Trabzon
Trabzon'da baba mesleği fotoğrafçılığa tutkusunu antika makineler ve materyallerle zenginleştiren Trabzon Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Aytaç Burak Dereli, oluşturduğu koleksiyonunu, öğrencilerine fotoğrafçılığın teknik ve tarihsel yönlerini öğretmek için kullanıyor.
Fotoğrafçılığa ilgisi, babasının yıllarca fotoğrafhane işlettiği çocukluk yıllarına dayanan Dereli, 10 yaşından itibaren geçmiş dönemlere ait fotoğraf makineleri ve fotoğrafçılıkla ilgili her türlü unsuru toplamaya başladı.
Yaklaşık 23 yılda 1000 fotoğraf makinesi, gazete ve fotoğrafçılık ürünlerinden oluşan 20 bin parça ve 12 bin pul biriktirerek koleksiyon oluşturan Dereli, bu koleksiyonları derslerinde kullanarak öğrencilerine farklı bir eğitim sunuyor.
Derslerde öğrencilerin eski fotoğraf makineleri ve materyallerle tanışmalarını sağlayan Dereli, bu sayede öğrencilerine fotoğrafçılığın teknik ve tarihsel yönlerini de öğretme imkanı buluyor.
"Amacım aslında tarihsel bir koleksiyon yapmaktı"
Fotoğrafçılığı sadece teorik değil, pratik olarak da öğreten Trabzon Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Aytaç Burak Dereli, babasının yıllarca fotoğrafhane işlettiğini söyledi.
Fotoğrafçılığa ilgisinin o dönemden itibaren başladığını dile getiren Dereli, "Babamla karanlık odaya girmek, o fotoğraf tecrübesini yaşamak, bende fotoğrafı sadece bir ticari veya akademik argüman dışında tamamen bir tutku haline dönüştürdü." ifadesini kullandı.
Dereli, bu kapsamda da küçük yaşlardan itibaren koleksiyon oluşturmaya başladığını aktararak, "10 yaşından itibaren fotoğraf makineleri veya fotoğrafçılıkla alakalı aklınıza gelebilecek bütün unsurları topluyorum. Objektifler, çekilmiş fotoğraflar, fotoğraf koleksiyonları gibi çeşitli türde cihazı topluyorum." dedi.
Amacının aslında tamamen tarihsel bir koleksiyon yapmak olduğuna dikkati çeken Dereli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Zamanla sadece fotoğraf ürünleri değil onun yanında özellikle iletişim fakültesinde akademisyen olmamızın da getirdiği farkındalıkla efemera (gündelik yaşama ait kısa ömürlü küçük ve geçici belgeler), dergiler, yani iletişimsel olarak aklınıza gelebilecek çeşitli türleri, iletişim araç ve aygıtlarını toplama ve koleksiyon oluşturma formuna doğru dönüştü. Bu bağlamda İletişim Fakültesinde de bir takım teknik dersleri vermemizden ötürü dedik ki 'Elimizde ciddi bir koleksiyon oluştu, derslerimizde bunları kullanabilir miyiz? Öğrencilerimize nasıl faydalı oluruz?' Özellikle temel fotoğrafçılık veya basın fotoğrafçılığı gibi derslerde öğrencilerimizle bu cihazları buluşturmaya başladık."
"Temel amacımız öğrencilere fotoğrafın temel mantalitesini, gelişme süreçlerini öğretebilmek"
Dereli, fotoğrafçılığı sadece teorik değil, pratik olarak da öğretmek için yola çıktığına işaret ederek, "Derslerin verimli olduğunu gördük. Arkadaşların özel ilgi alanları da oluşmaya başladı. Bu şekilde koleksiyonumuzu geliştirerek büyütmeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Koleksiyondaki en önemli eserin Mayıs 1916'da üretilmiş Kodak'ın Brownie makinesi ile ondan eski efemeralar olduğunu belirten Dereli, "Fotoğraf ve fotoğrafçılık üzerine 1000 fotoğraf makineminiz mevcut. Efemera olarak, dergi, gazete ve fotoğrafları düşündüğümüzde 15 bin parça ve bunun dışında 12 bin pulumuz mevcut." ifadesini kullandı.
