Edirne
Edirne'de her yıl Sarayiçi Er Meydanı'nda gerçekleştirilen Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nde, çayıra çıkan pehlivanlar güreşe başlamadan önce peşrev sergiliyor.
"Peşrev" kelimesi, "önde gelen", "önce yapılan" anlamına gelirken, güreşin yalnızca fiziksel bir müsabaka değil, bir değerler bütünlüğü olduğuna işaret ediyor.
????Pehlivanlar, müsabakaya başlamadan önce rakipleriyle kol bağlayarak dua ediyor. Bu hareket, kardeşlik, centilmenlik ve tevazu gibi değerleri simgeliyor.
Her adımın bir anlamı var
Peşrevde yapılan üç geri adım, "hak, adalet, aşk" karşısında boyun eğmeyi, ardından gelen üç ileri adım ise, "şehitlik, hakkın rızası ve insanların duası" için mücadeleyi simgeliyor.
Diz çöküp temenna eden pehlivan, elini üç kez toprağa, dudağına ve alnına götürerek tevazu gösteriyor. Bu hareket, "Güç geçici, topraktan geldik, toprağa döneceğiz" düşüncesini yansıtıyor.
Pehlivanlar, peşrev sırasında doğadan esinlenen figürlerle rakiplerine gözdağı verirken, seyircilere de görsel bir şölen sunuyor. At gibi sıçrayan, kartal gibi kollarını açan, kurt gibi rakibine yaklaşan pehlivan, vücudunu yay gibi gerip ardından ok misali çayıra atılıyor.
Güreşe başlamadan önce yapılan karşılaşmalarda rakipler birbirlerinin paçalarına ve enselerine dokunarak, "Sana hile yapmayacağım, bu mücadele mertçe geçecek." mesajı veriyor.
Çayırda peşrev sırasında rakiple her karşılaşma farklı anlamlar taşıyor. Helallik almak, yağın doğruluğunu kontrol etmek ve centilmenlik vurgusu bu anlamların başında geliyor.
Son Peşrevci: Şaban Yılmaz
Er meydanlarında peşrevleriyle iz bırakan Manisalı Arap Mustafa Yıldız, Çanakkaleli Mustafa Seçilir, Toros Kaplanı Cengiz Elbeye gibi isimler hala güreş severlerin hafızasında yer alıyor.
Yakın dönemde ise, yaş haddi nedeniyle artık Kırkpınar'da güreşemeyen Şaban Yılmaz, peşrevleriyle tribünleri coşturan isimlerden biri olarak anılıyor.
Kartal peşrevi ile tüm seyirciden alkış ve davet alan Yılmaz,
peşrevin, güreşin yarısı olduğunu söyledi.
Güreşin olmazsa olmazı olan peşrevin, seyirciye vefa göstermenin yanı sıra birçok maneviyatı da içerdiğini ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu:
"Güreşe 12 yaşımda başladım. Bir arkadaşım 17-18 yaşlarındayken ‘boyun posun yerinde, peşreve çalışsan güzel peşrev çekersin’ dedi. Tavsiyesine kulak verdim. Her güreşte elimden gelenin en iyisini yapmaya gayret ettim. Seyirci beni bağrına basar, tezahürat ederdi. Ben de peşrevimle onlara vefamı gösterirdim. Sakatlandığımda, hatta aşil tendonum zarar gördüğünde bile, kartal peşrevimden vazgeçmedim."
Yılmaz, son dönemde içten gelen bir peşrev sergileyen pehlivanların yok denecek kadar azaldığını vurguladı.
Güreş seyircisi güreşin pek çok anlamının sergilendiği peşreviyle kendisini de coşturacak en iyi peşrevcileri bekliyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com