Ankara
Barut, Cumhurbaşkanlığına bağlı Siber Güvenlik Başkanlığı kurulmasına ilişkin, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, TOBB Yazılım Meclisi olarak, 2024 yılında yayımlanan Milli Güvenlik Kurulu bildirisi sonrasında siber güvenlik yapısının milli seviyede sahiplenilmesi ve güçlendirilmesi gerektiğini pek çok platformda vurguladıklarını söyledi.
"Siber Güvenlik Başkanlığı kurulması Türkiye'nin dijital geleceği için tarihi adım" ifadesini kullanan Ertan Barut, Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecinde kritik altyapıların korunması, siber tehditlerle etkin ve proaktif mücadele, dirençli bir savunma hattı oluşturma ve stratejik düzeyde siber güvenlik politikalarını hayata geçirme açısından atılan bu adımı önemsediklerini ve memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti. Barut, "Bu adım sonrası ortak akıl ve irade ile birlikte çalışmamız durumunda, küresel rekabette yerli ve milli teknoloji potansiyelimizi öne çıkararak, ülkemizi dijital alanda bir üst lige taşıyabiliriz." dedi.
Cumhurbaşkanlığına bağlı ve özel bütçeli olarak kurulan Siber Güvenlik Başkanlığının, dijital güvenliğe verilen önemin en somut göstergelerinden biri olduğuna işaret eden Barut, şöyle konuştu:
"Geniş görev ve yetkilere sahip olacak bu yapı, siber tehditlerle mücadelede stratejik konum sağlamanın yanı sıra, yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesinde, özel sektörle güçlü bağlar kurulmasında ve uluslararası arenada rekabet gücümüzün yükseltilmesine büyük katkı sunacaktır.
Siber güvenlik yalnızca teknik değil, aynı zamanda stratejik bir konudur. Ulusal güvenliğin yanı sıra ekonomik ve toplumsal refahı doğrudan etkileme potansiyeline sahiptir. Kamu, finans, enerji, iletişim ve ulaşım gibi sektörlerin büyük ölçüde dijitalleştiği bir dönemde, siber saldırı riski yalnızca ekonomik değil, milli güvenlik meselesi haline gelmiştir.
Bu nedenle, kamunun mevzuatsal ve yönlendirici gücü, özel sektörün esnekliği ve akademinin bilgi birikimini bir araya getirecek güçlü bir sinerjiye ihtiyacımız var. Siber Güvenlik Başkanlığının kurulması, bu sinerjiyi sistematik bir çerçevede hayata geçirebilmek adına kritik bir eşiktir.
TOBB Türkiye Yazılım Meclisi olarak, ulusal siber güvenlik stratejilerinin hayata geçirilmesinde koordinasyon görevi üstlenecek başkanlığımızla yakın iş birliğine hazırız. Özellikle yerli ve millî teknolojilerle kritik altyapıların korunması, siber saldırıların önlenmesi ve tespiti, uluslararası iş birlikleri gibi konularda her türlü desteği sağlayarak kamu-özel sektör-üniversite iş birliğini güçlendirebiliriz."
"Bölgede lider haline gelebiliriz"
Türkiye'deki donanım ve yazılım teknoloji girişimcileri, inovasyon ekosistemi, bölgedeki pek çok ülkenin henüz ulaşamadığı bir kapasiteye eriştiğini vurgulayan Barut, şunları kaydetti:
"Şimdi, üniversiteler ve teknoparklarla ortaklaşa yürütülecek AR-GE faaliyetleri sayesinde güvenlik açıklarını milli ürünlerle kapatabilir, siber tehditlere karşı daha dirençli bir altyapı oluşturabiliriz.
Aynı zamanda yalnızca iç pazara değil, EMEA (Avrupa, Orta Doğu, Afrika) ve Orta Asya gibi geniş coğrafyalara da hitap edebilecek konuma geliyoruz. Siber güvenlik çözümleri üreten şirketlerimizi destekleyerek yazılım ihracatımızı artırabilir, daha fazla turcorn ve decacorn çıkarabiliriz. Kamudan gelen ihtiyaçları özel sektöre doğru şekilde yansıtıp yenilikçi çözümleri hayata geçirerek, Türkiye’yi bölgede güvenilir bir teknoloji sağlayıcısı ve siber güvenlik lideri haline getirebiliriz."
"Dijital savunma için..."
Ertan Barut, dijitalleşmenin hız kazanmasıyla ortaya çıkan siber risklerin, sadece belli kurum veya sektörleri değil, topyekün ulusal güvenliği tehdit ettiğini söyledi. Barut, bu sebeple, mevcut siber güvenlik stratejisi ve eylem planlarının yeniden gözden geçirilmesi ve güncellenmesi gerektiği görüşünü dile getirdi.
Dijital savunmanın ancak sağlam bir yazılım ekosistemiyle mümkün olabileceğine dikkati çeken Barut, şöyle konuştu:
"Yüksek yerli üretim kapasitesi, veri güvenliği ve güncel teknolojilerin benimsenmesi ulusal stratejide kritik yer tutmalıdır. Enerji, savunma, ulaşım ve sağlık gibi hayati sektörlerde geliştirilecek milli çözümler ve ortak acil eylem planları, siber saldırılara hızlı müdahaleyi mümkün kılacaktır. Stratejinin yalnızca ulusal değil, küresel ölçekte de kabul görecek standartlara ve uluslararası iş birliklerine açık olması önem taşımaktadır.
Siber Güvenlik Başkanlığı koordinatörlüğünde tüm paydaşların (bakanlıklar, düzenleyici kurumlar, Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet ve benzeri) katılımıyla kurulacak bir 'Siber Güvenlik Yüksek Kurulu'nun, düzenli toplanarak stratejik kararlar alması ve durum değerlendirmesi yapması bu sürece büyük katkı sağlayacaktır."
Barut, ayrıca yapılacak altyapı yatırımları, ekosistemi güçlendirecek adımlar, işbirlikleri, ulusal ve uluslararası etkinlikler, uygulama ve standart çalışmalarıyla tüm bu sürecin desteklenmesinin önemini vurguladı.
"Nitelikli siber güvenlik uzmanı bulmak ortak sorun"
Siber güvenliğin, teknik bir alan olmasının yanında, sürekli güncellemeye ihtiyaç duyulan bir uzmanlık dalı olduğunu ifade eden Barut, hızla artan dijital hizmetlere karşın nitelikli siber güvenlik uzmanı bulmanın, tüm dünyanın ortak sorunu haline geldiğini belirtti. Barut, bu konudaki önerilerini şu şekilde sıraladı:
"Başkanlık koordinasyonunda toplumun genelinde dijital güvenlik kültürünü yerleştirmeye yönelik düzenli eğitim kampanyaları, rehberlik hizmetleri, kamu spotları yürütülmesi gereken kritik çalışmalardır. Ortaöğretim ve lise düzeyinden itibaren siber güvenlik bilincinin aşılanması, gençlere bu alanda kariyer yapma fırsatları sunularak ülkemizin uzun vadede uzman ihtiyacı büyük ölçüde karşılanabilir. Başkanlığın liderliğinde üniversiteler, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları mesleki eğitim kurumlarıyla koordineli özel lisans, yüksek lisans ve sertifika programları açabilir, atölyeler ve yarışmalar düzenlenerek kalifiye uzmanlar yetiştirilebilir. KOBİ’lerden bireysel kullanıcılara kadar geniş kitlelerin siber güvenlik farkındalığı artırılarak, temel 'siber hijyen' kurallarına hakim olması sağlanmalıdır."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com