MOSKOVA - ÖZEL
Karabağ’ın Ermeni işgalinden kurtuluş tarihi sayılan 8 Kasım Zafer Bayramı münasebetiyle Moskova'da bir resepsiyon düzenlendi.
Azerbaycan Moskova Büyükelçiliği'nde düzenlenen resepsiyona Türkiye, Pakistan, Moldova, Belarus, Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan'ın büyükelçileri, Rusya Liberal Demokrat Partisi lideri, Rusya Liberal Demokrat Partisi lideri ve aynı zamanda Devlet Duması Uluslararası İlişkiler Komitesi Başjanı Leonid Slutsky, Moskova'daki yabancı askeri ataşe ve diplomatlar, tanınmış kültür ve sanat adamları ve gazetecilerin yanı sıra Rusya'nın 40'tan fazla bölgesinden Azerbaycan diasporası liderleri katıldı.
Etkinliğin açılışı Azerbaycan'ın Moskova’daki askeri ataşesi Albay Kanan Tahmazov tarafından yapıldı. Askeri ataşe, İkinci Karabağ Savaşı sırasında Azerbaycan ordusunun geçtiği Zafer Yolu ve askeri operasyonlar hakkında detaylı bilgi verdi.
Azerbaycan'ın Moskova Büyükelçisi Rahman Mustafayev, hoş geldin konuşması yaptı. Konuşmasında Zafer Bayramı'nın her Azerbaycanlı için en değerli bayram olduğunu kaydetti.
Büyükelçi, “Bu zafere giden yolumuz çok uzundu. Bu yol milli liderimiz Haydar Aliyev'in Azerbaycan'da iktidara gelmesiyle başladı. O dönemde ülke harap olmuş, topraklar işgal edilmiş, Azerbaycan ordusu mağlup edilmiş, ülke iç savaşın eşiğindeydi. Haydar Aliyev ülkeyi yalnızca bağımsızlığını kaybetmekten değil, aynı zamanda toprak bölünmesinden de kurtardı" dedi.
-8 Kasım Zafer Bayramı münasebetiye düzenlenen respsiyona Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Tanju Bilgiç de katıldı
Mustafayev, Büyük Lider Haydar Aliyev'in önderliğinde Azerbaycan'da gelecekteki zaferimizin ekonomik ve enerji temelini oluşturma sürecinin başladığını vurguladı. Büyükelçi, “Bu politika, gelecekteki zafer için ekonomik, diplomatik ve askeri hazırlıklar yapan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İham Aliyev tarafından sürdürüldü.
Azerbaycan müzakere yolunu sonuna kadar izlemiştir ve ülkemizin tutumu uluslararası hukuk normlarına dayanmaktadır. AGİT Minsk Grubu'nun batılı arabulucuları, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin egemenliğini yeniden tesis etmeyi ve Azerbaycan topraklarını işgalden kurtarmayı değil, sınırlarımızı değiştirmeyi kendilerine amaç edindiler. Fransa'da çalışırken bunu çok net anladım. Minsk Grubu'nun Fransız eşbaşkanı ile son görüşmemde bana Minsk Grubu'nun gündeminde Azerbaycan'ın egemenliğinin ve sınırlarının restorasyonu gibi bir şeyin olmadığını söylediler.
Dünyanın değiştiğini, bölgenin değiştiğini, yenilgimizi kabul etmemiz gerektiğini, Güney Kafkasya'da yeni sınırlar oluşturmamız gerektiğini açıkça vurguladılar." diye konuştu.
Büyükelçiye göre “Fransız diplomasisinin o dönemde önerdiği şey bugün bölgemizde uygulanıyor. Avrupa Birliği'nin misyonu, aslında NATO, bölgede faaliyet gösteriyor. Ana görev, bölgenin önde gelen devletleri Rusya, Türkiye ve İran'ın kavşağında yarı bağımsız bir Dağlık Karabağ varlığı oluşturmaktı. Bu görevler o aşamada belirlendi ve bu Azerbaycan için büyük bir tehlikeydi."
Musatafayev, Azerbaycan'ın İkinci Karabağ Savaşı'ndaki zaferinden sonra çatışmanın çözülmesine rağmen, çatışma sonrası dönemin sorunlarının - işgalden ve mayınlardan arındırılmış toprakların yeniden inşaası, kayıp Azerbaycanlıların kaderinin aydınlatılması ve Azerbaycanlılar sorunu olduğunu vurguladı. Büyükelçi, Sovyet Ermenistan topraklarından kovulan Azerbaycanlıların da sorununun halen gündemde olduğunu söyledi.
Büyükelçi, bugünün ana konusunun Azerbaycan ile Ermenistan arasında barış anlaşması yapılması konusu olduğunu belirterek, "Ermeni komşularımızla çok iyi iş çıkardık, barış anlaşmasının birçok maddesi üzerinde anlaşmaya varıldı. Ancak asıl sorunlar hala çözülmedi. Bu, Ermenistan Anayasası'nda ve onun bir takım normatif belgelerinde Azerbaycan'ın egemenliğidir. Karabağ ile ilgili bizim açımızdan kesinlikle kabul edilemez olan hükümlerin bulunmasıdır.” dedi.
Mustafayev, Güney Kafkasya'da barış ve refah ile komşularla iyi ilişkilerin Azerbaycan dış politikasının öncelikli alanları olduğunu şöyle kaydetti: "Bölgenin üç ülkesi olan Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'da '3+3' konseptini kullanıyoruz. artı üç ana komşumuz olan Rusya, Türkiye ve İran'ın karşılıklı faaliyetlerini teşvik edeceğiz. Türk Devletleri Teşkilatı çerçevesinde iş birliği çabalarımızı da sürdüreceğiz.”
Rusya Federasyonu'ndaki Azerbaycan diasporasının temsilcilerine seslenen büyükelçi, onları Azerbaycan ile Rusya arasındaki dostane ilişkilerin güçlendirilmesi sürecine aktif olarak katılmaya çağırdı.
Etkinlik kapsamında "Şuşa Sen Özgürsün" belgesel filmi gösterimi de sunuldu.