Avrupa'da ilk kapalı yöntemle kalpteki mitral kapak ameliyatlarından birinde Türk cerrah imzası

ÇOK OKUNAN HABERLER
Avrupa'da ilk kapalı yöntemle kalpteki mitral kapak ameliyatlarından birinde Türk cerrah imzası

Viyana Üniversitesi tarafından ayın projesi ödülüne layık görülen kardiyolog Doç. Dr. Çağlayan Demirel, kapalı ameliyatla kalpteki mitral kapak dahil 4 kapağı değiştirmeyi başaran Avrupa'daki ilk bilim insanları arasına girdi.

Viyana

Avusturya'nın Innsbruck Üniversitesi'nde tıp eğitimi sonrası İsviçre'de "minimal invaziv", halk diliyle kapalı ameliyatlar üzerine 3 yıllık yoğun bir eğitim sürecinin ardından Viyana Üniversitesinin talebi üzerine burada çalışmalarını sürdüren Demirel, mayıs ayında üniversitesinden aldığı ödül ve Avusturya'da ilk, Avrupa'da ilkler arasına girmeyi başardığı kapalı kalp ameliyatı hakkında
açıklamalarda bulundu.

Doç. Dr. Demirel, uzmanlık alanının girişimsel kardiyoloji olduğunu belirterek, özellikle açık ameliyat gerektirmeden, kasıktan girilerek yapılan kalp ameliyatları üzerine uzun soluklu bir araştırma yaptığını söyledi.

Yaptığı çalışmanın Avrupa'daki üst düzey bilimsel dergilerde yayımlandığını aktaran Demirel, elde ettikleri sonuçların bilim dünyasında bulduğu olumlu karşılık nedeniyle Viyana Üniversitesi tarafından "ayın projesi" ödülüne layık görüldüğünü anlattı.

????

Demirel, "Araştırmamızda minimal invaziv yöntemiyle yaptığımız bu ameliyatın hastaya olan yararını, faydalarını görmüş olduk ve de özellikle hangi aşamada bu (aort) kapağın değişmesi gerektiğini göstermiş olduk. En önemlisi de sadece tıkanıklık değil, eğer tıp tabiriyle "regurgitation" (Aortic Regurgitation) dediğimiz, halk dilinde kapağın sızdırması da mevcutsa bu kapağın daha erken değişmesinin, hastanın yaşam süresini daha da uzatacağını göstermiş olduk. Bu, tıp literatüründe ilk kez gösterilmiş oldu ve bunu biz bütün Avusturya'da, Viyana Üniversitesi'nde kapak değişimi olan hastalarımızda göstermiş olduk. O yüzden çok değerli bir araştırma." değerlendirmesinde bulundu.

Viyana'da 2007 ile 2021 yılları arasında yapılan bütün kapalı kalp kapağı operasyonlarını incelediğini ifade eden Demirel, kalpteki aort kapağında kireçlenmeden ötürü tıkanıklık ve buna ek olarak kalp kapakçığında sızdırmanın bulunması durumunda, hem hasta hem de takılan protez açısından daha kötü bir sonucun ortaya çıktığını tespit ettiğini dile getirdi.

Yaptığı çalışmayla tıp dilinde "kombinasyon" olarak adlandırılan hem kireçlenme hem de sızdırma bulunan aort kapağına daha erken müdahale edilmesi gerektiğini belirlediğini kaydeden Demirel, şöyle devam etti:

"O hastalara daha erken bu tedavinin uygulanması gerektiğini ve de uygulandığında daha uzun süre yaşayacaklarını göstermiş olduk. Bunun yanında eğer kombinasyon dediğimiz yani hem tıkanıklık hem de kapağın sızdırması, kaçırması olduğu zaman protezin daha kötü sonuç verdiğini görmüş oldu. Bu da çok önemli bir faktör. Çünkü genelde hekim arkadaşlarımız arasında da normalde bilinen bir -belki çok doğru olmayan- gerçeklik. Sadece kireçlenmenin kapağı deforme ettiği, yani kapağı etkilediği ama sızdırdığı takdirde de kötü sonuçlar olabileceğini yeni göstermiş olduk."

