İstanbul
Mikroplastiklerin insan sağlığına verdiği zararları
değerlendiren Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Okay Abacı, bu zararlı maddelerin hem çevre sağlığı hem de kardiyovasküler hastalıklar açısından önemli sorunlar içerdiğini söyledi.
Çapı 5 milimetreden küçük olan parçacıklara "mikroplastikler" denildiğini belirten Abacı, bu maddelerin genellikle şampuanlar, diş macunları, gıda ambalajları, plastik torbalar, şişeler gibi ürünlerin parçalanmasıyla veya endüstriyel üretim sırasında ortaya çıktığını dile getirdi.
????Abacı, kalp ve damar sağlığına etkileri tam anlamıyla açıklığa kavuşmamış olsa da son yıllarda yapılan çalışmaların, mikroplastiklerin vücutta iltihabı tetikleyerek endotel denilen damarın iç yüzeyinde işlevsizliğe ve damar sertliği gelişimine neden olabileceğini ifade etti.
Damar tıkanıklığı ve kalp krizi riski
Mikroplastiklerin, hava yoluyla solunarak, gıda ve su gibi sindirim yoluyla veya cilt teması gibi yollarla vücuda girebileceğini kaydeden Abacı, "Bağırsak duvarını geçip lenf sistemi veya doğrudan kan dolaşımına karıştıkları kanıtlanmıştır. Kan dolaşımına karışan mikroplastikler, damar iç yüzeyinde birikerek inflamasyon denilen iltihabi durumu artırabilir, bağışıklık hücrelerini aktive ederek plak oluşumunu hızlandırabilir. Bu süreç, uzun vadede damar tıkanıklığı, hipertansiyon ve kalp krizi riskini artırabilir. Nitekim 2023'te Lancet'te yayımlanan bir çalışmada, kalp damarlarında mikroplastik tespit edilen hastaların daha kötü klinik sonuçlara sahip olduğu bildirildi." dedi.
Kardiyovasküler hastalığı olanların daha fazla risk altında olduğunu vurgulayan Abacı, "Halihazırda kalp-damar hastalığı olan bireylerde damarlar daha hassas ve zaten iltihap halindedir. Mikroplastiklerin tetiklediği ek iltihabi durum (inflamasyon) bu hastalarda plak yırtılmasına neden olabilir. Bu da ani damar tıkanmaları veya kalp krizi riskini artırabilir. Ayrıca bu hastalarda bağışıklık sistemi düzensizliği veya ağrıyı hafifletmek ve iltihabı azaltmak için ilaç kullanımı, mikroplastiklere karşı daha savunmasız hale getirebilir." şeklinde konuştu.
Abacı, mikroplastiklerin bağışıklık sistemi tarafından yabancı cisim olarak algılandığını, bunun da iltihaplanma, damar iç yüzeyinde hasar, pıhtılaşma riskinde artış ve damar sertliği oluşumu gibi kalp hastalıklarına neden olabileceğini belirtti.
Plastik ambalajlı ürünlerden geçen mikroplastiklerin etkisini azaltmak için bazı önerilerde bulunan Abacı, "Bireysel önlemler oldukça etkilidir. Cam, metal veya seramik kaplar kullanılabilir. Plastik şişelerde su tüketimini azaltmaya, filtreli su sistemleri tercih etmeye dikkat edilmelidir. Hazır gıdalardan ve mikrodalgada plastik kapla ısıtılan yiyeceklerden kaçınmak gerekir. Bez çanta ve cam kavanoz gibi sürdürülebilir ambalajlara yönelmek, plastik ürünlerin etiketlerini okuyup plastik üretiminde kullanılan bir kimyasal olan 'BPA Free' yani bu kimyasalı içermeyen ürünleri tercih etmek önemlidir." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Abacı, plastik kullanımını azaltmanın mikroplastiklerin neden olduğu iltihaplanmaların önüne geçileceğini ve kalp sağlığı açısından uzun vadeli faydaları olabileceğini dile getirdi.
