İstanbul
"Bankacılık Söyleşileri" kapsamında AA'ya yaptığı açıklamada, Türkiye’de enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan ekonomi programı, para ve mali politikalarının güçlü bir eşgüdümle hayata geçirilmesi sayesinde olumlu sonuçlar vermeye başladığını söyledi.
Programın şu ana kadarki çıktılarının, enflasyon beklentilerinde iyileşme, finansal istikrarın güçlenmesi, ekonomik güven endeksinde artış, büyümede normalleşme ile iç ve dış talebin dengeli katkı vermeye başlaması, rezerv görünümünde iyileşme, rating artışları ve risk priminde düşüş gibi alanlarda kendini gösterdiğine işaret eden Çakar, sıkı para politikası uygulamaları ve mali disiplini önceleyen adımların, fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda etkili bir şekilde devreye alındığını vurguladı.
Alpaslan Çakar, iç talebin yavaşlamasıyla birlikte ekonomide büyüme dinamiklerinde yapısal değişikliklerin beklendiğini belirterek, şunları söyledi:
"İhracat, önümüzdeki dönemde büyüme kompozisyonunda daha belirleyici bir rol üstlenecek. Tarım, enerji, imalat ve sanayi gibi stratejik sektörlerin ekonomideki ağırlığının artacağı öngörülmektedir. Bu alanlara yönelik teşvik ve yatırımlar, sürdürülebilir büyümeyi destekleyecektir. İç talepteki yavaşlamayla birlikte bireylerin ve kurumların tasarruf eğiliminin artması, finans sektöründe kaynak arzını artırarak, yatırımların uzun vadeli finansmanını destekleyecek."
Türkiye'nin temel ekonomik gelişim alanlarında sergilediği güçlü performansla yabancı yatırımcı ilgisinin arttığını belirten Alpaslan Çakar, portföy yatırımlarındaki artışın yanı sıra bankacılık sektörü ve firmaların yurt dışından finansmana erişimde başarılı bir yıl geçirdiğini ifade etti.
Çakar, 2024'te gerçekleşen olumlu gelişmelerle, gelecek aylara ilişkin enflasyon beklentilerinde de önemli derecede iyileşme görmeye başladıklarını ve fiyat istikrarının tesisine yönelik pozitif beklentilerin toplumun tüm kesimlerine yayıldığını vurguladı.
Banka bilançolarındaki TL payının önemli ölçüde arttığını ve dolarizasyonda ciddi bir gerileme gördüklerini dile getiren Çakar, "Bu süreçte bankacılık sektörü üzerindeki sorumluluğun farkında olarak önemli bir performans gösterdi ve programın doğru ve etkin çalışmasına yönelik önemli katkılar sağladı. 2024'te, uygulanan para politikasını destekleyici nitelikte bazı makro ihtiyati önlemlerin ve likidite yönetimine ilişkin tedbirlerin politika uygulayıcıları tarafından kullanıldığını gördük. Bu tedbirler, fonlama maliyetinin artırılması suretiyle; TL’ye dönüşüm, kredi büyüme hızı ve kredi kompozisyonunun kontrolü ile belli sektörlerin desteklenmesini sağladı. Krediler daha fazla oranda, imalat sanayiine, üretime, yatırıma, ihracata ve istihdam artışı sağlayan sektörlere yönlendirildi." diye konuştu.
"Krediler doğru yönetilmekte, kredi kalitesi yüksek"
Alpaslan Çakar, sektörün 2024 yılında da dengeli ve sağlıklı bilanço yapısını sürdürdüğüne dikkati çekti.
Sektörün aralık ayı rakamlarına ilişkin bilgiler veren Çakar, şunları söyledi:
"Bankacılık sektörünün toplam aktiflerinin milli gelire oranı yüzde 76 seviyesine ulaşmış olup, aktif büyüklüğümüz 31 trilyon lirayı aştı. Aktiflerimizin yüzde 62’si, kaynaklarımızın ise yüzde 60’ı TL cinsinden gerçekleşerek sektör bilançosunda TL’nin ağırlığı artmaya devam etti. Ana fonlama kaynağımız olan mevduat toplamı 18,6 trilyon liraya ulaşarak bilançodaki payı yaklaşık yüzde 60 seviyesine geldi. Toplam kredi hacmi 15 trilyon TL civarında olup aktifler içindeki payı yüzde 51 seviyesindedir."
Alpaslan Çakar, seçici kredi politikasına değinerek, son yıllarda imalat sanayisinin payının 6 puan, tarım sektörünün payının 3 puan arttığını ve imalat sanayisi başta olmak üzere döviz kazandıran ve istihdama katkı sunan sektörler öncülüğünde kredi büyümesinin devamını beklediklerini anlattı.
