Istanbul
AB, kamuoyundan yükselen çağrıların ardından Hollanda'nın teklifi üzerine, 20 Mayıs'ta İsrail ile Ortaklık Anlaşması'nı "insan haklarına ve uluslararası hukuka uyma" şartı kapsamında incelemeye almıştı.
???? AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas'ın, İsrail ile Ortaklık Anlaşması'nı incelemesinin ardından 23 Haziran'da yaptığı "İnceleme çok açık, (Gazze'deki) durumu iyileştirmeliyiz ve İsrail ikinci maddeyi (insan hakları şartı) ihlal ediyor." şeklindeki açıklaması 15 Temmuz'da yapılacak AB Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda ana gündem maddelerinden birini oluştururken, Birliğin bu konuda hangi eylem yolunu izleyeceği merak ediliyor.
Oy birliği gerektirdiği için anlaşmanın tamamen askıya alınması beklenmese de serbest ticaret, araştırma, teknoloji, kültür ve siyasi diyalog gibi ayrı başlıkları içeren anlaşmanın nitelikli çoğunluk gerektiren hükümlerinin askıya alınması muhtemel.
AB Hukuku ve Politikaları Uzmanı Prof. Dr. Alberto Alemanno, Norveç Oslo Üniversitesinde Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Uzmanı Prof. Dr. Gentian Zyberi ve Hollanda Açık Üniversitesinde Uluslararası Ceza Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Sergey Vasiliev, AB-İsrail ilişkileri ve yarınki toplantında Birliğin atması gereken adımlar hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Alemanno, şu ana kadar elde edilen kanıtların İsrail'in Ortaklık Anlaşması'nın "insan hakları şartı" olarak bilinen 2. maddesini ihlal ettiğini gösterdiğini vurgulayarak, bu nedenle anlaşmanın tamamının askıya alınması gerektiğini ifade etti.
Ortaklık Anlaşması'nın tamamen askıya alınması için üye devletler arasında oy birliği arandığını hatırlatan Alemanno, bunun mümkün olmadığını ancak Komisyon'un anlaşmanın ticaretle ilgili kısmının askıya alınmasını 15 Temmuz'daki toplantıda oylamaya sunması gerektiğini belirtti.
İsrail'in Gazze'de durumu iyileştirmeyi kabul etmesi, anlaşmayı askıya alma tartışmasını bitirmek için kullanılabilir
Alemanno, İsrail'in AB ile görüşmeler sonrası Gazze Şeridi'ndeki insani durumun iyileştirilmesi amacıyla "önemli adımlar atmayı" kabul etmesine ilişkin "Hiç şüphesiz bu karar, AB-İsrail Ortaklık Anlaşması'nın askıya alınmasına ilişkin tartışmayı duraklatmak için kullanılacak." değerlendirmesini yaptı.
Ayrıca Alemanno, bu gelişmenin AB'nin Gazze konusundaki eylemsizliğini "yetersiz şekilde kamufle ederek" meşrulaştırmak için Avrupalılara sunulabileceğini aktardı.
AB'nin zulmü durdurmak için İsrail'e "baskı yapması gerekiyor"
Norveç Oslo Üniversitesinden Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Uzmanı Prof. Dr. Zyberi ise AB'nin, İsrail'in Ortaklık Anlaşması'nın yürürlüğe girdiği Haziran 2000'den bu yana 2. maddesini ihlal ettiğini artık görmezden gelemeyeceğini belirterek, "AB'nin, insan hakları ve insancıl hukuka riayet etmesi ve Gazze ile işgal altındaki Filistin topraklarında yaşanan kitlesel zulmü durdurması için İsrail'e baskı yapması gerekmekte." ifadesini kullandı.
Anlaşmanın, İsrail'den uzun zamandır sürdürdüğü yasa dışı işgalini sona erdirmesini talep etmek için AB'nin elinde "koz" olduğunu dile getiren Zyberi, bunun tamamen askıya alınması gerektiğini ve daha sonra İsrail'in yeni adımlarına göre eski haline getirilebileceğini aktardı.
AB'nin "sözde insan hakları savunuculuğu İsrail'i cesaretlendirdi"
Zyberi, AB'nin de İsrail'le Ortaklık Anlaşması'nın insan hakları şartını ve uluslararası insancıl hukuka uyumu teşvik etmeye ilişkin "kendi kılavuz ilkelerini ihlal ettiğini" söyledi.