Çağlayan Demirel, aort kapağına yönelik operasyonların yüzde 90'ının kireçlenmeden kaynaklanan tıkanma, daralma nedeniyle yapıldığını, sızdırma sorununun ikinci plana atıldığını ancak yaptıkları araştırmada kireçlenme olan hastaların yüzde 70'inde sızdırmanın da olduğu, bu iki sorunun hem hasta hem de protez açısından olumsuz sonuçlar doğurduğunu gözlemlediklerini, daha önce bu rahatsızlığın bu yönüyle takip edilmediğini, bu alanın çok kapsamlı bir şekilde araştırılmadığını aktardı.

Yaptığı çalışmayla hem hastaların hem de takılan protezlerin ömrü uzuyor

"Bizim için günlük hayatta ne değiştirdi derseniz; eğer kireçlenme olan bir hastamız varsa, kapak değişimi gereken, sızdırma var mı ona bakıyoruz. Eğer varsa o hastaya biraz daha erken, mümkün olduğu kadar daha erken işlem yapıyoruz. Bu da hasta için neden önemli? Erken yaptığımız, yani kombinasyon olan hastalarda erken yaptığımız hastalarımız daha uzun süre yaşıyor ve de protezimiz daha iyi sonuç gösteriyor" ifadesini kullanan Demirel, yaptıkları araştırmadan önce bu iki soruna sahip hastalarda kapak değişiminin daha geç yapıldığını, bu nedenle sızdırmanın devam ettiğini, sızdırmanın hem nefes darlığına hem de kalp kasının işlevini yitirmesine yol açtığını vurguladı.

Avrupa'da kalpteki 4 kapağı kapalı yöntemle değiştirebilen ilkler arasında

Demirel, kalpteki aort kapağına yönelik ilk kapalı ameliyatın 2002'de yapıldığını ve bu yöntemin zamanla geliştiğini belirterek, "Bizim bu merkezde sunabildiğimiz, diğer kapakları da kasıktan, kapalı bir şekilde yani açık ameliyat gerektirmeden değiştirebilmemiz. Burada mesela aort kapağını görüyoruz ama sizin de burada görebildiğiniz gibi trikuspidal (triküspit) ve mitral kapaklarımız da mevcut. Ve biz Viyana Üniversitesi Kardiyoloji Bölümü olarak Avrupa'da bu iki kapağı da kasıktan girerek değiştiren ilk merkezlerden biriyiz. Hatta o kadar yeni ki bu gördüğünüz mitral kapağını değiştireli bir hafta oluyor. Amerika'dan sonra ilk gelen merkezlerden biri olmamız ve hastalarımızı bu şekilde tedavi edebilmemiz herhalde bizi öne çıkaran en önemli faktörlerden biridir diye düşünüyorum." dedi.

Avusturya'da bu işlemi yapabilen iki kişi olduklarını aktaran Demirel, "Bir profesör arkadaşımız var. Bir de ben varım bu işlemi ilk yapan. Ve bu üniversitede kapalı şekilde kapak ameliyatlarını yapabilen az sayıda kişiyiz. Kardiyoloji bölümünde ikimiziz." bilgisini paylaştı.

Çağlayan Demirel, aynı bölümde çalıştıkları Prof. Dr. Philipp Bartko ile birlikte, minimal invaziv yönetimiyle hem mitral hem de trikuspidal (triküspit) kapakları değiştirebilen iki hekim olduklarını, Avrupa'da çok yeni olan bu tedavinin, dünyada ilk olarak ABD'de, Avrupa'da ise kendilerinden bir hafta önce ilk kez Almanya'daki Leipzig Üniversitesi'nde yapıldığını, bir hafta sonra da kendilerinin yaptığını anlattı.

