Usta yüzücülerden Boğaz'da yüzmekte "ısrar edenlere" can kurtaran tavsiyeler

Havaların ısınmasıyla Boğaz hattındaki park ve bahçelere akın eden vatandaşların, piknikten sonraki aktiviteleri genellikle yüzmek oluyor. Ancak İstanbul Boğazı'nda bilinçsizce yüzmek, istenmeyen, üzücü olaylarla sonuçlanabiliyor.

Boğaz'daki akıntının kuvveti, gemi trafiğinin yoğunluğu başlı başına bir risk iken bunların yanı sıra rampa veya çıkış merdiveni olmayan yerlerde yüzmek bu tehlikeyi daha da büyütüyor.

Cebelitarık Boğazı'nı geçen ilk Türk yüzücü ve yüzme antrenörü Emre Seven, İstanbul Boğazı'nda yüzülmesi tehlikeli olan yerleri, Boğaz'da yüzerken nelere dikkat edilmesi gerektiğini, AA muhabirine anlattı.

Seven, Boğaz'da yüzmenin, aktivite açısından eşi benzeri olmadığını ancak her yıl kötü sonuçlarla karşı karşıya kalındığını söyledi.

Boğaz'ın; girdapları, anaforları, azgın akıntısı ve deniz trafiğiyle her türlü deniz hareketinin yaşandığı bir kanal olduğunu ifade eden Seven, "İstanbul Boğazı, İstanbul'u ikiye ayıran dev bir nehir. Burada yüzmek tehlikeli mi? Evet tehlikeli. Burada yüzeceksek, bazı argümanlara dikkat etmemiz gerekiyor." dedi.

Genel olarak yüzmede karşılaşılan en tehlikeli vakanın, kramp girmesi olduğunu aktaran Seven, "Genelde ısınma hareketleri yapmadan suya giriyoruz. Yüzerken, ayak arka kas gruplarını ani şekilde çalıştırma yönünde komut veriyoruz ve var olan karışıklıktan bir anda kas spazmı geçiriyoruz. Onun yanında Karadeniz'den gelen soğuk su akıntıları var. Ani ısı değişikliği, krampın olmasının ana faktörü. Peki ne yapacağız? Krampın geçmesi için bekleyeceksiniz. Aksi istikamette kasınızı gerdirmeniz gerekiyor. Minik bir masaj yapabilirsiniz. Gücümüzü ekonomik kullanacağız. Kramp giren ayağı mümkünse kullanmayacağız. Kıyıdan yardım istemekten başka bir çözüm yok." diye konuştu.

Yüzmeye başlamak için Boğaz'ın uygun bir tercih olmadığını dile getiren Emre Seven, sözlerine şöyle devam etti:

"Yüzme biliyor olmanız, olayı hallettiniz anlamına gelmiyor. Suya girer girmez akıntıyla karşılaşacaksınız. Dolayısıyla suya girerken, 'ben şuraya gidip geleceğim', 'buradan girip, şuradan çıkacağım' planlamasını yapmanız gerekiyor. Bu planlamayı, suya girdikten sonra yapmayın. Akıntıyı yarıp, kenara yüzemiyorsan gücünüzü lütfen ekonomik kullanın ve boşa harcamayın. Suda kalmaya gayret edin. Kıyıdan size yardım gelmesi için bekleyin veya akıntının sizi rahatça dışarı çıkabileceğiniz bir noktaya götürmesine kadar geçen süreyi, su üzerinde geçirmeniz gerekiyor. Kıyıdan size yardım gelmesi gerekiyor."

Seven, İstanbul Boğazı'nda karşıdan karşıya yüzmenin tehlikeli olduğunu, bunu tavsiye etmediğini vurgulayarak, "Biraz açılınca tekne turları, biraz açılınca Şehir Hatları vapuru, biraz daha açılınca ağır tonajlı gemilerin geçiş güzergahları bulunuyor. Telaffuz etmeye bile içimizin el vermeyeceği kötü hadiseler başımıza gelebilir. Bunu lütfen denemeyelim. Boğaz'da yüzmek çok gizemli, muazzam eğlenceli bir şey ama. Bunun, ailemizi yasa boğacak kötü sonuçları doğurmaması gerekiyor. Yetkililerin, 'burada girebilirsin' dediği yerlerde yüzmemiz gerekiyor." uyarısında bulundu.