Kredilerin doğru yönetildiğini ve kredi kalitesinin yüksek olduğunu bildiren Çakar, şunları kaydetti:
"Tahsili gecikmiş alacak oranı yüzde 1,9 olarak gerçekleşti. Son dönemde bireysel kredilerde sınırlı bir artış olsa da aktif kalitesinin yönetimi açısından önemli bir risk öngörmüyoruz. Genel olarak bakıldığında sektörde oldukça ihtiyatlı bir karşılık politikası uygulamakta olup, sorunlu krediler için yüzde 75, ikinci gruptaki krediler için yüzde 32 oranında karşılık ayrıldı."
"Bankacılıkta bilanço ve temel kalemlerdeki artış beklentisi yüzde 30 civarında"
Alpaslan Çakar, 2025 yılında, daha sağlıklı ve sürdürülebilir büyümeye doğru yol almaya devam edeceklerine dikkati çekti.
Yeni yıla ilişkin beklentilerini anlatan Çakar, "2025 yılında, makro dengelerin daha da sağlıklı olacağı beklentisi ile bankaların performansının reel olarak iyileşeceğini tahmin ediyoruz. Enflasyonist baskılar biraz daha azalırken ve faiz oranları düşerken, devam eden jeopolitik risklerin, uluslararası ticarette sınırlandırıcı yaklaşımların ve düzenlemelerdeki sadeleşmenin seyri belirleyici olacak. Bankalar, ekonomide dengelenme devam ederken sürdürülebilir büyümeye destek olmak ve performans kriterlerini yakalamak için çaba göstereceklerdir." şekilde konuştu.
Çakar, bankacılıkta bilanço ve temel kalemlerdeki artış beklentisinin yüzde 30 civarında olduğunu, 2025'te düşmesi beklenen faizlerin vade uyumsuzluğu çerçevesinde sektörün net faiz marjına olumlu katkı yapacağını, net faiz gelirinin artacağını, ücret komisyon gelirlerinin karlılığı desteklemeye devam edeceğini söyledi.
"Sektörde yeşil finansmana ayrılan kredi oranının artırılması gerektiği açıktır"
Bankacılık sektörünün net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda yeşil dönüşüm planlarını devreye almasının sürdürülebilir bir ekonomi inşa etme çabalarında önemli bir adım olduğuna dikkati çeken Çakar, "Sektörde yeşil finansmana ayrılan kredi oranının artırılması gerektiği açıktır." dedi.
Alpaslan Çakar, yeşil dönüşümün teşvik edilmesi için "yeşil varlık oranı" hesaplanması uygulamasının, bu dönüşümü hızlandıracak etkili bir araç olabileceğini belirterek, söz konusu uygulamanın yalnızca bankacılık sektöründe değil, aynı zamanda yeşil yatırımları artırmaya yönelik politikaların etkinliğinde de önemli bir rol oynayacağını ifade etti.
2025'te dijitalleşmenin sektör stratejilerinin merkezinde yer almaya devam edeceğini vurgulayan Çakar, dijital bankacılık ürünleri, yapay zeka destekli çözümler ve blok zincir tabanlı yenilikçi finansman araçlarıyla müşteri deneyiminin daha da ileri taşınacağını belirtti.
Çakar, kişiye özel ürün ve hizmet arzı ile ödeme sistemlerinde yapısal değişimin devam edeceğini belirterek, şu bilgileri paylaştı:
"Taşınabilir kişisel cihazlar ve biyometrik teyitler kullanılarak yapılan işlemler daha da artacak. İnsan faktörünün verimliliğini artıracak şekilde, yapay zeka ve yeni ürünler finans alanında daha fazla kullanılacak. Bankalar ile yeni hizmet sağlayıcı şirketler arasında hem rekabet hem iş birliği daha güçlü hale gelecek. Açık bankacılık işlemleri genişleyecek. Ülkemizin önündeki fırsatların farkındayız. Ekonomimiz büyüdükçe ve geliştikçe bankalarımız ve finansal sektörümüz büyümeye ve güçlenmeye devam edecek. Öngörülerimizdeki iyileşme geleceğe daha ümitli bakmamızı sağlıyor. Her zaman olduğu gibi ülkemize, en iyi şekilde hizmet etmenin gayreti içinde olacağız."
Ziraat Bankasının 2024'te de kredi ağırlıklı bilanço yapısını koruduğunu anlatan Çakar, tarım, üretim, yatırım ve ihracat sektörleri başta olmak reel sektörün finansmanını yoğun olarak sürdürdüğünü vurguladı.