"Yatalak hastalar yürüyerek evlerine gidebildi"

Kapalı yöntemle kapak protezlerini yapmadan önce ilaçlarla belirli bir oranda hastaların stabil tutulduğunu, özellikle ileri yaştaki hastalara yönelik açık kalp ameliyatının yüksek risk taşıması nedeniyle başvurulan bir tedavi yöntemi olmadığını belirten Demirel, "Bu kapakları yapmaya başladığımızda tabii bizim için de bu bir öğrenme dönemi oldu. Sonuçta ilk yapılan sistemlerden biriydi. Hastaların, yani yatağa bağlı olan hastanın bir hafta içerisinde, iki hafta içerisinde ilaçlarını neredeyse yarıya düşürebildik. Ve o hastamızın yürüyerek buradan evine gidebildiğini gördük." ifadesini kullandı.

Demirel, kapalı yöntemle mitral kapak protezinin henüz yeni başlanan bir tedavi şekli olduğunu ancak trikuspidal (triküspit) kapakların nispeten daha önce yapılmaya başlandığını, bu tedaviyi almış hastaların öncesi ve sonrasında ciddi bir ilerleme kaydedildiğini, daha önce bir basamak dahi çıkamayan hastaların 4 katı rahatlıkla inip çıkabildiklerini, kendi alışverişlerini yapabildiklerini belirtti.

Farklı ülkelerdeki hekimlere de bu yöntemi anlatacak

Mitral kapağı Avrupa'da kapalı yöntemle değiştirebilen ilk üniversitelerden biri oldukları için bu sistemi uygulamak isteyen başka ülkelerdeki hekimlere de tecrübelerini aktaracaklarını kaydeden Demirel, "İlk yapan ekipte olmam sebebiyle, misal haftaya vereceğim bir seminerim var. Prag'da olacak bu seminer. Buraya şimdilik 3 ülke dahil, yani bu kapağı bizden sonra yapacak 3 ülke, bunlar Çekya, Yunanistan ve de Polonya. Bu üç ülke önümüzdeki aylar da kapağı yapmak istiyor ve bizim tecrübelerimizden yararlanmak, faydalanmak istiyor." diye konuştu.

Çağlayan Demirel, ABD'de kalp kapaklarını üreten sağlık kurumunun kendisine Avrupa'da bu işlemi ilk yapan doktorlardan biri olduğu için özel bir sertifika verdiğini, böylelikle uluslararası alanda bu sertifikaya sahip sayılı doktorlar arasına girdiğini söyledi.

Avusturya'da Türk ve göçmen kökenli gençlere "pes etmeyin" tavsiyesi

Avusturya'da yaşayan Türk ve göçmen kökenli gençlere de tavsiyelerde bulunan Demirel, "Kim olursanız olun, adınız ne olursa olsun, kökeniz ne olursa olsun. Ben bunu yaşamış biri olarak söylüyorum. Ben başardıysam eğer, bunun pek bir sırrı yok ama tek önemli faktörü sabır, pes etmemek ve de azimli bir şekilde o yolda yürümek." dedi.

Demirel, tıp fakültesi mezunu birisi olarak doktorluk yapıp daha konforlu bir yaşam sürdürebileceğini ancak bunun yerine daha meşakkatli bir yolu seçtiğini, okul sonrasında dahiliye, yoğun bakım, kardiyoloji alanlarında çalıştığını, bunlara ek olarak İsviçre'de de 3 yıl boyunca çok yoğun şekilde kapalı ameliyat teknikleri üzerine eğitim aldığını anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Çünkü ben bunları yapmasaydım, Viyana Üniversitesinin kardiyoloji bölümü beni davet etmeyecekti. Ben buraya başvuruda bulunmadım. Onlar beni çağırdı. 'Kapak ameliyatlarına lütfen gel, beraber burada yapalım' diye. Onlar beni niye çağırdı? Çünkü ben orada (İsviçre'de) yapabildiğim ve (bu yöntemi) öğrendiğim için."


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
ÇOK OKUNAN HABERLER