Boğaz yerine plajlarının tercih edilmesi gerektiğini belirten Emre Seven, "İlla ki girilecekse özellikle merdivenlerin bulunduğu kıyılar tercih edilmeli. Merdivenler, 'burada yüzebilirsiniz' anlamına gelmiyor. 'Madem yüzüyorsunuz, buradan rahatça çıkın' anlamına geliyor. Dışarıya çıkışın rahat olduğu lokasyonlar seçilmeli. Üsküdar'dan Anadolu veya Avrupa Kavağı'na kadar çeşitli yerlerde belediyelerimiz rampa ve çıkış merdiveni koymuşlar. Buralarda yüzülmeli."

Seven, olumsuz bir durumla karşılaşıldığında denize top, 5 litrelik su şişesi atılabileceğini, kurtarmaya birkaç kişi gidilebileceğini, 112 gelene kadar doğru kalp masajı ve suni teneffüsün yapılması gerektiğini vurguladı.

Yüzme antrenörlüğü yapan avukat İrfan Hattatoğlu da insanların Boğaz hattı çevresindeki park alanlarına pikniğe geldiğini, yiyip, içtiklerini, ardından denize girdiklerinde eğlencenin kabusa döndüğünü dile getirdi.

Pikniğe gelenlerin öncelikle dolu mide ile denize girmemeleri, ikinci olarak da denize girdikleri yeri bilmeleri gerektiğini belirten Hattatoğlu, "Özellikle akıntının, ters akıntının, girdapların, anaforların çok olduğu yerlerde denize girmemeleri gerekiyor. Boğaz, trafiği yoğun olan bir yer. Biraz açıldığınız zaman o riskle karşı karşıya kalıyorsunuz. Hem yüzmeyi az biliyorsunuz hem miden dolu hem teknelerin hattına giriyorsunuz, akıntıya kapıldıktan sonra tekrar nasıl çıkacağım, diye uğraşıyorsunuz. Birçok şeyi bir anda yaşıyor insanlar. Bunun için bilinçlenmesi gerekiyor." diye konuştu.

"Boğaz'da suya girmenin en önemli noktası yüzmeyi iyi bilmek, antrenmanlı olmak." diyen Hattatoğlu, ısınıp denize girmenin, akıntının yönünü tespit edip ona göre hareket etmenin önemine değindi.

Denize girmenin uygun olduğu ve can kurtaranların görev yaptığı plajlarda yüzülmesini tavsiye eden Hattatoğlu, "Akıntının çok olduğu bir yerde, can kurtaran olarak kurtarmaya çalışsan bile, iki kişinin güvenliği riske girmiş olacak. Bu akıntıda denize girmek isteyenlerin yapacakları belli. Gücünü ekonomik kullanacak, çıkış noktasını belirleyecek." dedi.

Akıntının, Kuzguncuk'tan denize giren bir kişiyi Üsküdar'a kadar sürüklediğini ancak bu hat üzerinde hiç merdiven olmadığını aktaran Hattatoğlu, "Kıyıya yanaşıldığında nereden çıkılacağı belli değil. Bu nedenle tehlikeli; akıntı, anafor ve girdapların çok olduğu bir nokta. Birinci tavsiyemiz denize girilmemesi. Denize girdikten sonra giriş çıkış noktalarının tespiti. Yanında arkadaşlarının olması, birlikte hareket edilmesi. Riskli bir halde denizden çıkıyorsa hızlı bir şekilde ilk yardım kurallarının uygulanması." uyarısında bulundu.

Hattatoğlu, akıntı hızının en hızlı olduğu noktanın Arnavutköy-Akıntıburnu ile Kandilli arası ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün iki ayağı arası olduğunu, bu nedenle kıyıdan 1-2 metre açılarak yüzülmesi gerektiğini belirtti.

Kaynak: AA