Brüksel
ABD Başkanı Donald Trump'ın uygulamaya koyduğu tarifeler ve "Önce Amerika" yaklaşımı, yıllık 1,5 trilyon avronun üzerindeki toplam hacimle dünyanın en büyük ticaret ve yatırım ilişkisine sahip olan AB ve ABD'nin arasını açtı.
Başkanlığının ilk döneminde sert üslubu ve katı söylemleriyle öne çıkan Trump'ın yeni dönemde de AB'yi başta ticaret olmak üzere çeşitli alanlarda yoğun biçimde eleştirmesi, karşılıklı müttefiklik algısını zayıflattı.
Derlenen verilere göre, AB, geçen yıl ABD'ye 531,6 milyar avroluk ihracat yaparken ABD'den 333,4 milyar avroluk ürün ithal etti. Böylece, AB tarafı ABD ile mal ticaretinde 198,2 milyar avro fazla verdi. Bu ticaret açığı, ABD Başkanı Trump'ı ciddi biçimde rahatsız ediyor. Bu durumu sert biçimde eleştiren Trump, AB'ye oldukça mesafeli yaklaşıyor.
AB ülkeleri ise Trump'ın çelik ve alüminyum ithalatına yüzde 25 gümrük vergisi kapsamına dahil edilmekten ciddi ölçüde rahatsız oldu. AB tarafı buna hızlı ve orantılı karşılık verileceğini, ancak önceliğin müzakere olduğunu duyurdu.
Henüz bu sorun üzerine odaklanılırken ve alınacak tedbirler üzerinde çalışılırken, ABD tarafında bir adım da Avrupa'da üretilen otomobillere karşı atıldı. ABD'ye ithal edilen otomobillere uygulanacak yüzde 25'lik gümrük vergisi kapsamına AB ülkeleri de dahil edildi. Özellikle Almanya başta olmak üzere Fransa ve İtalya gibi öncü otomobil üreticilerine ev sahipliği yapan AB, bu durumdan da çok olumsuz etkilendi.
Metaller ve otomobillerin ardından AB tarafı ABD'nin bütün ürünlere uygulanacak karşılıklı tarifeler kararıyla karşılaştı. Trump, temel olarak yüzde 10 olarak belirlediği karşılıklı tarifler kapsamında AB'ye yüzde 20'lik yüksek seviyede bir oran belirledi.
AB tarafı, ABD ile müzakere etmek istediğini yoğun biçimde vurgulamasına rağmen, bu çağrılar karşılık görmedi. Bu noktada AB tarafı ilk aşama olarak ABD'nin çelik ve alüminyum vergilerine misilleme yapmaya hazırlandı. AB ülkeleri, 15 Nisan'da ilk aşaması başlayacak aşamalı karşı tedbirler kararı aldı.
Ancak, ABD Başkanı Trump, Çin'le yaşanan tarife restleşmesinde Çin menşeli ürünlere uygulanan gümrük vergisini yüzde 125'e yükselttiğini duyurdu. 75’ten fazla ülkenin temsilcisinin arayarak gümrük tarifeleri konusunda çözüm için müzakere yürütmek istediğini belirten Trump, ABD’ye misilleme yapmayan bu ülkelere iyi niyet göstergesi olarak ek tarifeleri 90 günlüğüne durdurduğunu ve bu süre zarfında karşılıklı tarife oranının alt limit olan yüzde 10 şeklinde uygulanacağını açıkladı. Bu durum karşısında Avrupa ülkeleri derin bir nefes alabildi.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Trump'ın karşılıklı tarifelere ara verme kararını memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, bunun global ekonominin istikrarlı hale gelmesi için önemli bir adım olduğunu, ticaret ve tedarik zincirlerinin işleyebilmesi için net ve öngörülebilir koşullar sağlanması gerektiğini belirtti.
Von der Leyen, AB'nin sorunsuz ve karşılıklı olarak faydalı ticareti sağlamak için ABD ile yapıcı biçimde müzakereler yapılması görüşünde olduğuna dikkat çekti.
AB'nin küresel ticaretin yüzde 87’sini oluşturan diğer ülkelerle etkileşime geçerek ticaret ortaklıklarını çeşitlendirmeye devam edeceğini de belirten von der Leyen, AB'nin iç pazarında engelleri kaldıracak çalışmaları hızlandıracaklarını vurguladı. Von der Leyen, ABD'nin 90 günlük ara verme kararına karşılık olarak hazırladığı kendi tedbirlerini aynı süre zarfı için askıya alacağını duyurdu.
Bu kararın müzakerelere alan ve zaman sağlamak için alındığını belirten von der Leyen, müzakerelerin tatmin edici sonuç ortaya çıkarmaması halinde karşı önlemlerin devreye gireceğini ve bu hazırlıkların sürdüğünü ifade etti.
