Suriye'de Esed güçlerinin bombalı saldırısı sonucu beyin kanaması geçirerek engelli kalan 2 yaşındaki çocuğunu tedavi için İstanbul'a getiren Muhammet Himedan, zor koşullarda yaşamını sürdürüyor
Suriyeli minik Ahmet, 2017 yılının sonunda, Şam'ın kırsal bölgelerinden Doğu Guta’da dünyaya geldi. Ahmet'in doğumundan 15 gün sonra Esed rejimine bağlı güçler, Doğu Guta'ya saldırı düzenledi. Uçaklarla düzenlenen bombalı saldırıda Himedan ailesinin oturduğu binanın da isabet alması sonucu küçük çocuk, beyin kanaması geçirdi. Rejimin ablukası nedeniyle Doğu Guta'da doktor ve hastane bulunmadığı için tedavi olamayan çocuğun ailesi, 2018 yılının nisan ayında İdlib'e göç etmek zorunda kaldı.
İdlilb'de ise uzman doktor ve tıbbı materyal eksikliği nedeniyle Ahmet'in tedavisi yapılamadı. Bir süre ilaç verilen ve fizik tedavi uygulanan küçük çocuk, babası Muhammet Himedan tarafından 2019 yılının sonunda Hatay'a getirildi. Ancak Himedan'ın eşi ve 5 yaşındaki kızı İdlib'de kaldı.
Baba Muhammet Himedan, bu süreçte yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Himedan, Hatay'a gelmelerinin ardından çocuğa yapılan bazı tetkiklerden sonra İstanbul'a sevk edildiklerini söyledi.
Oğlunun iyileşmesi için İstanbul'da ücretsiz tedaviye başlandığını belirten Himedan, şöyle konuştu:
"Doktorlar, 'beyin kanaması nedeniyle beyindeki hareket merkezi hasar gördü.' dediler. Tabii tedavi sürecinin planlaması yapıldı. İlk başta kalçasında kıkırdaklar kaymış orada ameliyatlar yapılacaktı. Daha sonraki süreçte oksijen vereceklerdi ve beyin kanamasının kalıntıları alınacaktı. Bu şekilde bir operasyon planlanıyordu. Koronavirüs salgını nedeniyle tedavi süreci durdu."
"Uyuduğu zaman bile yanında bulunmam gerekiyor"Uzun süre devam edecek bir tedavi sürecinin kendilerini beklediğini kaydeden Himedan, şöyle devam etti:
"Bu da Ahmet'in ne kadar tedaviye yanıt verdiğine bağlı. Çünkü yeniden rehabilite süreci, eğitim, yürüme ve durma gibi eğitimler yapılacak. Şu ana kadar hareket yok. Yaklaşık yüzde 90 engeli var. Hareketsiz halde. Yemek yediği zaman da durumu daha kötü oluyor. Yemek yediği zaman süreci uzuyor. Bir öğün bir saati buluyor. Ahmet için çok yoğun ilgi gerekiyor. Bunu ben tek başıma yapıyorum. Çünkü eşim burada değil. 24 saat kendisiyle ilgileniyorum. Uyuduğu zaman bile yanında bulunmam gerekiyor. Çünkü yan döndüğü zaman boğulma riski olabilir. Çok zor bir durumdayım."
Himedan, eşinin Türkiye'ye gelmesi için sınır bölgesinde aile birleşimi için talepte bulunduğunu ancak pasaportu olmadığı için Türkiye'ye geçemediğini ifade etti.
"Çok zor durumdayım"Bu süreçte eşinin Esed rejiminden pasaport almasının mümkün olmadığına dikkati çeken Himedan, şunları kaydetti:
"Çünkü rejim bölgesinden almam gerekiyor. Ailem şu an İdlib'de. İmkansız bir durum. Devletin bazı ilgili kurumlarına başvurduk. Henüz cevap gelmedi. Koronavirüs salgınından dolayı şimdi de sınırlar kapandı. Eşimi ve kızımı buraya getirmek istiyorum. Bu bizi çok rahatlatacak. Çünkü bu halde iken çalışamıyorum. Hem İstanbul'da harcamalarım var hem İdlib'deki aileme bakmam gerekiyor. Çok masrafım var. Çocuğumu hiç bırakamıyorum, 1 saniye bile olsa. Her zaman onunla ilgilenmem gerekiyor. Gelirim yok, borçlarım arttı. Çok zor durumdayım. Eşim burada olsaydı ben çocuğu ona bırakıp çalışabilirdim. Annesi ve kız kardeşinin burada olması çocuğun psikolojisine çok olumlu katkı yapacak. Bu da diğer tedavisine katkı verecek. Onu çok rahatlatacak. Devamlı agresif tavırlar gösteriyor. Ümit ediyorum ki Türk doktorların ve Türk hükümetinin yardımıyla çocuğumuz sağlığına kavuşur."
Yetkililere seslenen Himedan, "Eşimin ve kızımın buraya getirilmesi için yardım talep ediyorum." dedi.
Himedan, Ahmet'in doktor raporuna göre engel durumunun yüzde 90 olduğunu ancak zihinsel anlamda herhangi bir engelinin bulunmadığını bunun da iyileşme ihtimalini artırdığını ifade etti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com