Ankara
Filistin'e destek gösterilerine katıldıkları belirtilen aktivistler İrlanda vatandaşları Shane O’Brien ile Roberta Murray, Polonya vatandaşı Kasia Wlaszczyk ve ABD vatandaşı Cooper Longbottom hakkında Berlin eyaleti, yargılama olmaksızın sınır dışı kararı verdi.
Yetkililerce söz konusu kişilere "mala zarar verme", "başka bir eylemcinin gözaltına alınmasını engelleme", "polise 'faşist' deme", "üniversitede protestoya katılma" ve "yasak sloganlar atma" gibi suçlamalar yöneltilirken "kamu düzeni için tehdit" oluşturdukları iddiasıyla sınır dışı kararının alındığı bildirildi.
Aktivistlerin 21 Nisan'a kadar Almanya’yı terk etmeleri gerekiyor, aksi halde zorla sınır dışı edilecekler.
Bu karar Avrupa'da ifade, toplanma ve hukukun üstünlüğü durumuna ilişkin tartışmaları alevlendirirken aktivistler ve hukuk uzmanları kararın siyasi saiklerle alındığını ve muhalefete yönelik baskı aracı olarak kullanıldığı eleştirilerini yöneltiyor.
Sınır dışı edilmek istenen Wlaszczyk, Guardian gazetesi için kaleme aldığı yazıda, "Bildiğimiz şey, devam eden soykırıma karşı ve özgür bir Filistin için harekete geçmenin bir suç değil, acil bir sorumluluk olduğudur. Filistin halkının içinde bulunduğu kötü durum, onlarla dayanışma içinde olmamız için yeterli bir neden olmalıdır." ifadelerine yer verdi.
Münferit bir vaka değil
İnsan hakları ve hukuk örgütlerinin Almanya'yı "barışçıl protestoları ve İsrail politikalarına yönelik meşru eleştirileri suç haline getirmekle" eleştirdiği bu kararın öncesinde de Filistin destekçilerine yönelik baskılayıcı ve engelleyici adımlar atıldı.
Filistin'e destek gösterilerine yönelik polis müdahalesi gittikçe daha sert bir hal aldı, gözaltılar arttı, Filistin destekçisi sesler sansürlendi, kültürel etkinlikler iptal edildi veya yasaklandı.
"Nehirden denize Filistin özgür olacak" sloganı yasaklandı, bir aktivist bu slogana öncülük ettiği için mahkum edildi.
Almanya, Holokost'a karşı "tarihi sorumluluğu sebebiyle antisemitizmin hiçbir türüne geçit vermediğini" iddia ederek bu eylemlerini savunurken Gazze'de sivilleri hedef alan saldırılarına devam eden İsrail'e askeri ve diplomatik destek vermesi sebebiyle eleştirilerin hedefinde yer alıyor.
"Filistin'le dayanışmanın kriminalize edilmesi, Gazze'de soykırımı sürdüren İsrail hükümetinin çıkarlarına hizmet ediyor"
Almanya'nın bu kararına karşı, Avrupa Parlamentosundan (AP) 7 İrlandalı milletvekili harekete geçerek Avrupa Birliği (AB) Komisyonuna mektup gönderdi.
Mektupta bu kararın AB'nin ilgili yasalarını ihlal edip etmediğini sorgulayan milletvekilleri, AB Komisyonuna harekete geçip geçmeyeceğini sordu.
Mektubun imzacılarından AP Filistin ile İlişkiler Delegasyonu Başkanı Lynn Boylan, AA muhabirine yaptığı yazılı açıklamada, kararın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve AB Temel Haklar Şartı'nın ihlali olduğunu belirtti.
Boylan, AİHS ve AB Temel Haklar Şartı'nın ilgili maddelerinin ifade ve toplanma özgürlüğünü güvence altına aldığını anımsatarak Almanya'nın bu iki belgeye bağlı olmasına rağmen riayet etmemesini eleştirdi.
Söz konusu kişilerin herhangi bir suçtan mahkum edilmeden sınır dışı edilmesine karar verildiğine dikkati çeken Boylan, bu durumun "masumiyet karinesi hakkını" da ihlal ettiğini aktardı.
Boylan, alınan karara ilişkin tepkisini şöyle ifade etti:
"Bu durum, hem Avrupa'da hem de ABD’de Filistin'le dayanışmanın kriminalize edilmesi yönündeki endişe verici eğilimin bir parçasıdır. Dayanışmanın kriminalize edilmesi, Gazze'de soykırımı sürdüren İsrail hükümetinin çıkarlarına hizmet ediyor. Dünya liderleri sadece sessiz bir suç ortaklığı içinde durmaktan memnun olmakla kalmıyor, şimdi de insan hakları ve uluslararası hukuk için sesini yükseltecek kadar cesur olan vatandaşları susturmak istiyor."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com