AB'nin vatandaşlarına '72 saatlik malzeme stoklaması' önerisi tartışmaya yol açtı

AB'nin vatandaşlarına '72 saatlik malzeme stoklaması' önerisi tartışmaya yol açtı

Avrupa Birliği'nin yeni "hazırlıklılık" planı bazı kesimlerce savaş çığırtkanlığı olduğu gerekçesiyle eleştirilirken tehlikenin yalnızca savaş olmadığına ve iklim felaketlerinin arttığına dikkati çeken taraflar stratejiye destek veriyor

Brüksel

Hemen hemen her Avrupa ülkesi, son aylarda benzeri görülmemiş bir şekilde vatandaşlarını savaş, siber saldırılar ve aşırı iklim olayları gibi krizlere karşı hazırlanmaya çağırıyor.

Fransa ve Almanya ile İskandinav ve Baltık ülkeleri İsveç, Norveç ve Danimarka bu işe öncülük yapıp vatandaşlara "hayatta kalma rehberleri" dağıtıyor, acil durum kitlerinin stoklanması konusunda tavsiyelerde bulunuyor. Hatta AB'ye ev sahipliği yapan Belçika, vatandaşlarını bodrumları sığınaklara dönüştürmeye teşvik ediyor.

Bu uyarılar, jeopolitik gerilimlerin tırmandığı, kritik altyapıların artan ölçüde siber tehditlerle karşı karşıya kaldığı ve sellerden yangınlara, iklim felaketlerinin sıklaştığı bir dönemde yapılıyor.

Üye ülkelerin ulusal çabalarını koordineli hale getirmeyi amaçlayan AB de geçen ayın sonunda yeni "hazırlıklılık" stratejisini duyurdu.

Strateji; "hastaneler, okullar, ulaşım ve telekomünikasyon gibi temel hizmetler için asgari hazırlık kriterlerini geliştirme, kritik ekipman ve malzemelerin stoklanmasını artırma, iklim adaptasyonunu ve su gibi kritik doğal kaynakların bulunabilirliğini artırma, mevcut kriz yapıları arasındaki entegrasyonu iyileştirmek için bir 'AB Kriz Merkezi' kurma, silahlı kuvvetleri, sivil korumayı, polisi, güvenliği, sağlık çalışanlarını ve itfaiyecileri bir araya getirerek düzenli ve AB çapında hazırlık tatbikatları yürütme, temel malzemelerin, malların ve hizmetlerin hızlı bir şekilde bulunmasını sağlama ve kritik üretim hatlarını güvence altına almak için işletmelerle acil durum protokolleri oluşturma" gibi unsurları içeriyor.

Halkın acil durumlarda asgari 72 saat boyunca temel malzemeleri bulundurması konusunda uyarıldığı strateji, "NATO gibi stratejik ortaklarla askeri hareketlilik, iklim ve güvenlik, ortaya çıkan teknolojiler, siber, uzay ve savunma sanayisi konularında çalışılmasını" da tavsiye ediyor.

Yeni stratejide önerilen her hanenin bulundurması gereken "hayatta kalma kiti" en az 3 gün bozulmayan yiyecek ve içme suyu, pille çalışan el feneri, yedek piller, powerbank'ler, radyolar, tıbbi malzemeler, hijyen kitleri, kimlik gibi temel belgeler, sıcak tutan giysiler, battaniyeler ve yerel acil durum irtibat listelerinden oluşuyor.

"72 saat"

Stratejinin 72 saatlik kriz durumu hazırlığı unsuru, ilk günden bu yana Avrupa basınında yankılandı.

Kıtanın dört bir yanından yüksek tirajlı gazeteler AB'nin 450 milyon vatandaşını yakın bir tehdide karşı uyardığı yorumlarını yaptı.

AB'nin yeni stratejisi, Avrupa Parlamentosu üyelerinin de odağında yer aldı.

Konu üzerine AP'de düzenlenen Genel Kurul oturumunda daha çok aşırı sağcı partilerin mensubu milletvekilleri, AB Komisyonunu korku salıp savaş çığırtkanlığı yapmakla suçladı.

Oturumda söz alan Avrupa'nın Vatanseverleri grubu üyesi Macar milletvekili Kinga Gal, stratejiyi "savaş histerisi" olarak nitelendirdi.

"Şu an yakın bir tehlike yok"

AA muhabirine değerlendirmede bulunan Danimarkalı AP Milletvekili Stine Bosse ise "Elbette hepimiz bunun asla ihtiyacımız olmayacak bir şey olmasını umuyoruz ancak sel, fırtına, yangın gibi durumlarda bile bir tür hazırlıklı olmak fena fikir değil." ifadesini kullandı.

Stratejinin arka planıyla ilgili bilgi veren bir AB Komisyonu yetkilisi de "Şu an yakın bir tehlike yok. Hazırlık stratejisi gelebilecek farklı türden felaketlere yöneliktir." dedi.

72 saatin her türlü felakette kritik öneme sahip bir zaman dilimi olduğunu vurgulayan yetkili, "Krizin ilk saatlerine hazırsanız elektrik kesintisi, doğal afet, siber saldırı veya başka bir şey olsun, onu daha iyi yönetebilirsiniz." diye konuştu.

Siyasi motifli...

Brüksel kulislerinde AB'nin bu kılavuzu yayınlama kararının arkasında kısmen NATO'nun güvenilirliği ve Amerikan askeri desteğinin garantisindeki azalmanın getirdiği belirsizlik olduğu konuşuluyor.

Zira Donald Trump yönetimindeki ABD'nin daha izolasyonist bir duruş sergilemesi, NATO'nun birliğinin zorlanmasıyla değişen jeopolitik iklimde, Avrupa'nın gelecekteki krizlerde kendi başının çaresine bakmak zorunda kalabileceğinden korkuluyor.

Doğal afetler, artan sıcaklık anomalileri...

Diğer yandan Avrupa'nın son iki yıldır olağan dışı hava olaylarıyla karşılaşmasının da stratejinin motivasyonlarından biri olduğu değerlendiriliyor.

Avrupa genelinde görülen sel ve sıcak hava dalgalarından milyonlarca kişi etkilendi.

AB'nin uydu izleme sistemi Copernicus'a göre 2024, dünyada kayıtlara geçen "en sıcak" yıl olurken sıcaklıkların küresel ortalamanın yaklaşık 2 katı artmasıyla en hızlı ısınan kıta ise Avrupa olmuştu.

2023'te 63 kişi fırtınalardan, 44 kişi sellerden ve 44 kişi de yangınlardan ötürü hayatını kaybetmiş, ekonomik kayıplar ise 13,4 milyar avroyu aşmıştı.

Seller, yaklaşık 1,6 milyon kişiyi, fırtınalar yaklaşık 550 bin kişiyi, orman yangınları ise 36 bin kişiyi etkilemişti.

Kaynak: AA

.

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
...