Türkiye'nin elektrik dağıtım hattı özelleştirme sonrası yüzde 50 büyüdü

Erdoğan, ELDER'in Uludağ Elektrik Dağıtım Anonim Şirketine (UEDAŞ) düzenlediği basın gezisinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Elektrik faturalarında aktif enerji bedeli, dağıtım bedeli ve vergilerin bulunduğunu aktaran Erdoğan, "Elektrik dağıtım şirketlerini bir kargo şirketi gibi düşünmek gerek. Ürün bir yerden bir yere taşınıyor ve bunun bir maliyeti var. O maliyetin adına dağıtım bedeli deniyor, bunun tarifesini de Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) belirliyor. EPDK, bu tarifeyi dağıtım şirketlerinin yaptığı yatırımlara göre ve verdikleri hizmetin büyüklüğüne bağlı olan işletme bütçesine göre belirliyor. Bunun yanı sıra kayıp kaçakla ilgili bir kalem daha var. AR-GE'ye ilişkin bir boyutu da var. Esas itibarıyla yatırım ve işletme giderleri bu tarife sistemi içerisinde bulunuyor." diye konuştu.

Erdoğan, aktif enerji bedelinin her ay değişen dinamik bir unsur olduğunun altını çizerek, söz konusu bedelin iki kaynağı olduğunu anlattı.

İlk kaynağın görevli tedarik şirketlerinin Elektrik Üretim AŞ'den (EÜAŞ) satın aldıkları elektrik, ikincisinin görevli tedarik şirketlerinin piyasadan satın aldıkları elektrik olduğunu ifade eden Erdoğan, "Piyasadan satın aldıkları elektriğin miktarı, piyasa takas fiyatı üzerinden hesaplanıyor ve saatlik olarak belirleniyor. Ağırlıklı ortalama bir piyasa takas fiyatı üzerinden görevli tedarik şirketlerinin alış maliyeti her ay değişiyor, tavanı 3 bin 400 liraya çıkartıldı. Bu tarafta da bir düzenleme var, herkes istediği fiyata satamıyor." dedi.

Erdoğan, görevli tedarik şirketlerinin EÜAŞ'tan aldığı elektriğin fiyatının değişmediğini aktararak, "EÜAŞ megavatsaatini 482 liradan satıyor ama piyasadaki fiyatı her ay 2 bin 500 ila 3 bin lira arasında değişiyor. Görevli tedarik şirketlerinin aldığı elektriğin yüzde 45'i civarındaki kısmını EÜAŞ'tan satın alıyorlar. Geri kalanını piyasadan alıyorlar. Dolayısıyla bunların ikisi parçalanıyor ve ortaya aktif enerji bedeli çıkıyor." diye konuştu.

Türkiye'de elektrik dağıtım hattının özelleştirme sonrası yüzde 50 artışla 1 milyon kilometreden 1,5 milyon kilometreye çıkarıldığını, kayıp kaçak oranının yüzde 18,5'ten ilk kez yüzde 10'un altına düşürüldüğünü dile getiren Erdoğan, "Elektrik dağıtım şirketleri yıllık 2,2 milyar dolar yatırım yapıyor. Kayıp kaçağı önleme çabalarının ülkemiz ekonomisine katkısı da yıllık 1 milyar dolar. 2013'te kayıp kaçak oranı yüzde 18,5'ti, şimdi ilk kez yüzde 10'un altına indi. Trafo sayısı ise 340 binden 550 bine çıkartıldı. Müşteri memnuniyeti ise yüzde 30 arttı. Sektörümüzde 36 milyondan 51 milyona ulaşmış tüketicilere kesintisiz ve kaliteli hizmet sunma gayreti var." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, elektrik fiyatları üzerinden gerçekçi ve hakkaniyetli olmayan bir algı çalışması yürütüldüğünü ifade ederek, "Elektrik fiyatı 8 kilovatsaat altı için vergiler dahil 2 lira 59 kuruş. Şehit yakınları ve gazilerimiz için 1 lira 23 kuruş. Dünyanın birçok ülkesinde de sosyal sorumluluk adına, saygının gereği olarak bu yapılıyor. Her şey dahil şehit ailelerine uygulanan elektrik enerjisi satış fiyatı 1 lira 23 kuruş. Bunun içerisinde dağıtımın payı yüzde 84, diğerinde yüzde 71 deyip buradan bir algı yapmak çok gerçekçi ve hakkaniyetli bir şey değil bence. Kaldı ki günlük 8 kilovatsaatin üzerindeki tarifede dağıtımın payı yüzde 46 civarında. Aktif enerji bedelindeki sübvansiyonlar olmasa dağıtımın payı nihai fiyatın üçte birine inecektir." diye konuştu.

Türkiye'de ortalama bir mesken abonesinin aylık elektrik tüketiminin 200 kilovatsaatin altında olduğuna işaret eden Erdoğan, "Türkiye'de 70 milyar kilovatsaat mesken tüketimi var. Biz hesabı aylık 240 kilovatsaat üzerinden yapalım. Bir aylık elektrik faturasının asgari ücret içerisindeki payı yüzde 2,8. En düşük emekli aylığı içerisindeki payı yüzde 4,3. Avrupa'da asgari ücret içerisindeki elektrik payı yüzde 5'in üzerinde." dedi.

Kaynak: AA