İstanbul
"Büyük Dönüşüm: Küresel Değişimin İtici Güçleri" ana temasıyla 10-11 Kasım'da İstanbul'da düzenlenen 13. Boğaziçi Zirvesi'ne katılan Arap araştırmacı ve gazeteciler, dünyadaki değişimler gölgesinde Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki yakınlaşmanın önemini değerlendirdi.
Katarlı araştırmacı gazeteci Cabir el-Haremi, Rusya'nın 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna'ya yönelik başlattığı savaşın dünyada herkesi acıttığını söyledi.
Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşın, dünyadaki karmaşık durumu daha da içinden çıkılmaz hale getirdiğine işaret eden Haremi, "Bu savaş, Orta Doğu'da da daha fazla kriz ve acılara sebep oldu. Ukrayna-Rusya savaşının yansımaları bitmiş değil, bunun yansımaları Arap bölgesine geldi." dedi.
Orta Doğu'da Suriye, Filistin, Yemen ve Libya başta olmak üzere birçok krizin devam ettiğini dile getiren Haremi, dolayısıyla Ukrayna-Rusya savaşının gelmesiyle birlikte buralardaki krizlerin içinden çıkılmaz hale geldiğini aktardı.
Günümüz dünyasında olabilecek herhangi bir kriz veya savaşın belirli bir coğrafyayı etkilemekle kalmadığının altını çizen Haremi, bu nedenle Ukrayna'daki savaşın başka yerlere taşınmaması için daha fazla uluslararası çabalara ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Türkiye'nin Ukrayna-Rusya savaşının önüne geçmek veya en azından etkilerini azaltma konusundaki çabalarıyla başarılı olduğuna dikkati çeken Haremi, "Türkiye'nin, dünya ülkelerine tahıl sevkiyatı yolunu açan anlaşmayla gıda güvenliği konusunda üstlendiği büyük rolü takdir etmeden geçmemek lazım." ifadelerini kullandı.
"Türkiye ile Arapların yakınlaşması Orta Doğu'ya güven ve istikrar getirir"
Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilere de değinen Katarlı araştırmacı yazar Haremi, şunları kaydetti:
"Aslında Türkiye ile Arapların yakınlaşmasına en çok muhtaç olduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Çünkü Türkiye ile herhangi bir Arap ülkesi arasındaki olumlu bir gelişmenin anında Orta Doğu'da yansımalarına tanıklık ediliyor."
Orta Doğu'nun artık çok yönlü krizlerden yorulduğunu dile getiren Haremi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Güçlü bir Türkiye, Arap dünyasının dayanağı oluyor, aynı zamanda Arap ülkeleri de Türkiye için oldukça önemlidir. Bu nedenle Türkiye ile Arap ülkeleri arasında mesafeleri kapatma ve daha çok iş birliği köprülerinin kurulması gerekiyor. Zaten Türkiye ile Arap ülkelerini birleştiren konular çoğunlukta ve farklı düşünülen konular oldukça azdır. Sonuç itibariyle Türkiye ile Arapların yakınlaşması Orta Doğu'ya kalkınmanın yolunu açacak güven ve istikrar getirir."
"Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkiler, Orta Doğu ittifakını vaat ediyor"
Filistinli araştırmacı gazeteci Halil el-Aseli de Türkiye ile Arap ülkeleri arasında son aylarda tanıklık ettikleri yakınlaşmanın umut verici olduğunu söyledi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Velid el-Hureyci'nin zirvedeki konuşmasında Türkiye'nin bölgesel politikalarını destekleri anlamına gelen ifadeler sarf ettiğini aktaran Aseli, "Türkiye ile Arap ülkeleri arasında son zamanlarda ilerleme kaydeden ilişkiler, eski Arap Birliği Sekreteri Amr Musa'nın da işaret ettiği Orta Doğu ittifakının oluşmasını vaat ediyor." dedi.
Dolayısıyla uluslararası kriz ve değişimlerin gölgesindeki zorluklara karşı Türkiye ile Arap ülkeleri arasında bir bölgesel birliğin olabileceğine dikkati çeken Aseli, nitekim bölge ülkelerinin de artık Türkiye ile mesafeli olmanın kimsenin yararına olmayacağının farkında olduğunu ifade etti.
Ukrayna-Rusya savaşı bağlamında dünyada çok ciddi ve hızlı dönüşümlerin olabileceğine, özellikle de enerji gibi konularda Orta Doğu'yu doğrudan ilgilendiren gelişmelerin olduğuna işaret eden Aseli, bu nedenle de Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki iş birliğinin zaman kaybetme lüksü olmadığına vurgu yaptı.
"Bölgesel yakınlaşma Filistin meselesinin yararınadır"
Bölgesel yakınlaşmaların Filistin meselesine de yararlı olduğunu söyleyen Kudüslü yazar Aseli, Türkiye'nin Filistin davasına verdiği her bir desteğe Arap ülkeleri tarafından da sahip çıkılmasının oldukça önem arz ettiğine vurgu yaptı.
Aseli, Türkiye'nin Filistin meselesine yönelik tutumunun uluslararası mahfillerde ve diplomaside hep olumlu kaldığını hatırlattı.
Arap ülkelerinin son yıllarda Kudüs kenti ve Mescid-i Aksa başta olmak üzere Filistin davasına yönelik yükümlülüklerini yeterince yerine getirmediğine işaret eden Aseli, dolayısıyla Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki yakınlaşmanın bu bağlamda umut verici olduğunu dile getirdi.
Iraklı araştırmacı yazar İbrahim ez-Zubeydi ise Türkiye ile Arap dünyasının ilişkilerinin dini eksene dayandığına dikkati çekerek, "Türkler kendilerini İslam'la tanıştıran Araplara kin gütmediği gibi Araplar da Türkiye'yi o şekilde görüyor." dedi.
Zubeydi, dolayısıyla Türkiye ile Arap ülkelerinin küresel değişimler gölgesinde de iş birliğiyle bölgenin güven ve istikrarını korumaktan şüphe etmediklerini ifade etti.