Yeni tarifeler AB'nin en önemli ortağı konumundaki ABD ile ticari ilişkileri zor bir noktaya taşıyor. AB kaynaklarına göre, tarifeler AB'nin ABD'ye 380 milyar avro değerindeki ihracatını etkileyecek.
AB'nin ABD'ye ihracatının yüzde 70'ine uygulanması söz konusu gümrük vergileri ile yılda 80 milyar avro civarında bir vergi doğuyor. Trump, AB'nin tarifelerden kurtulması için ABD'den çok büyük miktarda enerji ürünü alması gerektiğini savunuyor.
Rusya-Ukrayna savaşıyla özellikle doğal gaz tedarikinde darboğaza giren ve sıvılaştırılmış doğal gaza (LNG) yönelen AB, son 3 yılda ABD'nin en büyük LNG alıcısı konumuna geldi. Ancak, Trump bunu yeterli bulmuyor ve AB'nin ithal etmesi gereken enerjinin 350 milyar doları bulması gerektiğini düşünüyor.
AB tarafında ABD’den daha fazla enerji ürünü almaya sıcak bakarken bu konuda uzlaşının sağlanabileceği görüşü ağırlık taşıyor. Taraflar arasında müzakere edilebilecek bir başka önemli başlığın ise Çin olması bekleniyor. ABD'nin Çin'e odaklandığı bu dönemde AB tarafını kendi yanına çekmeyi istemesi söz konusu olabilecek. Bu noktada Çin konusunda ortak bir tutum belirlenmesi karşılığında AB'nin tarifelerden muaf olması söz konusu olabilecek.
AB'nin avantaj ve dezavantajları...
AB, ürünlerin, sermayenin, hizmetlerin ve insanların serbest dolaşımının sağlandığı dünyadaki en büyük "tek pazar" konumunda bulunuyor. 450 milyon nüfuslu pazarın Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'sı 16 trilyon avro civarında seyrediyor. Ayrıca, AB'nin çok sayıda anlaşma ile kurduğu geniş bir dış ticaret ağı bulunuyor.
Bununla birlikte, yeni ABD tarifelerinin AB ekonomisine olumsuz etkilemesi bekleniyor.
Tarifler sonucunda ABD tarafında AB mallarını daha pahalı olması ve bu ürünlere talebin gerilemesi öngörülüyor. AB'nin özellikle otomotiv, makine ve tarım gibi önemli sektörlerde daha düşük ihracat gelirleri olması söz konusu.
ABD'den ithal edilen içerikler kullanan AB üreticilerinin maliyetlerinin artması ve rekabet gücünün zayıflaması da ortaya çıkması muhtemel bir sonuç olarak beliriyor. Ayrıca, AB'nin tarifelere misillemelerinin iç piyasadaki ürünleri daha pahalı hale getirmesi, enflasyonu artırması da beklenen sonuçlar arasında bulunuyor.
Tarifelerin Avrupa Merkez Bankası (ECB) para politikasını da zorlaması ve avronun değerini zayıflatması ortaya çıkabilecek sonuçlar arasında sıralanıyor. Bu durumda ihracattaki zayıflama, ekonomik daralma, yatırım, istihdam ve milli gelir kaybı da beklenen sonuçlar arasında yer alıyor.
AB'nin olumlu etkileneceği alanlar...
ABD'nin tariflerine karşı tedbirler alacak AB'nin kendi sanayisini daha fazla desteklemesi söz konusu olacak. AB kalan sanayisini kaybetmemek için onu dış rekabetten koruyacak adımlar atacak. Bu durumda AB'nin içerideki yerel üretiminin artması söz konusu olacak.
ABD piyasasına erişim azalması ve kapanması nedeniyle AB ihracatçıları yeni pazar arayışını hızlandıracak. AB ihracatçıları özellikle gelişmekte olan Asya ve Afrika ve Güney Amerika başta diğer pazarlara yönelerek, AB dış ticaretini çeşitlendirmeye çabalayacak. AB'de bu sürece katkı vermek için ticaret anlaşmalarına odaklanacak.
ABD ile ilişkilerin aşırı gerilimi, AB'nin enerji ihtiyaçlarına bir yanıt niteliği taşıyan yeşil dönüşüm ve dijitalleşme gibi alanlardaki adımları da hızlandırabilecek. AB enerjide dışa bağımlılığı daha da azaltmak için yenilenebilir yatırımları artırmaya ve dijital alanda egemen konumdaki ABD firmaları ile rekabet edecek firmalara daha fazla destek sunmaya yönelebilecek.
Buna ilave olarak, AB içinde bazen kitlenebilen siyasi karar alma mekanizmalarının ortak bir büyük sorun karşısında güçlenmesi ve birlik içinde eşgüdüm ve uyumun artması da ortaya çıkması muhtemel sonuçlar olarak sıralanıyor.