Çakar, bilançonun ana fonlama kaynağı olan mevduatlarda TL payının artırıldığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ziraat Bankasının aktif toplamı 5,5 trilyon liraya yaklaştı ve nakdi kredileri 2,7 trilyon lirayı aştı. Mevduat dışı kaynaklarda özellikle yurt dışından kaynak temin edilerek önemli bir artış kaydedildi. Bu kaynaklar YP kredilerin finansmanında kullanılarak reel sektöre destek sağlandı. Ülkemizin cari dengesine katkı sağlayacak şekilde ihracat kredilerine odaklanılarak ihracata en fazla destek sağlayan banka olduk. Tarım ve üretim sektörleri ile KOBİ’lere uygun finansman çözümleri ile destek vermeye devam ettik. 2024 yılı, finansal ve operasyonel göstergeler açısından oldukça başarılı bir yıl olarak değerlendirilebilir."
Tarıma sunulan desteğin 600 milyar lirayı aşması bekleniyor
2024 yılı üçüncü çeyrekte tarım sektörüne sağlanan kredi büyüklüğünün 527 milyar lirayı aşarak güçlü bir büyüme gösterdiğine işaret eden Çakar, yıl sonunda 600 milyar liralık hedefin aşılmasının öngörüldüğünü ve bu durumun bankanın tarım sektörüne verdiği önemi ortaya koyduğunu anlattı.
Çakar, tarım kredilerinin daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağlamak adına, yenilikçi çözümler ve modeller geliştirdiklerini, finansmana erişimde zorluk çeken kadın ve genç girişimcilere yönelik kadın çiftçi kredisi ve genç çiftçi kredisi gibi ürünlerin devreye alındığını ve dijital kanallarla daha hızlı ve erişilebilir sistemler oluşturulduğu bildirdi.
2024 yılında bu alanda yapılan çalışmalara değinen Çakar, Ziraat Çiftçi Platformu mobil uygulamasının hayata geçirildiğini, Dünya Çiftçiler Günü kapsamında Tarım Ekosistemi Buluşmaları'nın üçüncüsünün düzenlendiğini belirterek şöyle devam etti:
"Ziraat Bankası, tarım kredilerindeki büyüme performansı ve finansmana erişimde yenilikçi yaklaşımları ile sektöre öncülük etmeye devam etmekte ve tarımın finansmanını ana iş kolu olarak görmektedir. Bu bağlamda, yıl sonu hedeflerini aşma öngörüsü ve farklı kesimlere özel çözümler geliştirme stratejisi, bankanın sektördeki liderliğini ve sürdürülebilir büyüme vizyonunu bir kez daha teyit ediyor."
"Bankanın dış ticaret hacminden aldığı pay yüzde 20'ler seviyesinde"
Alpaslan Çakar, Ziraat Bankasının ekonomiye katkı sağlama misyonu doğrultusunda ihracatçı firmalara desteğini 2024'te de artırarak sürdürdüğünü söyledi.
İhracatçıların işlerini kolaylaştırmak için geliştirilen yenilikçi ürün ve hizmetlerle teknolojik güncel çözümler sunduklarını dile getiren Çakar, şu bilgileri paylaştı:
"Bankanın ülkemizin toplam dış ticaret hacminden aldığı pay, yılın üçüncü çeyreği itibarıyla yüzde 20’ler seviyesine ulaştı. Bu oran bankanın dış ticaret finansmanındaki rolünün güçlenmeye devam ettiğini göstermektedir. Nitelikli insan kaynağı ve müşteri odaklı bir yaklaşımla, ülke ihracatından aldığımız payı artırarak ihracatın finansmanında sektör lideri olduk. Bundan sonra da benimseyeceğimiz iş modelimizde de ülkemiz ihracatına destek ana önceliklerimizden birisi olmaya devam edecek."
Çakar, ihracatçılara sağlanan finansal desteklerin yanı sıra dijital çözümler ve hızlı kredi süreçleriyle de müşteri memnuniyetini artırmayı hedeflediklerini belirterek bu doğrultuda bankanın ihracat finansmanındaki rolünün, stratejik hedeflerle uyumlu bir şekilde büyümeye devam ettiğini anlattı.
"Eurobond ve tahsisli satış yoluyla ihraçların artarak sürmesini bekliyoruz"
Ziraat Bankasının NPL oranının yüzde 1,2 ile sektör ortalaması olan yüzde 1,9'un altında seyrettiği anlatan Çakar, "Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) devreye aldığı kredi borcu yapılandırması kapsamında 25 bin 935 kişinin 3,25 milyar lira tutarındaki borcu yapılandırıldı. Bu adım, bireysel ve kurumsal müşterilerin finansal sürdürülebilirliğini desteklemekle birlikte, kredi risklerinin etkin bir şekilde yönetilmesine de olanak sağladı." dedi.