Dereli, koleksiyonla üniversite çatısı altında bir iletişim müzesi kurmak istediklerini vurgulayarak, "Üniversitemizde İletişim Fakültesi yöneticileriyle görüştük ve 'Biz bunları koleksiyon şeklinde bir müzeye dönüştürebilir miyiz?' dedik. Sağ olsunlar, dekanlığımız bu konuda bizlere destek oldu. İlk etapta geçici bir müze şeklinde fakültede değerlendirmeyi düşünüyoruz. Sonrasında da profesyonel bir müzeye dönüştürebilirsek ne mutlu bize." şeklinde konuştu.
Derslerdeki temel amaçlarının öğrencilere fotoğrafın temel mantalitesini, gelişme süreçlerini öğretebilmek olduğunu anlatan Dereli, "Temel dersler artık dijitalleştiği için doğrudan dijital süreçlerden başlıyoruz. Biz o dijitale gelesiye kadar ki çalışma prensibini bu ekipmanlarla onlara aktarabilirsek, o zaman öğrencilerimizin teknik açıdan hiçbir problemi kalmıyor." dedi.
"Öğrenmemizi daha iyi pekiştirmemizi sağladı"
Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü 3. sınıf öğrencisi İrem Hisoğlu da fotoğrafçılık dersini Aytaç Burak Dereli'den almalarının kendileri için büyük avantaj olduğunu söyledi.
Fotoğrafçılığı bu şekilde ürünlerle öğrenmenin kendilerine yarar sağladığına dikkati çeken Hisoğlu, "Hocamızın büyük bir koleksiyonu var ve bunları hiç sakınmadan bütün derslerinde getirerek öğrenmemizi daha iyi pekiştirmemizi sağladı. Fotoğraf makineleriyle içli dışlı olduk." diye konuştu.
Hisoğlu, günümüzdeki dijitalleşmeye de işaret ederek, şunları söyledi:
"Şu anda günümüz şartlarını dijitalleşmeyle fotoğrafçılığın nasıl ilerlediğini çok fazla anlamayan bir nesiliz. Fotoğraflarımızı sadece telefon kapsamında çekiyoruz. Aytaç hocamız sayesinde biraz da fotoğrafların nasıl bu şekle gelebildiğini öğrenmiş olduk. Fotoğraf makinesi çıkmadan önce bu kimyasallarla nasıl baskı yapılabildiğini öğrendik ve bunun bize çok büyük katkı getireceğini düşünüyorum."
"Derslerden sonra fotoğrafa ilgim arttı"
Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü son sınıf öğrencisi Erkan Kaya da fotoğrafa ilgisinin fotoğrafçılık dersini aldığı günden itibaren değiştiğini ifade etti.
Aytaç Burak Dereli'nin dersleri, koleksiyonundaki makine ve materyallerle anlattığına dikkati çeken Kaya, o derslerden sonra fotoğrafa ilgisinin arttığını kaydetti.
Kaya, fotoğrafçılık konusunda ilerlemek istediğini belirterek, "Bu alanda ilerleyebileceğimize, bu alandan meslek sahibi olabileceğimize kanaat getirdik. Şu anda da zaten belli başlı kişilerden kurs alma gibi bir hedefimiz var. Yani olabilirse çok güzel olacak. Bizim için hem bir iş kapısı hem de bir hobi olmuş olacak. Buradan tekrar Aytaç hocamıza teşekkür ediyoruz. Belki de bizi bu konular hakkında bilgilendirmese, koleksiyonunu getirmese ilgimiz artmayacaktı." dedi.