AB üyesi bazı ülkeler Netanyahu'yu tutuklama yükümlülüğüne uymuyor

ÇOK OKUNAN HABERLER
AB üyesi bazı ülkeler Netanyahu'yu tutuklama yükümlülüğüne uymuyor

Uluslararası Ceza Mahkemesinin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında insanlığa karşı ve savaş suçları nedeniyle çıkardığı tutuklama emrine rağmen Avrupa Birliği üyesi bazı ülkeler, bu kararı uygulamama eğilimi gösteriyor.

Lahey

Tutuklama emrinden sonra Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın Netanyahu'yu ülkesine daveti ve kararı uygulamayı reddetmesi, İsrail Başbakanı'nın 3 Nisan'daki ziyareti sırasında da mahkemeden ayrılacaklarını açıklaması, UCM'ye duyulan güvenilirliği zedeliyor.

Netanyahu, Macaristan'a gerçekleştirdiği ziyaretin ardından 6 Nisan’da ABD'ye giderken UCM’nin tutuklama emrine rağmen Hırvatistan, Fransa ve İtalya hava sahasını da kullandı.

AB ülkeleri bölünmüş durumda

Bazı AB ülkelerinde hükümet yetkilileri arasında tutuklama emrinin uygulanıp uygulanmayacağı konusunda görüş ayrılıkları yaşanıyor.

Belçika Başbakanı Bart De Wever, Netanyahu'nun ülkesinin topraklarında gözaltına alınmayacağını belirtirken Dışişleri Bakanlığı, Uluslararası Ceza Mahkemesinin çalışmalarını tam olarak destekliyor.

Belçika Dışişleri Bakanlığının X hesabından, "İsrail ve Gazze'de işlenen suçlardan sorumlu olanlar, kim olursa olsun en üst düzeyde yargılanmalıdır." açıklaması yapılmıştı.

Fransa hükümeti, UCM'nin uluslararası hukuku ayakta tutma rolünün güçlü savunucusu olduğunu söylerken İsrail UCM üyesi olmadığı için Netanyahu'nun tutuklama emrinden muaf olduğunu savunmuştu.

Fransa Dışişleri Bakanlığından, "Bir devlet, UCM'ye taraf olmayan devletlerin dokunulmazlıklarına ilişkin uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülükleriyle tutarsız şekilde hareket etmeye zorlanamaz." açıklamasında bulunulmuştu.

Almanya'da da benzer kararsızlık dikkati çekiyor.

Federal Hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit, "Bu temelde tutuklamalar yapacağımızı hayal etmekte zorlanıyorum." derken Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ise daha sonra "Almanya, ulusal, Avrupa ve uluslararası hukuka uyar. İsrail Başbakanı'nın Avrupa Birliği'ne girip girmeyeceği varsayımsal bir sorudur ancak şimdi bunu ayrıntılı olarak inceliyoruz." şeklinde konuşmuştu.

Hollanda ve İngiltere'den belirsiz açıklamalar

Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp, "Hollanda, UCM'nin bağımsızlığına saygı duyuyor. Gerekli olmayan temaslar kurmayacağız ve tutuklama emirlerine göre hareket edeceğiz. UCM'nin Roma Statüsü'ne tam olarak uyuyoruz." açıklamasını yapmasına karşın Başbakan Dick Schoof, Netanyahu’nun olası Hollanda ziyareti durumunda “Uluslararası hukuk çerçevesinde de tutuklanmadan Hollanda'ya gelebileceği olası senaryolar mevcut.” ifadesini kullanmıştı.

İngiltere'de Başbakan Keir Starmer'ın sözcüsü, Netanyahu'nun İngiltere'ye gelmesi halinde tutuklanıp tutuklanmayacağı sorularına "Varsayımlar üzerine yorum yapmıyoruz." yanıtını verirken Dışişleri Bakanı David Lammy ise daha sonra "Her zaman uluslararası hukuk ve uluslararası insani hukuk kapsamındaki yükümlülüklerimize bağlı kaldık. İngiltere'ye böyle bir ziyaret olursa bir mahkeme süreci olacak ve bu konulara ilişkin usulüne uygun süreç izlenecektir." açıklamasını yapmıştı.

Avusturya, Çekya ve İtalya tutuklamaya baştan karşı

Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg, "Demokratik olarak seçilmiş bir hükümetin üyeleri ile bir terör örgütünün lideri arasında eşitlik yaratmak saçmadır." ifadeleriyle UCM'nin tutuklama emri kararını sert şekilde eleştirmişti.

Çekya Başbakanı Petr Fiala da benzer şekilde, "UCM'nin talihsiz kararı, demokratik bir devletin seçilmiş temsilcilerini İslamcı bir terör örgütünün liderleriyle eşitleştirerek diğer davalardaki otoritesini zayıflatıyor." ifadelerini kullanmıştı.

İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ise "Ne yapacağımızı ve bu kararı nasıl yorumlayacağımızı müttefiklerimizle birlikte değerlendireceğiz." şeklinde konuşmuştu.