Tüm gıda maddelerine giriyor
İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Gıda Güvenliği Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Erkan da mikroplastiklerin petrol türevi plastiklerin parçalanmış çok küçük boyutlardaki hali olduğunu ve hayatın her noktasında bulunduğunu söyledi.
Mikroplastiklerin termal kıyafetler, sentetik iç çamaşırları, tüm ev tekstil ürünleri, mobilyalar, oyuncaklar, kozmetik ürünleri, plastik ambalajlar, araba lastikleri ve seralardaki malçlama malzemeleri gibi günlük hayatta kullanılan birçok malzemeden havaya, toprağa ve suya salındığını belirten Erkan, solunum ve deri temasıyla, tarım, hayvancılık ve balıkçılık kaynaklı tüm gıda maddelerinin tüketimiyle ve içme suyundan vücuda girerek sağlık riski oluşturabildiğine dikkati çekti.
Bilimsel çalışmaların bazı potansiyel hastalıklar ve sağlık riskleri ile mikroplastik kirliliği arasında kuvvetli ilişki kurduğunu dile getiren Erkan, hayvanlar üzerinde yapılan deneylerden mikroplastiklerin sindirim ve solunum sistemlerinde problemlere neden olabileceği, beyin sinir dokusu iltihabını tetiklediği, Alzheimer ve Parkinson gibi nörolojik rahatsızlıkları artırabileceği sonuçlarına varıldığını aktardı.
Hormon sistemini bozucu kimyasallar
Prof. Dr. Erkan, çok küçük boyutlarda da olsa plastiklerin dokularda, organlarda sadece yırtılma, kümelenme gibi mekanik zarar vermekle kalmadığını, hormon sistemini bozucu kimyasalları salabildiğini kaydetti.
Mikroplastiklerin tiroid bozuklukları, üreme sistemi sorunları, obezite, diyabet gibi hastalıklara etkisine değinen Erkan, "Uzun vadede kanser riskini artırabilir. Kanalizasyon, yağmur suyu drenajı, tarım ve sanayi atıkları yoluyla karasal kaynaklı kirliliğin son durağı olan sulak ekosistem, bu sistemdeki tüm organizmalar ve gıda kaynakları, mikroplastik kirliliğinden daha çok etkileniyor. Su ekosisteminde akıntılarla hem yatay yoğunluk ve çökelme ile hem dikey yayılım gösterebiliyorlar. Birincil oksijen üreticisi dediğimiz planktondan, suyu filtre ederek beslenen kabuklulara, balıklara, besin zincirinin son noktası insana kadar kolaylıkla ulaşıp ekosistemde döngüsel olarak birikiyorlar. Doğal olarak mikroplastik sağlık riski ve diğer boyutları konusunda da en fazla bilimsel çalışma su ve su ürünleri üzerinde yapıldığı için akuatik gıda kaynaklarının daha fazla mikroplastik içerdiği gibi bir algı oluşuyor. Oysa tarım ve hayvancılık ürünleri de en az balıkçılık kaynakları kadar mikroplastik kaynaklı tehlikeleri bünyesinde barındırmakta ve sağlık riski oluşturabiliyor." diye konuştu.
Gıda güvenliği açısından mikroplastik kirliliğin ciddi tehdit oluşturduğunu vurgulayan Erkan, bu kirliliği ve etkilerini azaltmak için plastik kullanımının azaltılması, sanayi üretiminde ekosisteme plastik kaynaklarının salınımını azaltıcı arıtma sistemi yatırımlarının ve çevre sağlığı farkındalığının artırılması gerektiğini kaydetti.
Prof. Dr. Erkan, yaklaşık 5 yıldır tüm AB ülkelerinde tek kullanımlık çatal, kaşık, pipet gibi plastik kullanımının yasak olduğunu, 10 yıldan fazladır pek çok ülkede kişisel bakım ve kozmetik ürünlerinde plastik kullanımının yasaklandığını, 2002'den beri de 150'ye yakın ülkenin plastik poşet kullanımını tamamen veya kısmen yasakladığını hatırlattı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com