Strazburg
AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, Malatya Milletvekili Abdurrahman Babacan ve İstanbul Milletvekili Sena Nur Çelik tarafından organize edilen panele, Yıldız, Babacan, Birleşmiş Milletler Konut Hakkı Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal ve Hollandalı Senatör Saskia Kluit katıldı.
İsrailli tarihçi Ilan Pappe, eski İsrail Başbakanı Ehud Barak hükümetinin danışmanlarından Daniel Levy ve Filistinli diplomat Lema Nazeeh de panele çevrim içi iştirak etti.
Katılımcılara, Anadolu Ajansının (AA) "Kanıt" kitabı ile Gazze'deki soykırımda delil teşkil eden fotoğrafları nasıl belgelediğine dair bilgilerin yer aldığı kitapçık takdim edildi.
Davetliler, yakalarına Gazze'ye destek amacıyla karpuz figürlü broş taktı.
Babacan, moderatörlüğünü üstlendiği panelde, İsrail'in Hamas ile yaptığı ateşkesi 18 Mart'ta tek taraflı ihlal ettiğini, o zamandan bu yana Gazze'deki durumun daha da kötüleştiğini söyledi.
İsrail'in Gazze'nin bir kısmını ilhak etme tehdidini son derece endişe verici bulduğunu dile getiren Babacan, böyle bir durumun Filistin'i haritadan silme anlamına geleceğine dikkati çekti.
Babacan, "Gazze'deki mevcut durum bizleri, Avrupa Parlamentosu'nun Gazze'deki çocukları, kadınları ve masum sivilleri hedef alan saldırılar ve sistematik soykırım politikasına son verilmesi için nasıl harekete geçilebileceği konusunu araştırmaya zorluyor." diye konuştu.
"Gazze'de temel insan hakları metinleri ihlal edildi"
Yıldız da 1 yılı aşkındır uluslararası insani hukuk kurallarının etkisiz kaldığı bir durumla karşı karşıya olduklarını belirterek şöyle devam etti:
"Bugün Gazze'de temel insan hakları metinlerinin her birinin tek tek ihlal edildiği bir gerçekle karşı karşıyayız. Abluka nedeniyle on yıllardır açık hava hapishanesine dönen Gazze'de hareket ve seyahat özgürlüğü en başta ihlal edildi. Ardından güvenli gıdaya erişim engellendi. Güvenli bir çevre ve şahsi güvenlik hakkı engellendi."
Gazze'de tedaviye ulaşımın sınırlandırıldığına dikkati çeken Yıldız, Gazzelilerin eğitim haklarının da ellerinden alındığını dile getirdi.
Yıldız, Filistinlilerin onlarca yıldır aşağılayıcı cezalara ve uygulamalara karşı mücadele verdiğine işaret ederek, "Mülkiyet hakları yasa dışı yerleşimciler tarafından gasbedildi ve bugün diğer tüm hakları mümkün kılan, daha temel bir hak olan yaşam hakkı doğrudan tehdit altında." dedi.
"Şahit olduğumuz zulmü ellerimizle değiştiremiyorsak, o zaman ona sözlerimizle karşı durmalıyız." ifadesini kullanan Yıldız, Gazze'deki zulmü sonlandırmaya çalışmaya devam edeceklerini söyledi.
Yıldız, Gazze kendi halkına ait olduğu için bu paneli "Gazzeliler İçin Gazze'yi Yeniden İnşa Etmek" başlığı altında yaptıklarını dile getirdi.
"Gazze, bir katliam sahası"
Rajagopal de Gazze'deki ateşkesin ihlal edilmesiyle bölgedeki felaketin devam ettiğini belirterek, "Gazze'de yaşananlar, Gazze nüfusunun tamamının göç ettirilmesini hedefleyen yok etme girişimi." diye konuştu.
Gazze'yi "bir katliam sahası" olarak tanımlayan Rajagopal, en az 1 aydır bölgeye insani yardım girmesine izin verilmediğini ifade etti.
Rajagopal, Gazze'ye yönelik herhangi bir yardıma izin verilmemesini "olağanüstü bir zulüm" olarak değerlendirdi.