Buna karşın Başbakan Yardımcısı, Ulaştırma-Altyapı Bakanı ve koalisyonun azınlık ortağı Lig Partisi lideri Matteo Salvini, “Orta Doğu'daki birkaç demokrasiden birinin başbakanına” savaş suçlusu demenin saygısızlık olduğunu söyleyerek tutuklamaya karşı çıktığını en başından göstermişti.

Bazı AB üyeleri, UCM'ye tam destek veriyor

İsviçre Federal Adalet Ofisi, Roma Statüsü kapsamında UCM ile işbirliği yapmak zorunda olduğunu ve bu nedenle Netanyahu veya Gallant ülkeye girerse onları tutuklamak ve mahkemeye iade sürecini başlatmak zorunda kalacağını duyurmuştu.

Danimarka, Finlandiya, Norveç, Estonya ve İsveç de UCM'nin tutuklama emri sonrasında mahkemenin çalışmalarına destek açıklamaları yapmıştı.

İsrail konusundaki çifte standart, AB standardı haline geldi

Uluslararası hukuk uzmanları, Netanyahu hakkındaki tutuklama emrinin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında çıkarılan tutuklama emrine çok benzediğini vurguluyor. Hem İsrail hem de Rusya, Roma Statüsü'ne taraf değil ancak AB ülkelerinin Putin ve Netanyahu konusunda sergilediği tutumlar arasında ciddi farklar bulunuyor.

Putin hakkındaki tutuklama emri sonrasında AB ülkelerinin neredeyse tamamı kararı uygulayacaklarını açıklamışken Netanyahu konusunda birçok ülke çekimser kalmayı tercih ediyor.

Nitekim UCM, Putin'in Moğolistan ziyaretinin ardından verdiği 24 Ekim 2024 tarihli kararda taraf devletlerin resmi statü ya da uyruk fark etmeksizin yakalama emri çıkarılan kişileri tutuklamak ve mahkemeye teslim etmek zorunda olduğunu belirtmişti.

"Bazı Batılı devletler İsrail'e ayrıcalık tanıyor"

İnsan Hakları İzleme Örgütünün eski Direktörü ve Princeton Üniversitesinde misafir profesör olarak görev yapan Kenneth Roth, AA muhabirine yaptığı yazılı açıklamada, UCM'ye üye devletlerin, haklarında tutuklama emri çıkarılan şüphelileri yakalama konusunda mutlak yükümlülüğünün bulunduğunu vurguladı.

Macaristan'ın UCM'den çekileceğini açıklamasının yükümlülükleri değiştirmediğini belirten Roth, "Roma Statüsü'nün 127. maddesi uyarınca çekilme, BM Genel Sekreteri'ne yazılı bildirimden tam bir yıl sonra yürürlüğe girer." dedi.

Roth, Roma Statüsü'nün, bu göreve uymama durumunda ortaya çıkacak sonuçları açıkça belirtmediğini, bunun diğer üye devletlerin harekete geçmesine bağlı olduğunu kaydetti.

Roth, "Örneğin, Macaristan halihazırda Viktor Orban'ın ülkesindeki hukuk devletine yönelik saldırıları nedeniyle Avrupa Birliği yaptırımlarıyla (bazı AB sübvansiyonlarının askıya alınması) karşı karşıya. Netanyahu'yu tutuklamayı reddetmesi, hukuk devletine saygısızlığının bir başka örneğidir." değerlendirmesinde bulundu.

Roth, Almanya'nın muhtemel yeni şansölyesi Friedrich Merz'in yakın zamanda önerdiği gibi, AB'nin Macaristan'ın Birlik'teki oy haklarının askıya alınması gibi ek yaptırımları düşünmesi gerektiğini ifade etti.

Putin'in tutuklanmasını destekleyen birçok devletin, Netanyahu söz konusu olduğunda neden çekimser kaldığı sorusuna Roth, "Bazı Batılı devletler, uzun zamandır uluslararası insan hakları ve insani hukuka İsrail istisnası getiriyor. Bu, olağanüstü tehlikeli. Bazı devletler, özellikle İsrail gibi hukuku bu kadar büyük ölçüde hiçe sayan bir devlet için istisna yapıldığında herkes için koruma zayıflar." yanıtını verdi.

Roth, Macaristan'ın Roma Statüsü'nden çekilmesinin UCM ve uluslararası adalet için sonuçlarının ne olacağı sorusu üzerine şunları dile getirdi:

"Macaristan çekilirse UCM için korkunç sonuçlar öngörmüyorum. Viktor Orban, Macaristan'daki hukuk devletini hiçe saymasıyla zaten kötü bir üne sahip. Bu nedenle Avrupa Birliği, Macaristan'dan bazı AB sübvansiyonlarını keserek ona yaptırım uyguladı. Böylesine hukuk tanımaz bir figürün aynı zamanda UCM'nin gerekliliklerine uymak istememesi pek de şaşırtıcı değil ve bu adalet için hayati öneme sahip kuruma yönelik geniş küresel desteği engellemeyecek."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
ÇOK OKUNAN HABERLER