkiye'nin çok kutuplu uluslararası geçişin hızlandığı bu dönemde, yeni işbirliği kanalları oluşturabildiğini aktardı.
Miş, bu bağlamda Türkiye'nin, yeniden Asya girişimi kapsamında ekonomik ve diplomatik ilişkilerini çeşitlendirdiğini ve Ukrayna-Rusya Savaşı'nda ortaya koyduğu arabuluculuk ve denge politikasıyla küresel ölçekte güven verdiğini vurguladı.
Böylece, hem Batı ile ilişkilerini korumaya hem de Asya Pasifik gibi yükselen bölgelerde aktif rol üstlenmeye devam ettiğini kaydeden Miş, "Türkiye'nin küresel jeopolitikte ağırlığı her yeni gelişmede ve her yeni sınamada daha da pekişmekte." diye konuştu.
Pasha da Hindistan-Türkiye ilişkilerinin halkların yararına şekillendirilebilmesi için tarafların akademisyenler, siyasetçileri ve düşünürleri arasında daha çok toplantı yapılması gerektiğini dile getirdi.
İki ülkenin tarihi bağlarına işaret eden Pasha, ikili ilişkilerin güçlendirilebileceğini söyledi.
SETA'nın "Türkiye-Hindistan İlişkileri" konferansında "Küresel ve Bölgesel Düzen" konusu ele alındı
Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA araştırmacısı Doç. Dr. Murat Aslan moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturumda konuşan Stratejik Savunma Konseyinden (CSDR) Raja Mohan, Türkiye ve Hindistan'ın ortaklık ilişkisini artırmaya istekli olduğunu söyledi.
Değişen uluslararası sistemde "düzensizlik" görüldüğünü kaydeden Mohan, küresel ekonomi ve jeopolitik açıdan değişim yaşandığını ve çok taraflılığın son dönemlerde "zayıf" olduğunu ifade etti.
Hindistan ve Türkiye'nin bazı farklılıkları olduğunu aktaran Mohan, "Sürtüşmeleri idare ederek yeni birleşim noktaları bulmak, şu anda sahip olduğumuz bir fırsat." dedi.
Mohan, Türkiye ve Hindistan'ın geniş bölgelerde ekonomik ve askeri gibi çeşitli alanlarda etkisinin arttığını dile getirdi.
Hint-Pasifik'in artan önemi
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürol Baba da uluslararası sistemde değişimlerin sürdüğünü, son dönemlerde uluslararası düzende "batıdan uzaklaşmaya" başlandığını belirtti.
Uluslararası sistemde, küresel değil bölgesel değişimlerin meydana geldiğini kaydeden Baba, Hint-Pasifik bölgesinin Güney Asya, Hint Okyanusu, Güneydoğu Asya, Doğu Asya gibi çeşitli bölgeleri bir araya getirdiğini bildirdi.
Baba, Türkiye ve Hindistan'ın da bu bölgede bir araya geldiğini söyleyerek, Hint-Pasifik bölgesinin jeopolitik ve ekonomik açıdan öneminin arttığını dile getirdi.
"Taze bakış açısıyla değerlendirilen ilişkiler"
Merkezi Yeni Delhi'de bulunan Gözlemci Araştırma Vakfından (ORF) Nandan Unnikrishnan ise Türkiye-Hindistan ilişkilerindeki enerjiyi, kinetik hale getirmek için büyük potansiyel bulunduğunu vurguladı.
Avrasya bölgesinin dünyadaki değişimlere karşı koyamadığını, güç dengesinin değiştiğini kaydeden Unnikrishnan, bu durumdan olumlu sonuçların da çıkabileceğini anlattı.
Unnikrishnan, bazı uluslararası kuruluşların işlevini zaman içinde yitirdiğini belirterek, Türkiye ve Hindistan'ın bu ortamda "taze bir bakış açısıyla" ilişkilerini değerlendirmesinin önemli olduğunu söyledi.
BM'de reform konusunda işbirliği potansiyeli
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Prof. Dr. Yücel Acer de Birleşmiş Milletler'de (BM) reforma gidilmesi ve daha adil dünya düzeninin sağlanması açısından Türkiye ve Hindistan arasında büyük bir işbirliği potansiyeli olduğunu bildirdi.
Uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması konusunda BM'nin önemli rolü olduğuna işaret eden Acer, BM'de kültür gibi farklı elementlerin ve tüm dünyanın temsil edilmesinin iki ülkenin ortak hedeflerinden olduğunu belirtti.
Acer, dünyadaki çatışma riski nedeniyle mevcut çok kutuplu durumda, iki ülke arasındaki ilişkilerin derinleştirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com