Türkiye Gazetesi Yazarı Yücel Koç, bugün "28 Şubat’ın hesabı sorulmayacak mı?" başlıklı bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı:
Elbette bırakmadı
O dönem yaptığımız onca baskıya rağmen, sivil ayak, iddianameye tek kelime yansımadı. Büyük bir umutla salona koşan mağdurlar ve yakınları, karşılaştıkları lakayıtlık karşısında dondu kaldı. 103 sanıklı davada bugün bir tek tutuklu bile kalmadı. İddianameyi hazırlayan savcı ise ByLock’tan cezaevinde Dün 90’ıncı duruşması görülen dava, hiçbir sonuca varmadan kapanmak üzere
Sadece İhlas’a, Enver Ağabey’e yaptıklarını ortaya döksek bile ne mal oldukları ortaya çıkacak bu darbecilere göz yummak, bu davanın üstünü kapatmak vicdanları yaralamayacak mı? Şunu bilin ki, siz kapatmaya çalışsanız bile, biz bu milletin hakkını alana kadar susmayacağız...
Mutlaka dikkatinizi çekmiştir
FETÖ elebaşını koruyup kollayan ABD, geçtiğimiz günlerde bir rapor yayınladı. Raporda, “Türkiye’de tarikat ve cemaatler yasaklansın, Ayasofya cami olmasın” deniliyordu. Hiç şaşırtıcı olmayan biçimde, Doğan Grubu hemen hareketlendi. Namaz kılan otobüs şoförü, şalvarlı asker, Atatürk heykeline saldırılar, Menzil Şeyhi'nin torununa görkemli taht yalanı gibi haberlerle 28 Şubat’ı hortlatma çabaları hızlandı. Bir de Türkiye’nin yüzde 40’ı ensest iftirasıyla dindar Türk toplumunu aşağılama çabası Üstelik, patronlarının **** yayıncılıktan hüküm giydiğini göz ardı ederek “
Bunlar böyle FETÖ gibi hiç boş durmazlar Milletin, ülkenin aleyhine ne yapabiliyorlarsa sonuna kadar zorlarlar Hep başkalarını ülke yönetimine göz dikmekle suçlarlar, oysa gerçekte kendi iktidarlarını korumaya çalışırlar. Birini hedef seçmişlerse hem onu bitirirler, hem de faturayı mağdur ettiklerine kesip, suyun üstüne çıkıverirler
İstiyorlar ki, manşetleri, köşeleri eskisi gibi belirleyici olsun. İktidar, bunun ABD’nin, Almanya’nın, İsrail’in talimatı olduğunu bilsin, kendine çekidüzen versin. Onlar ne istiyorsa, o şekilde hareket etsin
Haklılar tabii
Bugüne kadar işledikleri hangi günahın, ülkeye-millete verdikleri hangi zararın hesabını verdiler ki Şimdi gelsin yeni 28 Şubat’lar Ama bu millet, bir daha izin verir mi? Onu da yaşayıp öğrenecekler
2009 Temmuz’u
Alman Büyükelçiliğinin Tarabya’daki yazlık rezidansı, çok özel bir tören için hazırlandı. Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, Almanya Federal Cumhuriyeti tarafından Federal Liyakat Nişanı ile onurlandırıldı. Aydın Bey, gamalı haç şeklindeki nişanı, göğsüne büyük bir gururla taktı. Büyükelçi Eckart Cuntz, politik, ekonomik, kültürel ve manevi (!) alanlardaki başarıyı ödüllendirmek üzere verilen birinci sınıf Federal Liyakat Nişanı olduğunu anlattı.
Kasım 2016
Almanya’nın ödüllendirdiği bir başka isim Can Dündar... MİT tırı ihanetinden serbest kalır kalmaz, soluğu Almanya’da aldı. Hakkında tekrar yakalama kararı çıkarılan Dündar, Almanya Cumhurbaşkanı Gauck tarafından sarayda ağırlandı.
ABD’nin bayrağına dolanmış yatarken fotoğraflar da paylaşan Dündar, şu günlerde Türkiye düşmanlığıyla oy toplamaya çalışan Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Schulz’dan da Gustav Heinemann Ödülü aldı. Farkındaysanız, Can Dündar’a gösterilen ihtimam, Doğan’la mukayese edildiğinde hayli zayıf Fransa’nın, ‘Paris fahri hemşehrisi’ nişanı vermesi gibi uyduruk ödüller Eee!