İstanbul
Samsun İmam Hatip Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesini tamamlayan imam Şahin, ardından musikiye duyduğu ilgi nedeniyle Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Müziği Devlet Konservatuvarında ilahilerin makam ve usul analizleri üzerine yüksek lisans yaptı.
İmam olarak atanmasının ardından çeşitli illerde görev yapan Şahin, 2010 yılında Üsküdar Çinili Camii'ne tayin oldu, Üsküdar Musiki Cemiyetinde 3 yıl boyunca Türk sanat müziği makamları, eserleri, nota, solfej ve şan dersleri aldı.
Diyanet İşleri Başkanlığının 2009'da açtığı ezan yarışmasında birinci olduktan sonra çeşitli illerde ezan okuma kursları düzenleyen Şahin, dil ve mesleki yeterlilik sınavlarını geçtikten sonra yurt dışında görev almaya başladı.
ABD'nin farklı bölgelerindeki camilerde imamlık yapan ve ardından tekrar Türkiye'ye dönen Şahin, Central Park'ta sokak müzisyenine ilahi söyleyerek eşlik ettiği videosunun hikayesini görev yaptığı Üsküdar Çinili Camisi'nde AA muhabirine anlattı.
Şahin, ABD'de bir gün Diyanet İşleri Başkanlığı Washington Camisi'nde görevli imam Fazıl Kahraman ile gittikleri Central Park'ta sokak müzisyeninin nihavent makamını çalmasının dikkatini çektiğini söyledi.
Bu makamı sevdiğini belirten Şahin, "Nihavent makamında ezan okumak, Kur'an-ı Kerim okumak hoşuma gidiyor. Fazıl hocama müzisyenin yanına gitmeyi teklif ettim. Müzisyenin yanına gittik ve bu videoyu çektik. Sonra oradan döndük. Aradan birkaç gün geçtikten sonra videoyu paylaştım. Paylaşımımın ardından 2 milyon takipçisi olan bir sosyal medya kullanıcısı benimle iletişime geçerek, 'Videonuzu kullansak sizin açınızdan bir sıkıntı olur mu?' diye sordu. Sorun olmaz deyince o da hesap paylaştı ve bir anda herkes paylaşmaya başladı. Öyle olacağını tahmin etmedik." ifadelerini kullandı.
Videoda Aziz Mahmut Hüdai'nin "Neyleyeyim dünyayı, bana Allah'ım gerek" beytini okuduğunu dile getiren Şahin, aldığı tepkilerin yüzde 90'ının olumlu olduğunu ancak bir kısmının "Yakıştı mı size", "Kasideyi nasıl trampetle okursunuz" şeklinde olduğunu kaydetti.
İmam Dursun Şahin, şöyle devam etti:
"Olumlu dönüşlere baktığımızda Philadelphia'daki programda yanıma birisi geldi. 'Namazla niyazla bir alakam yok, beni bile etkilediniz. Sizden sonra namaza başlamayı düşünüyorum' dedi. Böyle çok alakasız kesimlerden olumlu tepkiler de aldık.
Videodan sonra ABD'deki çeşitli topluluklar, Afganistanlılar, Pakistanlılar, Hintliler, Bangladeşliler, Mısırlılar ve Suriyeliler de duydu. Onlar da bir şekilde ulaşarak kendi camilerinde namaz kılmamı, ezan ve Kur'an okumamı istediler. Çeşitli yerlere gittik. İnsanlar güzel sesten etkilenebiliyor, birini dinlediğiniz zaman size tesir edebiliyor."
Daha önce tambur, keman ve ud gibi müzik enstrümanlarıyla tasavvuf konserleri verdiğini belirten Şahin, "Farklı enstrümanlar denemek insanların daha çok hoşuna gidiyor. Bu trampet olur, tulum olur, Hint çalgıları olur. Kasideyi niye okuyoruz? İnsana ahireti, cennet ve cehennemi, doğruluğu ve dürüstlüğü hatırlatmak için. Amacımız dine hizmet etmekse burada tambur da trampet de keman da olabilir. Maksat burada İslam'ı tanıtmak, sevdirmek. Dinleyenler açısından kulağa hoş bir seda bırakabilmek" dedi.
Şahin, sesin insanı etkileme gücüne sahip olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Daha çok üretme hevesim oluyor. Değişik enstrümanlarla kasideler… Bunları sevdirmemiz lazım. Eskiden çok ünlü hocalarımız vardı. Mesela İsmail Coşar. Türkiye'de, dünyada onu herkes tanır.
O okuduğu zaman insanlar ağlardı, etkilenirdi ve namaz kılmayan bir adam namaza başlardı. Kur'an'ı bilmeyen adam Kur'an okumayı öğrenirdi. Sesin böyle bir tesiri var. Bu Allah'ın insanlara verdiği bir yetenek."
Türkiye'ye döndüğünü ve görevli olduğu camide işine başladığını belirten Şahin, cemaatinin de kendisini ilgiyle karşıladığını anlattı.
Şahin, imam ve müezzinlere yönelik zaman zaman çevrim içi kurslar düzenleyerek "uşşak makamı"nda ilahiler, Kur'an-ı Kerim, ezan, kamet, mevlit ve kaside okuma eğitimleri verdiğini de söyledi.