Altın fiyatları "artan küresel belirsizlikle" rekor arayışına devam ediyor

ÇOK OKUNAN HABERLER
Altın fiyatları "artan küresel belirsizlikle" rekor arayışına devam ediyor

Küresel piyasalardaki belirsizlikler, jeopolitik gerilimler, zayıflayan dolar, ABD'nin genişleyen bütçe açığı ve faiz indirim beklentileri ile merkez bankalarının alımları, altın ons fiyatını rekor seviyelere taşıyor.

Berlin

Güvenli liman varlıklardan altın, jeopolitik risklerin yanında artan belirsizlik, ABD Başkanı Donald Trump'ın agresif gümrük vergisi politikalarının olası sonuçlarına ilişkin endişeler ve Trump'ın küresel düzeni daha geniş çapta bozma tehdidinde bulunmasının etkisiyle de rekor kırmaya devam ediyor. Altının ons fiyatının 14 Mart'ta ilk kez psikolojik sınır 3 bin doları kırmasının ardından, değerli metalin yeni rekorlar araması dikkati çekiyor.

Yeni yılına 2 bin 623 dolardan başlayan altının onsu, senenin başından bu yana 400 dolardan fazla değer kazandı, bu yıl 18 kez rekor yeniledi. Altının ons fiyatı geçen yıl yüzde 27 yükselirken, bu yıl da yüzde 15'in üzerinde artış gösterdi. Son 10 yılda ise yüzde 130'dan fazla arttı. Dün altının ons fiyatı 3 bin 57,31 dolara ulaşarak rekor tazeledi.

Analistler, altındaki son aylardaki yükseliş serisini, Richard Nixon'ın 15 Ağustos 1971'de doların altına dönüştürülebilirliğini (doların altın standardından ayrılması) sonlandırmasından beri "üçüncü büyük boğa piyasası" olarak değerlendiriyor.

Fiyata etkisi olan 4 faktör

Trump'ın gümrük tarifeleri politikasındaki gelişmelerin yatırımcılar arasında belirsizliğe yol açması, ABD'nin potansiyel olarak büyüyen bütçe açığına yönelik artan endişeler, dünyanın önde gelen merkez bankalarının küresel ekonomiye ilişkin belirsizlikler ve artan jeopolitik gerilimler nedeniyle tuttukları altın rezervlerini artırması, altının fiyatını yukarı yönlü destekleyen ilk 3 faktör olarak sıralanıyor.

Çin ve Hindistan gibi bazı Batılı olmayan ülkelerin merkez bankalarının da altın alımlarını ABD'nin olası yaptırımlarına karşı kendilerini jeopolitik olarak korumak için kullanmak istemesi de altının fiyatını yönlendiren 4'üncü faktör olarak gösteriliyor.

Gümrük tarifeleri

ABD'nin ithalat tarifelerine ilişkin endişeler, bu tarifelerin küresel ekonomik büyüme ve enflasyon üzerindeki potansiyel etkileri ve jeopolitik belirsizlikleri artırması altın fiyatını destekliyor. Tırmanan jeopolitik gerilimler, yükselen ticaret tarifeleri ve finansal piyasalarda artan belirsizlik ışığında, yatırımcılar giderek daha fazla istikrar ararken, bunu altında görüyor.

Küresel ticaret çatışması altın piyasasındaki tedarik zincirlerini etkilerken, değerli metallere uygulanan ithalat vergilerinden endişe duyan piyasa katılımcılarının son günlerde altın külçelerini Londra'dan New York'a kaydırdığı belirtiliyor. Hatta bazı analistler, ABD'ye yapılan altın transferlerinin altında yeni rekor arayışlarına sebep olduğunu iddia ediyor.

Jeopolitik riskler

Dünya Altın Konseyinin (WGC) modellemesine göre, jeopolitik risk, şubatta altında en önemli fiyat etkenlerinden biri oldu. İsrail ordusunun 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkesi bozarak 18 Mart'ta Gazze Şeridi'ne yeniden şiddetli saldırı başlatması ve ABD Başkanı Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında Ukrayna savaşında varılan anlaşmanın sonuçlarına ilişkin belirsizlik de altının güvenli bir liman olarak talep görmesini sağlıyor.

Washington, Moskova ve Kiev, anlaşmanın içeriği ve başarıya ulaşma ihtimali konusunda farklı yorumlarda bulunuyor. Yüksek düzeyde belirsizlikle karakterize edilen bir ekonomik ortamda, küresel ticaret çatışması, yatırımcıları endişelendirmeye devam ediyor.

Ekonomistlerin çoğu, ticaret çatışmasının, ithal malları daha pahalı hale getirerek enflasyonu körükleyeceğini değerlendiriyor. Küresel bir ticaret savaşının ekonomik büyümeye zarar vereceğini belirten ekonomistler, çatışmaların dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD ekonomisine zarar verme tehdidinde bulunduğunu ifade ediyor.

Altın ons fiyatı için ana itici güç daha yüksek belirsizlik seviyesi olurken, Trump'ın öngörülemeyen gümrük tarifeleri politikası ve ABD'nin Rusya'ya yaklaşıyor gibi görünmesi yatırımcılar için daha fazla belirsizlik oluşturuyor.

ABD bütçe açığı

Analistler, ABD'nin potansiyel olarak büyüyen bütçe açığına ilişkin endişeleri de altının fiyatını yukarı yönlü destekleyen ikinci faktör olarak görülüyor. ABD'de 2025 mali yılının 5'inci ayı olan şubat itibarıyla toplam bütçe açığı, önceki senenin aynı dönemine kıyasla yüzde 38 artarak 1,15 trilyon dolara ulaştı.

