Yaz tatilinde yanlış zaman yönetimi akran zorbalığını tetikliyor

Yaz tatilinde yanlış zaman yönetimi akran zorbalığını tetikliyor

Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü İpek Coşkun Armağan,"Biz, serbest zaman yönetimini bilmiyoruz. Bağımlılıkların pek çoğunun arkasında yatan husus ve sosyolojik olarak da serbest zaman yönetimiyle ilgili sıkıntı olduğunu düşünüyoruz." dedi.

Istanbul

Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü İpek Coşkun Armağan, serbest zaman yönetimi yapamayan birçok anne baba için yaz tatilinin kadim problem haline dönüştüğünü, bu süreçte çocuklar arasında "dijital bağımlılık" ve "dijital zorbalık" kavramlarının tetiklendiğini bildirdi.

????

Armağan,
yaz tatilinde çocukların ekran bağımlılığı ya da dijital davranış bozukluklarının yakından hassasiyetle takip edilmesi gerektiğini söyledi.

Anne ve babaların okuryazarlık düzeylerinin önemli olduğunu belirten Armağan, birçok ebeveynin bu konuya korkarak baktığını, bilgiyi yanlış yerden aldığını ve meseleyi sadece ekran süresi olarak değerlendirdiğini dile getirdi.

Bunun çok büyük bir yanlış olduğuna dikkati çeken Armağan, yetişkinlerin dijital alışkanlıklarının da çocukları için sorun teşkil edebildiğini vurguladı.

Armağan, Enstitü Sosyal'de yaz tatili öncesi "dijital veli atölyesi" çalışması yaptıklarını aktararak, "Çünkü onların dijital okuryazarlıklarını arttırmak istiyoruz. 'Filtreleme sistemlerini nasıl yapıyorlar, bunu nasıl kullanabilirler, ekran sürelerini nasıl düzenleyebilirler, çocukların izlediği şeyleri nasıl takip edebilirler? Bunlarla ilgili somut çalıştaylar ve atölyeler yapılacak. Bu bizim için önemli." dedi.

Yetişkinlerin "iğneyi kendisine batıracağı" konuların altını çizen Armağan, şöyle devam etti:

"Aslında yetişkinlerin dijital davranışları da çok tutarlı değil. Hatta bağımlılıkları da oldukça yüksek. Burada anne ve babanın önce kendi davranışlarını düzeltmesi gerekiyor. Çocuğa 'Haydi bakalım, elinden telefonu bırak.' dedikten sonra anne veya baba telefonu üzerinden gezintiye devam ediyorsa bu sıkıntılı bir şey. Bir de mesele sadece telefon meselesi de değil. Yemek yiyeceğimiz zaman televizyonu kapatabilmek, yani 'evi, haneyi, sofralarımızı ekransızlaştırabilmek' bizim için çok önemli bir şey. Burada ama önce yetişkinin kendi net kararını vermesi gerekiyor."

Armağan, yaz tatilinde velilerin dijital bağımlılık konusundaki kaygılarının arttığını ifade etti.

Bu sürecin "Çocuğu ne yapacağız?" diyen veliler için kadim bir problem olduğuna işaret eden Armağan, "Dijital bağımlılık veya dijital davranış sorunları da onun bir çıktısı olarak ortaya çıkıyor. Biz, serbest zaman yönetimini bilmiyoruz. Bağımlılıkların pek çoğunun arkasında yatan husus ve sosyolojik olarak da serbest zaman yönetimiyle ilgili sıkıntı olduğunu düşünüyoruz." diye konuştu.

Armağan, öğrencilerin okul gibi giriş çıkış saati belli olan bir sistemden yaz tatilinde bir anda gün boyunca düzeni belirli olmayan akışa doğru sürüklendiğini anlattı.

"Çocuğun ilk düzeni bozulan şey uyku oluyor"

Velilerin öncelikle çocuklarının zaman yönetimini doğru yapması gerektiğini dile getiren Armağan, "Burada çocuğu bir spor etkinliğinden alıp öbür eğitime, piyanodan jimnastiğe götürülmesi anlamında söylemiyorum. Uykunun altını çizerek söylüyorum. Çocuğun ilk düzeni bozulan şey uyku oluyor ve onun düzensizliğinin getirdiği pek çok sorunlarla karşılaşıyoruz." ifadelerini kullandı.

