Avrupa Birliği ile Türkiye arasında imzalanan vize serbestîsi hakkında son günlerde meydana gelen gelişmeleri değerlendiren Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde öğretim üyesi Doç. Dr. Sinem Akgül Açıkmeşe, “ Vize serbestîsinin gerçekleşmesinin, her ne kadar Türk toplumunun tamamına yönelik doğrudan bir etki yaratmayacak olsa da, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin ilerlemesinde önemli bir adım olduğunu” söyledi.
“VİZE SERBESTÎSİ YENİ BİR SÜREÇ DEĞİL”
“TÜRKİYE KALAN KRİTERLERİ YERİNE GETİRMEZSE VİZE SERBESTÎSİ RAFA KALKAR”
“Bu süreçte yaşanan herhangi bir siyasi kriz vize serbestîsinin sonuçlanmasını ve buna bağlı olarak göçmenlerin geri kabulüne dair mutabakatı olumsuz etkileyecektir” diyen Açıkmeşe,“Vize serbestîsi yol haritasında Türkiye’den yerine getirilmesi beklenen 72 kriterden beşi hala yerine getirilmedi. Bunların dördü kamu düzeni ve güvenliği alanındaydı, diğeri de temel haklar alanında. En çok gündem yaratan da zaten temel haklar alanındaki konuydu. Bunun dışında kalan iki kriter, Haziran sonuna kadar değil ama daha farklı bir takvimde yerine getirilmesi gerekenleri içeriyor. Kamu düzeni ve güvenliği alanında, yolsuzlukla mücadele, cezai konularda yargısal işbirliğinin etkili hale gelmesi, kişisel verilerin korunması vb. konularda Avrupa Birliği müktesebatına ve Avrupa’daki uygulamalara tam olarak uyum gerekiyor. Temel haklar konusunda gündeme yerleşen ve tartışmalara neden olan konu ise basına da yansıdığı üzere terörizm ve organize suçlarla mücadele alanında” dedi. Açıkmeşe’ye göre, Türkiye’den bu konuda Avrupa Birliği üye devletlerindeki uygulamalar, Birlik müktesebatı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadıyla uyumlu biçimde ifade özgürlüğü, adil yargılama, toplanma ve dernek özgürlüğü gibi hususları da içerecek şekilde terör tanımını gözden geçirmesi bekleniyor. Haziran sonuna kadar yerine gelmesi gereken bu kriterlere ek olarak, Açıkmeşe, şöyle dedi: “Ekim 2016’ya kadar biyometrik pasaport sistemine geçilmesi gerekiyor. Ayrıca, 2014’te yürürlüğe giren geri kabul anlaşmasının tüm hükümleriyle uygulanması da vize serbestîsine geçiş için gerekli koşullar arasında”.
“SÖYLEMLERİN İÇ VE DIŞ POLİTİKADA YANSIMALARI MUTLAKA OLUR”
“Türkiye’nin terörizm ve göçmen sorunuyla mücadelede kritik bir rol oynayacağı fikrinden hareketle, özellikle son yıllarda AB’nin Türkiye’ye yönelik stratejik ortak vizyonuna sahip olduğunu belirten Açıkmeşe, aynı vurgunun Türk siyasetçiler tarafından yapılmasını içeren söylem değişiminin öneminin altını çizdi. “Söylemler hızla değişebilir ve tabii ki bazı olumsuz söylemlerin iç ve dış politikada yansımaları olur. Türkiye’de toplumu yönlendirip, Avrupa Birliği nezdinde huzursuzluk oluşabilir. Önemli olan Türkiye’nin AB ile ilişkilerin önemine inanmayı sürdürüp, vize serbestîsi konusundaki kararlılığından vazgeçmemesidir. Tabii benzer şekilde, AB’nin de 18 Mart mutabakatına uygun bir biçimde sözlerini yerine getirmesi gerekiyor ” dedi.
dikGAZETE.com