İzmir
İklim değişikliğine bağlı artan sıcaklıklar, yetersiz yağışlar ve bilinçsiz tüketime bağlı nedenler barajlardaki su seviyelerini olumsuz etkiliyor. Kentte son yıllarda tam doluluk oranına ulaşamayan önemli içme suyu barajları, 2025'in ilk yarısında da beklediği yağışları bulamadı.
İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün 10 Temmuz verilerine göre, kentin tüm barajlarındaki doluluk oranı, geçen yılın aynı ayına göre azaldı.
????Normal şartlarda şehrin içme suyunun yaklaşık yarısının karşılandığı en önemli su kaynaklarından Tahtalı Barajı'nda doluluk oranı geçen yıl aynı dönemde yüzde 25 seviyesindeyken bu yıl yüzde 10,6 olarak kayıtlara geçti.
Bu arada suyun çekildiği baraj havzasındaki alanlarda ineklerin otladığı görüldü.
İzmir'in turistik ilçelerinden Çeşme'ye su sağlayan Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı yüzde 27'den 6'ya, Balçova Barajı yüzde 58'den 30'a, Güzelhisar Barajı yüzde 78'den 60'a, Gördes Barajı yüzde 9'dan yüzde 1'in altına, Ürkmez Barajı ise yüzde 33'ten yüzde 16'ya kadar geriledi.
Bu durum, içme su ihtiyacının karşılanmasında yer altı su kaynaklarına yönelmeye neden oldu.
Yılbaşından bu yana kentin su ihtiyacının yaklaşık yüzde 55'i yer altı, yüzde 45'i ise yüzeydeki su kaynaklarından sağlanıyor. Var olan su kuyularında kullanım artarken, yeni kuyular açılması için de çalışmalar sürüyor.
İzmir kent merkezinde 93 kuyudan su temin edilirken, çeşitli nedenlerle kullanılmayanların yerine ise 20 yeni kuyu açma çalışmaları devam ediyor.
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Uluslararası Su Kaynakları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alper Baba,
yağışların azlığı, nüfus artışı, kentleşme ve iklim değişikliğiyle yer altı sularının daha çok kullanılmasına neden olduğunu söyledi.
Türkiye'nin yağış rejiminin çok değiştiğine işaret eden Baba, "Doğuda yağışlar hızlı ve ani olurken batıda gittikçe azaldı ve barajların su seviyeleri çok düştü. Çoğu alanlarımız kurudu. Maalesef bazı havzalarda, örneğin Gediz Havzası'nda Gölmarmara Gölü gibi alanlar şu anda kurumuş durumda. Biz artık barajlardan değil yer altı sularından yararlanır duruma geldik. Dolayısıyla su çekimleri çok fazla. Bunun çok iyi kontrol altına alınması gerekiyor." dedi.
Baba, plansız yer altı suyu kullanımının olumsuz etkilerinden kaçınmak için alınması gereken önlemlere dikkati çekti.
Su tasarrufunda herkese sorumluluk düştüğünün altını çizen Baba, "Birincisi tarım sektörü, sulamalarını sabah erken veya akşam geç saatlerde yapmalı. Çünkü diğer saatlerde buharlaşma çok yüksek, su kayıpları çok fazla olur. İkincisi arıtma sistemleriyle sularımızı en iyi şekilde arıtıp bunları tekrar sisteme sokmalıyız. Üçüncüsü turizm sektöründe su tüketimlerinin azaltılması gerekiyor. Örneğin İzmir'de kişi başı günlük su tüketim 170 litre iken turistik bölgelerde bu oran 500 litreye kadar çıkıyor." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com