Armağan, okul döneminde çocuğun bir uyku düzeninin olduğunu aktararak, şunları kaydetti:

"Çocuklar bir saat daha geç kalkabilir ama 4 saat daha geç kalkıp gecenin 3'üne kadar da uyumamazlık etmesi bizim isteyebileceğimiz bir şey değil. Çünkü şu an gençlerde ve çocuklarda uyku problemleri başlıca sorunlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Bizim ailelerden ricamız 'Lütfen, yaz tatilinde zaman yönetimi yapmayı bırakmayın ve çocuklara sorumluluk verin.' oluyor. Dijital bağımlılıklarla mücadele etmek istiyorsak çocuklara sorumluluk vermemiz gerekiyor. Eskiden çocuklar yaz tatilinde bir iş yerine çırak verilirdi. Çocuklar yaz tatilinde çalışarak deneyim kazanırdı. Bunlardan aileler çekinmesin. Çocukların bu tip deneyimler kazanmalarını, bir çalışma ortamına dahil olmalarını, evin işine, alışverişine, temizliğine katkı sağlamaları konusunda daha teşvik edici olun."

"Normun olmadığı yerde zorbalık, anormallik çıkar"

Aile içinde sakin, saygılı ve sevgi dolu ilişkilerin çocukların öz saygısını arttırdığına, alanına çok fazla girilen çocuklarda bunun yeterince oluşmayacağına, öz saygısı olmayan çocukların da her türlü zorbalığa açık hale gelebileceğine işaret eden Armağan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Okullarımızda 'Dijital normlar nelerdir?', 'Burada sınırlarımız nelerdir?' ile ilgili çok da fazla yönlendirmeler ve rehberlik yapmıyoruz. Bunu seminer veya eğitim verelim anlamında söylemiyorum. 'Günlük yaşantısında, sosyal medya ya da teknoloji kullanımında, toplumsal hayatta, kişisel hayatında sınırları nedir, nasıl olması gerekir?' sorusuyla ilgili Türkiye'de çok da fazla içerik yok O yüzden hep söylediğimiz şey, normun olmadığı yerde zorbalık, anormallik çıkar. O yüzden bizim dijital alanda, dijital dünyayla ilgili normlarımızın olması gerekiyor. Biz, Enstitü Sosyal olarak kurulduğumuz ilk süreçte bu normlarla ilgili bir belge çıkardık. Herkesin de takip etmesini tavsiye ederim. Çünkü normlarla davranışlar dönüştürülüyor, değiştiriliyor."

Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü Armağan, dijital bağımlılığı yüksek gençlerin sosyal hayata uyum sağlamakta da güçlük çektiğini kaydetti.

Çocukların bakışlarında ve iletişim dillerinde donukluk tespit ettiklerini anlatan Armağan, "Akademik başarı her zaman yanında sosyal başarıyı ya da sosyal gelişimi getirmeyebiliyor. Bireyselleşme çok yoğunlaştı. Çünkü internet ve ekranlar üzerinden bireysel öğrenme imkanı çok arttı. Biz akran öğrenme alanlarını biraz daha destekleyecek şekilde planlarsak bununla mücadele edebiliriz." dedi.

"Sosyal medya davranışlarını önce yetişkinlerin düzenlemesi gerekiyor"

Armağan, velilerin çocuklarını ders çalışmak için odaya kapatma hatasını çok yaptıklarını dile getirdi.

Sınav döneminde evine misafir almayan anne ve babalar olduğuna değinen Armağan, "Literatürde bunun karşılığı 'paranoyak anne babalık' veya 'helikopter anne babalık.' Bunun bir sürü tanımı var. Anne ve babaların bunlara girmemesi gerekiyor. Sosyal medya davranışlarını önce yetişkinlerin düzenlemesi gerekiyor. Onlar bu sistemin içine doğmadılar. O yüzden biz onlara 'dijital göçmen' diyoruz. Onlar biraz daha çocuklarına göre dijital dünyaya adapte olmaya zorlanıyorlar. Şu an ergenlik dönemindeki birçok çocuğun sosyal medya kullanımı anne ve babalarından mahremiyet anlamında çok daha iyi." değerlendirmesini yaptı.

Armağan, yazın çocukların deniz tatili yapmadan önce büyüklerin yanına gitmesinin yararlı olacağını anlattı.

Yetişkinlerin dijitalleşmeyi gençlerden ve çocuklardan öğrendiğinin altını çizen Armağan, "Bu zaten şu anda yaşadığımız aile içerisindeki otorite kaybının temel sebeplerinden birisi. Eskiden yetişkinlerin küçüklere, çocuklara öğrettiği mekanizma dijitalleşmeden dolayı şu anda tersine dönmüş durumda." ifadelerini kullandı.


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
...