İsrail'in Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkı ve insan haklarına yönelik ihlallerinin AB dahil uluslararası ve bölgesel organizasyonlar tarafından belgelendiğini vurgulayan Zyberi, Birliğin insan hakları ve insancıl hukuka "sözde hizmet ettiğini" ve Filistin konusunda "daha ihtiyatlı davrandığını" belirtti.
Zyberi, "AB'nin bu yaklaşımı, işgal altındaki Filistin toprakları, Filistinlilere yönelik ayrımcı ve ilhakçı yasa ve politikalarında İsrail'i daha da cesaretlendirmiştir." ifadesini kullandı.
Gazze'de neredeyse 2 yıldır "cehennemi yaşayan" yaklaşık 2,1 milyon Filistinliye gıda ve ilaç ulaştırmak için gösterilen her türlü çabanın önemli olduğunun altını çizen Zyberi, "Ancak insani yardım pazarlık konusu yapılamaz ve yapılmamalı." dedi.
Zyberi, İsrail'in işgalci güç olarak insani yardım sağlamak için yasal yükümlülüğü olduğuna ancak uluslararası insancıl hukuku "ciddi şekilde ihlal ederek" bunu asla yapmadığına dikkati çekerek, "Bu, İsrail hükümetinin 1948 Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesi kapsamında aç bırakarak soykırım ve Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü kapsamında diğer kitlesel vahşet suçlarını işlediğinin açık bir örneği." ifadesini kullandı.
İsrail'in ihlallerinin "boyutu ve ciddiyeti" anlaşmanın askıya alınmasını haklı çıkarıyor
Hollanda Açık Üniversitesinden Uluslararası Ceza Hukuku uzmanı Prof. Dr. Vasiliev de İsrail'in insan hakları ihlallerine işaret ederek, "İnsan hakları ihlallerinin boyutu ve ciddiyeti, ticari ilişkiler dahil AB-İsrail Ortaklık Anlaşması'nın tamamen askıya alınmasını haklı kılmakta." değerlendirmesini yaptı.
Vasiliev, Almanya, Avusturya, Çekya ve Macaristan gibi devletlerin buna karşı çıkması nedeniyle anlaşmanın tamamen askıya alınmasının mümkün olmadığını kaydetti.
Bilim ve teknoloji alanında işbirliği, vize düzenlemeleri ya da belirli ürünlerin ithalatının yasaklanması gibi tedbirlerin ihtimal dahilinde olduğunu aktaran Vasiliev, buna karşın anlaşmanın tamamen askıya alınmasını destekleyen İspanya, İrlanda ve Slovenya'nın yarınki toplantı sonucundan memnun olmamaları halinde ek tedbirler alınabileceğini söyledi.
AB, İsrail'e "fazlasıyla hürmetkar" davrandı
Vasiliev, AB ve bazı üye devletlerin İsrail'e karşı "fazlasıyla hürmetkar" yaklaşım benimsediğini hatırlatarak, "Ortaklık Anlaşması uzun zaman önce gözden geçirilmeliydi. Bunun için gerekli zemin en geç Ocak 2024'te, hatta çok daha önce mevcuttu. Bu aşamada harekete geçmek için çok geç kalındı." ifadelerini kullandı.
AB yetkilileri ve üye devletlerin İsrail'in uluslararası hukuku "sistematik şekilde" ihlal ettiğine dair bilgilere daha önceden sahip olduklarını aktaran Vasiliev, "Ancak (AB) geçen ay bile, incelemeye devam etmek için ellerinde güçlü nedenler varken bunu yapmadı, tartışmayı ve kararı Gazze'deki insan hayatı açısından devasa bir maliyetle bir kez daha erteledi." açıklamasında bulundu.
Vasiliev, İsrail yönetiminin, AB yetkilileriyle yapılan görüşmeler sonrasında Gazze'deki insani durumun iyileştirilmesi amacıyla bazı adımlar atmayı kabul etmesinin olumlu gelişme olduğunu ancak asıl sorunun İsrail hükümetinin bu konudaki taahhütlerini yerine getirip getirmeyeceği olduğunu vurguladı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com