Hatay
Şam Üniversitesinden mezun olduktan sonra 1998'de ülkesinde göreve başlayan Tavil, Humus Adalet Dairesinde farklı kademelerde çalıştı.
BM Raportörü Edward: Esed'in adaletle yüzleşmesinin zamanı geldi
2011 yılında halkın özgürlük taleplerinin şiddet yoluyla bastırılmak istenmesi üzerine patlak veren iç savaşta rejimin gayrimeşru kanunları nedeniyle işini bırakan ve 2013'te de ailesiyle Türkiye'ye sığınan Tavil, 2017'de ülkesine dönerek DEAŞ'tan temizlenen Cerablus'ta ilk mahkemeyi kurdu.
Burada başsavcı olarak görev alan Tavil, bir yılın ardından Zeytindalı Harekatı ile terör örgütü PKK'dan temizlenen Afrin ilçesinin Cinderes beldesinde mahkemenin kurulmasını sağladı.
Burada da hakim olarak görevine devam eden Tavil, 61 yıl süren Baas rejiminin devrilmesiyle göreve ilk başladığı Humus Adalet Dairesi önünde şükür namazı kıldı.
Suriye'de adil hukuk sistemi kurulmasında etkin rol alacak Tavil, Beşşar Esed'in de ülkesinde yargılanmasını talep ediyor.
Esed'in hak ettiği cezaları Suriyeli hakimlerin vermesini istiyor...
Abdulhay el-Tavil, Cinderes Mahkemesinde terör örgütleriyle mücadele ettiğini söyledi.
Özellikle PKK ve DEAŞ suçlularının yargılanmasını sağladığını anlatan Tavil, "Amacım öncelikle bu bölgelerdeki istikrarı desteklemek ve adaletin uygulanmasını sağlamak. Ayrıca Türkiye sınırına yakın bölgelerdeki DEAŞ ve PKK teröristlerini takip etmek. Cinderes Mahkemesi açıldı ve şükürler olsun Suriyeli hakimler olarak bu bölgelerde adaleti tesis edebildik. DEAŞ ve PKK terör örgütlerine mensup birçok terörist yakalanarak yargılandı." dedi.
Tavil, Beşşar Esed zamanında yargının, adalet kurumu gibi değil de sanki bir güvenlik kurumuymuş gibi çalıştığını, Baas rejiminin o süreçte keyfi ve yasa dışı bir şekilde insanları öldürmeye başladığını belirterek şöyle konuştu:
"Bu suçlu rejim milyonlarca Suriyeliyi evlerinden etmiş ve yüzbinlerce insanı da öldürmüştür. Duygularım, bu suçlunun kaçmasından dolayı herhangi bir Suriyeli vatandaşın hissettiği büyük sevinçle aynıdır. Beşşar Esed, yasaların dışında hareket ediyordu. Beşşar Esed'in yargı ve hukuk sistemi de devrim döneminde yasaların dışında çalışıyordu. Beşşar Esed, baskıcı yetkilerini destekleyen yasalar çıkardı.
Bu nedenle şu anki hedefim, bir Suriyeli hakim olarak halkımın adaletini sağlamak, Suriye halkına zarar veren suçluları yargılayarak bu rejimin ve suçlu unsurlarının mağdurlarına haklarını teslim etmektir. Beşşar Esed'in geri dönüp Suriye'de yargılanmasını ve Suriyeliler tarafından uygulanacak hukukun ona da uygulanmasını umuyorum. O hak ettiği cezaları, Suriyeli hakimler tarafından uygulanacak kanunla almalıdır."
"Sednaya dünyanın en acımasız cezaevlerinden biri"
Sednaya Hapishanesi ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Tavil, buranın askeri bir cezaevi olduğunu ifade etti.
Tavil, Esed'in cezaevini ona karşı direnenleri hapsedecek şekilde kullandığını ve burayı tüm Suriyeliler için bir hapishaneye dönüştürdüğünü dile getirerek sözlerini şöyle bitirdi:
"Bu cezaevi, dünyanın en acımasız cezaevlerinden biri ve burada savaş suçları ve insanlığa karşı suçların işlendiği ortaya çıkmıştır. Beşşar Esed ve onunla çalışanlar, uluslararası hukuk çerçevesinde savaş suçlusu ve insanlığa karşı suç işleyenler olarak takip edilmelidir. Beşşar Esed, devrimden sonra 'terör mahkemeleri' adıyla yeni yasalar ve mahkemeler kurdu.
Tabii ki bu mahkemeler yasaların dışında çalışıyordu ve istihbarat servislerinin ve yönetimin emirlerini yerine getiriyordu. Bu nedenle, Sednaya Hapishanesi ve Suriye'deki birçok cezaevi, yasal çerçeve dışında ölüm cezaları ve öldürme kararlarını uygulayan yerlerdi. Yani Beşşar Esed devrimden sonra bu tür istisnai mahkemeleri kurdu."