Merkez bankası alımları

WGC'nin "2024 Altın Talep Eğilimleri" raporuna göre, merkez bankalarının jeopolitik ve ekonomik risk ile enflasyona karşı korunmak ve portföylerini çeşitlendirmek hedefleriyle altına olan talepleri, orta ve uzun vadede artmaya devam ediyor.

Büyük merkez bankaları ayrıca geleneksel olarak büyük miktarda ABD tahvili bulundururken, son aylarda birçoğunun portföylerini altına doğru kaydırması dikkati çekiyor.

Altın talebi, 2024'te, enflasyon korkusu ya da küresel ticaretin çöküşü gibi süregelen jeopolitik ve ekonomik belirsizliklerin etkisi, merkez bankaları ve özel yatırımcıların ilgisiyle daha önce görülmemiş seviyelere ulaştı. Merkez bankaları, 2024'te de agresif alım stratejilerini sürdürerek art arda üçüncü kez 1000 tondan fazla altın satın aldı. 2023'te toplamda 1051 ton altın alan merkez bankaları, geçen yıl 1045 ton altını rezervlerine ekledi.

Merkez bankalarının altın alımları, ons altın fiyatının rekor üstüne rekor kırmasının başlıca nedenlerinden biri oldu. Merkez bankalarının altın alımı ve yüksek oranda rezerv tutma eğiliminin, rezerv para ekonomilerinde yaşanabilecek ekonomik risklerden ve artan jeopolitik gerilimlerden kaynaklandığı ifade ediliyor.

Altın rezervi, bir ülkenin para rezervlerinin merkez bankaları tarafından altın külçeleri şeklinde tutulan kısmı olarak tanımlanıyor. Bu rezervler, ekonomik belirsizliğe karşı koruma görevi görüyor ve kriz zamanlarında ödeme aracı olarak kullanılabiliyor.

Dünya Bankası, merkez bankalarının rezervlerinde yüzde 22'ye kadar altın bulundurmalarını tavsiye ederken, bazı merkez bankalarının portföylerinde altın rezervinin bu rakamın çok üzerine çıkması dikkati çekiyor. Konseyin anketine göre merkez bankalarının bu eğilimi bu yıl da devam edecek. Ankete katılan merkez bankalarının yüzde 69'u, gelecek 5 yıl içinde portföylerindeki altın oranını enflasyon ve jeopolitik riskler nedeniyle artırmak istediğini açıkladı.

Çin altın alımlarına devam ediyor

Dünya Altın Konseyi verilerine göre, Çin Halk Bankası, rezervlerini dolardan uzaklaştırmak ve kurdaki değer kaybına karşı korunmak için geçen yıl 18 aylık aralıksız altın alımına 6 ay ara vermiş ve Kasım 2024'te yeniden alıma başlamıştı.

Altını tercih eden merkez bankaları arasında en istekli alıcı konumundaki Çin Halk Bankası, yeniden art arda aylık alımlarına devam ederken, şubatta 5 ton altın alımı daha gerçekleştirdi. Şubat sonunda Çin'in resmi altın rezervleri 2.290 ton ile kayıtlara geçen en yüksek seviyeye ulaştı.

Bu da ülkenin toplam rezervlerinin yüzde 5,9'unu oluşturdu. Çin'in altın rezervleri 2025'in Ocak-Şubat döneminde toplamda 10 ton arttı. Çin Halk Bankası ve diğer merkez bankalarının alımları, altının son 2 yıldaki çok güçlü fiyat artışında etkili oldu.

Bu arada, ABD ve Avrupa'daki büyük yatırımcılar için popüler bir araç olan fiziksel altın destekli ETF'lerine (Borsa Yatırım Fonu) girişler artıyor. WGC verilerine göre, küresel fiziki destekli altın ETF'lerine şubatta 9,4 milyar dolarlık giriş oldu. Bu da Mart 2022'den beri en güçlü giriş olarak kayıtlara geçti.

Öte yandan, son haftalarda birçok banka ve analistin altın için fiyat hedeflerini yükseltmesi de dikkati çekiyor.

Küresel ticaret savaşı endişeleri

ING Emtia Stratejisti Ewa Manthey, konuya ilişkin değerlendirmesinde, artan güvenli liman talebi ve küresel ticaret savaşı endişelerinin altının ons fiyatını desteklediğini belirtti.

Daha yüksek enflasyon ve daha yavaş ekonomik büyüme riski taşıyan gümrük tarife endişelerin altın gibi güvenli liman varlıklarına talebi artırdığına işaret eden Manthey, "Ticaret ve gümrük tarifeleri konusundaki belirsizliğin altın fiyatlarını desteklemeye devam ettiğini görüyoruz. Ticaret gerilimleri artar ve daha fazla misilleme önlemi görürsek, altına yönelik güvenli liman talebi devam edecektir." ifadelerini kullandı.

Manthey, altının ons fiyatının, ticaret gerginlikleri, merkez bankası alımları ve ETF varlıklarına girişlerin etkisiyle art arda rekor seviyelere ulaştığını vurgulayarak, "Merkez bankaları geçen yıl 1.045 ton alım yaparak toplam talebin yaklaşık beşte birini oluşturdu. Bu yıl da alımların devam etmesi muhtemel. Daha fazla alım görürsek, bu külçe altın fiyatlarını daha da yukarı çekecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
ÇOK OKUNAN HABERLER