Kırklareli
İnanca göre Hz. Nuh'un tufan sonrası karaya bastığında elinde kalan son malzemelerle yaptığı aşa da denilen, bolluk ve bereketin simgesi aşure, muharrem ayında gönülleri tatlandırmaya devam ediyor.
Kırklareli'nde odun ateşi ile yakılan ocakların üzerindeki tencerelerde kaynamaya başlayan aşure, bazı köylerde imece usulü yapılıyor.
Kofçaz ilçesine bağlı, Türkiye-Bulgaristan sınırını oluşturan 25 hanelik Ahlatlı köyündeki kadınlar, odun ateşinin harlanmasıyla ocak üzerinde ilahiler eşliğinde kaynattıkları aşureyi, okunan duaların ardından komşularına dağıtıyor.
"Annem bana hep derdi ki 'Hiç yapamazsan cezvede kaynat kuşlara ver, yine yap"
Köy sakinlerinden Naciye Kondur, her yıl olduğu gibi bu yıl da komşuları ile muharrem ayı dolayısıyla aşure yapıp dağıttıklarını söyledi.
Aşure yaptığında kendisini manevi açıdan rahat hissettiğini anlatan Kondur, şöyle devam etti:
"Annem bana hep derdi ki 'Hiç yapamazsan cezvede kaynat kuşlara ver, yine yap.' Muharrem ayı hayırlı bir ay olduğu için her yıl kaynatıyoruz. Kesinlikle bırakmayız. Hayır için Allah rızası için yaparız. Manevi açıdan da Allah bolluk, bereket veriyor. Yapmazsak zaten huzursuz oluruz. Aşure kaynayan evde bereket olur. Rabbim herkese yapmayı nasip etsin. Biz öyle gördük annelerimizden, babalarımızdan."
Buğdayı 7 kez yıkıyorlar...
Kondur, aşurenin daha lezzetli olması için odun ateşinde pişirildiğini, gelenek ve göreneklere göre aşureye konulacak buğdayı da 7 kez yıkadıklarını anlattı.
Buğdayın hamur kıvamına gelene kadar kaynatıldığını ifade eden Kondur, "İçine bal atarız, 40 çiçekten olduğu için illa koyarız. Fıstık, kuru üzüm, fasulye, nohut, kayısı, incir hepsini koyuyoruz. Onlar kaynadıktan sonra şekerini atıyoruz. En son ise dualar okuyarak aşuremizi komşulara dağıtıyoruz" dedi.