LİVNO
Bosna Hersek'te başkent Saraybosna'dan sonra en fazla kubbeli caminin bulunduğu küçük Livno şehri, bu bölgede Osmanlı mimarisinin ruhunu yaşatmaya devam ediyor.
Evliya Çelebi'nin "Seyahatname" isimli eserinde de bahsettiği Livno, halk arasında "kubbeli camiler şehri" olarak da adlandırılıyor.
Bugün nüfusunun büyük çoğunluğunu Katolik Hırvatların oluşturduğu Livno, geçmişten günümüze farklı etnik ve dini grupların bir arada yaşadığı bir şehir olma özelliği taşıyor.
Livno Başimamı Mahir Kevric, Osmanlı döneminde Livno'nun önemli bir merkez olduğunu belirterek, o dönemde Saraybosna'da inşa edilen önemli mimari eserlerin Livno'da da yapıldığını anlattı.
Osmanlı döneminde Livno'da beş kubbeli cami inşa edildiğini aktaran Kevric, "Bu camilerin tamamı Bosna'daki son savaşta hasar gördü. Savaşın ardından üç cami restore edilip yeniden ibadete açıldı. Diğer ikisinin restorasyonu için gerekli prosedürler bekleniyor." dedi.
Hacı Ahmet Dukatar, Bali Ağa ve Lala Paşa camilerinin restore edildiğini dile getiren Kevric, "Hacı Ahmet Dukatar Camisi yılın her günü ibadete açık. Bali Ağa Camisi ise sadece ramazan aylarında kapılarını açıyor." diye konuştu.
Şehirdeki kubbeli camilerin tipik birer mahalle camisi olduğunu söyleyen Kevric, camilere en fazla 200 kişinin sığabildiğini ifade etti.
"Livno'da toplam 13 cami var..."
Livno'da toplam 13 cami bulunduğunu anlatan Kevric, bütün bu camilerin 16. yüzyılda inşa edildiğine dikkati çekti.
Kevric, Lala Paşa Camisi'nin dönemin sancak beyi Sokollu Mustafa tarafından inşa edildiğini belirterek, "Beylik Camisi olarak da anılan bu cami, güneşin hareketine göre inşa edilmiş. İçerisinde güneş saati de var. Savaş zamanı hasar gören camide de beş vakit namaz kılınıyor." dedi.
Restorasyon için bekleyen Sinan Çavuş ve Firdevs camilerinin temellerinin bulunduğu alanların temizlendiğini anlatan Kevric, restorasyonda bazı maddi imkansızlıklar yaşadıklarını ifade etti.
Kevric, ramazanların insanları birleştirici bir ruha sahip olduğunu vurgulayarak, Livno'da ramazan boyunca toplu iftarlar ve sohbetler gibi faaliyetler yaptıklarını dile getirdi.
İftarların bütünleştirici bir özelliği olduğunu söyleyen Kevric, Osmanlı mirası Hacı Ahmet Dukatar Camisi'nde hafta sonu İstanbul Eğitim ve Kültür Derneği iş birliğinde 500 kişilik bir iftar vereceklerini ifade etti.