Çakar, 2025 yılında da uluslararası programlar altında eurobond ve tahsisli satış yoluyla ihraçların artarak sürmesini beklediklerini kaydetti.
Rating hassasiyeti olan bazı ülke yatırımcılarının daha aktif olduğunu ve Türk bankacılık sektörünün mali yapısı, aktif kalitesi, likidite, karlılık ve sermayesiyle güçlü görünümünün cazip olacağını beklediklerini ifade eden Çakar, son dönemde zorunlu karşılıklardaki düzenlemelerin etkisiyle ihraç vadelerinin 6 aydan 1 yıl ve üzerine doğru kaymasını öngördüklerini bildirdi.
"Dijitalde gerçekleşen her 5 işlemden biri Ziraat Bankasının"
Alpaslan Çakar, yaklaşık 23 milyon müşterinin ve Türkiye’de 18 yaş üzerindeki nüfusun 3'te 1'inin Ziraat Mobil’i aktif kullandığına dikkati çekti.
Türkiye'de banka dijital kanallarından gerçekleşen her 5 işlemden birinin Ziraat Bankası dijital kanalları üzerinden yapıldığını anlatan Çakar, tüm işlemlerin yüzde 96’sının şube dışı kanallardan gerçekleştiğini söyledi.
Çakar, dijital alandaki güç ve deneyimlerini hem mevcut kanalları daha da zenginleştirmek hem de yeni iştiraklerle geleceğin altyapılarını da oluşturduklarını belirterek şu bilgileri paylaştı:
"Ziraat Dinamik Banka, Ziraat Bankasının geleceğe yaptığı stratejik bir yatırım konumunda. Dijital doğan bir banka olarak; yenilikçi teknolojilere dayalı ürün ve hizmetlerle, finans grubumuz içerisinde sinerji oluşturmasını, analitik ve teknolojik çözümlere dayalı bankacılığı birinci önceliğine alan bir banka olmasını hedefliyoruz. Ziraat Pay ise finans grubumuzun müşterilerine yeni ödeme alternatifleri sunmak, nakit kullanımını asgari seviyeye indirmek ve kayıtlı ekonomiye geçişe katkı sağlamak hedefiyle kuruldu.Banka şubelerine uğramadan mobil uygulama, cüzdan ve ön ödemeli kart edinimi gibi uçtan uca dijital olan tamamlayıcı ürünler ile Ziraat Finans Grubu ürün gamını daha da güçlendirmiş olacağız."
Ziraat Bankasının açık bankacılık hizmetlerini Türkiye’de müşterilerine ilk sunan bankalar arasında yer aldığını ifade eden Çakar, bu alandaki çalışmaların ilerleyen dönemde, farklı sektörlerin de katılımıyla birlikte açık finansa doğru evirileceğini düşündüklerini anlattı.
Çakar, kripto varlıklar ve blok zincir teknolojisine değinerek "Müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerini de dikkate alarak dijital varlık saklama ve borsa hizmeti verme konusunda gerekli değerlendirme ve geliştirme çalışmalarını sürdürüyoruz." dedi.
2025’te çevre dostu projeleri finanse etmeye devam ederek yeşil finansman alanında önemli bir aktör olmayı amaçladıklarını söyleyen Çakar, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve çevre dostu tarım uygulamalarına yönelik kredilerin büyüklüğünü artırmayı hedeflediklerini, sürdürülebilirlik odaklı tahvil ihraçlarıyla uluslararası piyasalardan daha fazla kaynak sağlanmasının planlandığını dile getirdi.
2025 hedeflerine ilişkin Çakar, şunları kaydetti:
"2025 yılı için Ziraat Bankası olarak, büyüme stratejisini stratejik sektörlere odaklayarak dijitalleşme ve sürdürülebilirlik ekseninde şekillendirmeyi planlıyoruz. Bankamız, Türkiye ekonomisinin güçlü ve dengeli bir şekilde büyümesine katkı sağlama misyonu doğrultusunda yeni yatırım alanlarını belirlemiştir. Tarım sektörü başta olmak üzere OVP'de de vurgulanan yatırım-üretim-istihdam-ihracat ve büyüme odaklı sektörleri temel öncelik olarak aldık. Bu doğrultuda bir süredir uyguladığımız seçici kredi politikamızı devam ettireceğiz."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com