Ağrı’ya 20 kilometre uzaklıkta bulunan 40 haneli Dedemaksut köyünde vatandaşlar yüz yıllardır doğal olarak yeraltından çıkan tuzlu suyu kullanıyorlar. Köye 1 kilometre uzaklıkta bulunan tuzlu suya köylüler başta olmak üzere çevre köylerde yaşayan vatandaşlar da yoğun ilgi gösteriyor.
Köyün kuruluşundan bugüne kadar şehirden tuz almayan köylüler tüm ihtiyaçlarını bu tuzlu sudan karşılıyorlar. Köylüler yaz boyunca bidonlar ve kovalara doldurdukları tuzlu suyu evlerine götürerek kış için hazırlık yapıyorlar.
Yemek başta olmak üzere günlük hayatın her alanında kullanılan tuzlu su sayesinde vatandaşlar tuza para vermeyerek tasarruf sağlıyorlar. Vatandaşlar oldukça tuzlu olan suyu, büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar için ot ve samana karıştırarak veriyorlar.
"YURT DIŞINDAN GELENLER DE VAR"
Köyde ikamet eden vatandaşlardan Sait Utma, çevre köylerde yaşayan ve geçimini çiftçilikle sağlayan vatandaşların tuz ihtiyaçlarının köylerinden çıkan tuzlu sudan karşıladıklarını söyledi.
Tuzlu suya yurt dışından da gelen vatandaşların olduğunu belirten Utma, “Yemek yapımında, lor yapımında ve hamur yapımında bu tuzlu suyu tuz yerine kullanıyoruz. Köy kurulduğundan bu yana Ağrı’dan tuz almıyoruz. Tuz ihtiyacımızı bu sudan karşılıyoruz. Çevre köylerden gelip bu tuzlu sudan faydalanarak ihtiyaçlarını karşılayanlar var. Şehir merkezinden, diğer illerden ve yurt dışından gelip tuzlu suyu merak edenler de var” dedi.
Vatandaşların tuzlu suyu hem yazın hem de kışın evlerine götürerek stokladıklarını ifade eden Utma, köy kurulduğundan bu yana kimsenin tuz almadığını ve tuz ihtiyaçlarının tamamının bu tuzlu sudan karşılandığını anlattı.
Utma, şöyle konuştu:
“Bu tuzlu suyu direk hayvanlara vermiyoruz. Bu tuzlu suyu ot, saman ve yeminin üzerine dökerek hayvanlara veriyoruz. Bu tuzlu suyu direk hayvana verdiğin zaman şişirip öldürür. Geçmişte bununla ilgili olaylar yaşadık. Koyunlar burada otlarken tuzlu su içtiler ve yarım saat içinde maalesef telef oldular. Bu tuzlu suyun tarihi ile ilgili kesin bilgi yok, ama köy kurulduğundan bu yana bu tuzlu su var. Geçmişte buranın kuyu olduğunu anlatan büyüklerimiz var.”