Filistinlilerin barınma hakkına yönelik sistematik ihlallere de dikkati çeken Rajagopal, sadece Gazze'de değil, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de konut yıkımları olduğuna işaret etti.
Rajagopal, insanların zorla yerinden edilmesinin ve işgalin bölgedeki soykırımın temelini oluşturduğunu vurguladı.
Gazze'nin parçalanmasına neden olan silah ve desteği İsrail'e sağlayan ülkelerin, bölgenin yeniden inşası konusunda sorumluluğu üstlenmesi gerektiğini söyleyen Rajagopal, "Esasen, uluslararası hukuka göre yasal sorumluluğu olanlar onlar." dedi.
"Aşırı dokunulmazlık, aşırı bir politikaya götürür"
Daniel Levy de İsrail'in 18 aydır işlediği suçları ve uluslararası hukuka yönelik ihlalleri haklı çıkaramayacağını belirtti.
Levy, İsrail'in saldırılarının ilk gününde Gazze'ye yönelik tüm yakıt, su ve ilaçları durduracağını belirttiğini ve bunu da gerçekleştirdiğini dile getirerek, "Aşırı dokunulmazlık, aşırı bir politikaya götürür. Bugün gördüğümüz şey ise İsrail'e verilen sonsuz dokunulmazlığın sonucu." diye konuştu.
Uluslararası Adalet Divanının (UAD) kararları kapsamında herkesin Gazze'de suç teşkil eden faaliyetlere suç ortağı olmama yükümlülüğü bulunduğunu vurgulayan Levy, bunun Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) yakalama kararlarını uygulamaktan da geçtiğine dikkati çekti.
Ilan Pappe de siyonizmin Avrupa kaynaklı bir soruna Avrupa kaynaklı bir cevap olduğunu hatırlamak gerektiğini belirterek, bunun Arap ve Müslüman dünyasıyla alakası olmadığını ifade etti.
"Siyonizmin" Avrupa'nın kıtadaki Yahudilere eşit vatandaşlık statüsü verememesine bir "çözüm" olarak ortaya çıktığını anlatan Pappe, "Avrupa için Yahudilere karşı ırkçılıkla mücadele etmenin tek yolunun, Filistinliler aleyhine Arap dünyasının, Müslüman dünyasının kalbine bir Avrupalı Yahudi devletini dayatmak olduğu fikri hala gündemde." değerlendirmesinde bulundu.
Pappe, bu fikre destek verenlerin başından beri bunu hayata geçirebilmenin yolunun güç kullanmaktan geçtiğini bildiğini ve "Avrupalı Yahudi Devlet" fikrinin, Avrupalıların Kuzey Amerika ve Avustralya'daki sömürge projesinden farkı olmadığına işaret etti.
"Gazze'deki üniversitelerin her biri yok edildi"
Lema Nazeeh ise Ekim 2023'ten bu yana yaklaşık 50 bin Filistinlinin öldürüldüğünü, hayatını kaybedenlerin ezici çoğunluğunun sivillerden oluştuğunu ifade etti.
"Gazze'deki üniversitelerin her biri yok edildi. Yaklaşık 2,3 milyon kişi yerinden edildi." diyen Nazeeh, Gazzelilerin sistematik olarak yok edildiğini söyledi.
Nazeeh, 18 aydır devam eden soykırım kapsamında çocukların dehşet verici sahnelerde yanarak yaşamını yitirdiğini dile getirdi.
"Ölmüş veya ciddi şekilde yaralanmış çocukların resimleriyle uyanıyoruz"
Saskia Kluit de Gazze'de insani yardıma yönelik ablukanın tamamen yasa dışı olduğunu, sivillere yönelik gıda, su ve tıbbi malzemelerin sınırlandırılamayacağını söyledi.
Uluslararası hukuka göre yüksek seviyede korunan insani yardım çalışanlarının, Gazze'de saldırıya uğradığını belirten Kluit, bölgede yaklaşık 400 insani yardım çalışanının öldüğünü kaydetti.
Kluit, uluslararası basının Gazze'ye girmesine izin verilmediğine dikkati çekerek, "Sosyal medyada olanlarımız, ölmüş veya ciddi şekilde yaralanmış çocukların resimleriyle uyanıyoruz." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com